TGC Sedat Simavi Ödülleri sahiplerini buldu

TGC Sedat Simavi Ödülleri sahiplerini buldu

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) kurucu başkanı adına düzenlenen Sedat Simavi Ödülleri sahiplerini buldu.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) 2017 Sedat Simavi Ödülleri’ne değer görülen sanatçı, gazeteci, edebiyat, spor ve bilim insanları 11 Aralık 2017 Pazartesi günü Taksim The Marmara Oteli’nde saat 19.00’da düzenlenen törenle ödüllerini aldılar.

Törenin sponsorluğunu ise Limak Holding ve Türkerler İnşaat A.Ş. üstlendi. Sunuculuğunu Gökmen Karadağ’ın yaptığı tören Atatürk, silah ve çalışma arkadaşlarıyla, haber peşinde koşarken ölen ve öldürülen gazeteciler anısına yapılan saygı duruşuyla başladı.

TURGAY OLCAYTO: SEDAT SİMAVİ HER TÜRLÜ BASKIYA DİK DURUN, KALEMİNİZİ KIRIN AMA SATMAYIN DEMİŞTİR

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkan Turgay Olcayto’nun Sedat Simavi Ödülleri Töreni açılış konuşmasında kurucu başkan Sedat Simavi’nin Cemiyete bıraktığı sorumluluğa dikkat çekti:

“Sedat Simavi Türk basını için çok önemli bir figür. Sanat diyorsunuz Sedat Simavi bir karikatürist. Dönemini çok iyi anlatan karikatürleri var. Dergiler çıkarmış.Kurtuluş Savaşı’yla ilgili çalışmaları var. Sarayla bitip tükenmeyen kavgaları var. Bıraktığı bir de miras var. Gazeteci zor durumda kalabilir. Ama Sedat Simavi ‘Kalemini gerekirse kır ama satma’ demiştir. Bugünkü gazeteciliğe bakınca doğrusu Sedat Simavi’yi bir kez daha minnetle anıyoruz. Çok önceden bugün gazeteciliğin geldiği durumu görmüştür Sedat Simavi. Bugün arkadaşlarını ihbar eden, küçük ya da büyük çıkarlar için arkadaşlarını harcayan, cezaevindeki arkadaşlarına ‘oh çeken’ bir grup insan var. Bunlar kendilerine gazeteci diyorlar.

CEZAEVİNDE 140 GAZETECİ VAR 

Cezaevinde 140 gazeteci var. Bu arkadaşlarımızı cemiyet olarak ziyaret etmeye çalışıyoruz. Ahmet Şık’ı da, Ali Bulaç’ı da ziyaret ettik. Özgür Gündem’den İnan Kızılkaya’yı da ziyaret ettik. Cezaevindeki meslektaşlarımız ziyaretlerimiz sırasında birbirlerine selam gönderiyorlar.

CEZAEVİNDEKİ DAYANIŞMA DAHA YÜKSEK

Cezaevindeki dayanışmaları çok yüksek. Biz o dayanışmayı dışarda gösterelim istiyoruz ama bunu sağlayamıyoruz. Gazetecilikte nefret dili haberciliğinden vazgeçelim. Türkiye basın özgürlüğünden, halkın haber alma ve doğruyu öğrenme hakkından yoksun bırakılmamalı. Bu utançtan kurtulunmalı. Gergin bir topluluk olduk. Medyanın da bu gerginliğe olumsuz katkısı var. Siyasetçilerin dili de nefret dili. Bu kavga içinde toplumun sağlıklı hareket edebilmesi mümkün değil. Umarım bunları kısa zamanda atlatırız. Umudumuzu yitirmiyoruz, mücadeleyi de bırakmıyoruz. Sedat Simavi bize ‘Dik durun’ demişti biz de dik durmaya çalışıyoruz.”

Etiketler : ,
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.