Son umut bomba mı!

Seçime 48 saat kala gerçekleşen bu saldırının amacı belli ki, başta Diyarbakır olmak üzere bölge halkını sokaklara dökmek.
 

 Diyarbakır, Cizre, Yüksekova’dan gelecek öfkeli Kürt gençlerinin etrafı yakıp yıkan görüntüleri HDP’nin Batı’dan almayı beklediği oyların önünü kesecek ve bu partinin baraj altı kalmasıyla birileri amacına ulaşacaktı.
 

Başta Selahattin Demirtaş olmak üzere HDP’li kadroların olgun davranışları ve disiplinleri miting alanının sakin bir şekilde boşaltılmasını sağladı ve İstanbul’un kanlı 1 Mayıs’ı gibi daha büyük bir facianın meydana gelmesine izin vermedi.
 

Bombaların patlamasının ardından çıkacak panikte insanlar birbirini ezecek ve can kayıplarına gösterilecek infaal, HDP’yi şiddetin partisi olarak lanse etmekte kullanılacaktı.
 

HDP’nin barajı aşacağı anlaşıldığından bu yana bu partiye yönelik saldırıların artması mümkün değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın meydanlara hedef gösterdiği parti, kadroları ve destekleyen halk herşeye rağmen soğuk kanlılığını korudu.
 

 Bizler ömrü devlet şiddeti içinde geçmiş bir kuşağız. Bu devletin nelere kadir olduğunu gençliğimiz kaybederek ödedik. 2002’den sonra bu dönemin kapandığına, yeni bir sayfanın açıldığına inanmıştık.
 

ÇOK SAFMIŞIZ...
 

AKP, askeri vesayeti aynen devralıp tek parti vesayeti ile değiştirdi. Bugün yaşadıklarımız tek parti vesayetinin doğrudan sonucudur.
 

Yolsuzluk, haksızlık ve baskı rejimini sürdürmek isteyenlerin her yola başvurmaları beklenen bir gelişmeydi. Bir gün önce Erzurum’da yaşananlar, Diyarbakır’da yaşanacakların habercisiydi.
 

Bu bombalar, faili meçhul değil. Bombayı oraya fiilen koyanlar yakalanmasa bile, barışa ve demokrasiye inananlar gerçek faillerin kim olduğunu çok iyi biliyor, Türkiye’yi izleyen dünya kanaat önderlerinin bildiği gibi.
 

Hesap verme korkusu, korkuların en büyüğü. Amsterdam’da Türkiyeli kimi bakanların, oğullarının kurduğu şirketler, tersaneler ağızdan ağıza dolaşıyor Türkiye toplumu arasında.
 

Yolsuzlukların, verilecek hesabın boyutu inanılmaz boyutta. Bunu artık biliyoruz. Barışın, insan hayatının umurlarında olmadığını da biliyoruz.
 

Ama biz barışa da, insana da değer veriyoruz.
 

Onun için Sayın Demirtaş’ın çağrısına uyup sakin olmalı, provokasyona gelmemeli ve pazar günü mutlaka sandık başında olmalıyız.Bu Meclis dört partili olacak diye kabus görenlere, bu kabuslarının gerçek olacağını kanıtlamalıyız.
 

Aslolan barış, demokrasi ve hukuktur. HDP’nin önü kanlı oyunlarla kesilmek istenilmiş ama oyun tutmamıştır.
 

Bu pazar ayakkabı kutularındaki ayıplarını kanlı hesaplarla örtmeye çalışanlara ders verme günü olacaktır. Geçmiş olsun Diyarbakır. Barışı koruyan ve yaşatan herkese yürekten sevgiler.