On bir yılda en az 671 çocuk çalışırken hayatını kaybetti

On bir yılda en az 671 çocuk çalışırken hayatını kaybetti

İSİG Meclisi paylaştığı Çocuk İşçilik Raporu'nu son iki haftada Mesleki Eğitim Merkezleri kapsamında staj gördüğü işyerlerinde hayatını kaybeden 14 yaşındaki Arda Tonbul ve 15 yaşındaki Erol Can Yavuz'a adadı.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin (İSİG), paylaştığı Çocuk İşçilik Raporu'na göre son on bir yılda en az 671 çocuğun çalışırken hayatını kaybettiğini açıkladı.

İSİG, raporu son iki haftada Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) kapsamında staj gördüğü işyerlerinde hayatını kaybeden 14 yaşındaki Arda Tonbul ve 15 yaşındaki Erol Can Yavuz'a adadı.

on-bir-yilda-en-az-671-cocuk-calisirken-hayatini-kaybetti.jpg

İSİG, raporda şu verileri paylaştı:

"2013 yılında en az 59 çocuk işçi, 2014 yılında en az 54 çocuk işçi, 2015 yılında en az 63 çocuk işçi, 2016 yılında en az 56 çocuk işçi, 2017 yılında en az 60 çocuk işçi, 2018 yılında en az 67 çocuk işçi, 2019 yılında en az 67 çocuk işçi, 2020 yılında en az 67 çocuk işçi, 2021 yılında en az 62 çocuk işçi, 2022 yılında en az 62 çocuk işçi, 2023 yılında en az 54 çocuk işçi olmak üzere, 2013-2023 yılları döneminde en az 671 çocuk işçi hayatını kaybetti."

"Çocuk emeğinin sömürüsünde yasal model çıraklıktır"

İSİG Meclisi, çocuk işçi ölümleri nedeniyle güncel bir tartışma olan MESEM'lerle ilgili olarak ise şu bilgileri paylaştı:

"Türkiye’de çocuk emeğinin sömürüsünde yaygın bir şekilde kullanılan temel yasal model çıraklıktır. 

"MESEM 2016 yılı sonuna kadar var olan ‘Çıraklık Eğitim Merkezleri’nin devamı niteliğindedir. Yani (4+4+4 modeli birlikte) eğitim sisteminin içine daha fazla entegre edilmiş ve kitleselleştirilmiş bir çocuk işçilik sisteminden bahsedebiliriz. MESEM uygulaması hayata geçirilirken AB ülkeleri örnek verilmektedir. Ancak uluslararası işbölümünde Türkiye’nin rolünü düşündüğümüzde yapılan ara eleman yetiştirmek ve ucuz emek gücü ihracıdır.

"MESEM kapsamında yaklaşık 1,5 milyon öğrencinin olduğu açıklandı. Bu öğrencilerin yaklaşık 300 binini ise 18 yaşın altındaki çocuklardan oluşuyor. Yani çocuk işçilik ‘bir gün okulda dört gün işyerinde eğitim alma’ uygulamasıyla meşrulaştırılıyor. Tabi bu uygulamanın kökenlerinde 24 Ocak kararları ve 12 Eylül darbesi ile hayata geçirilen neoliberal politikalar, 1990’lı yıllardan itibaren eğitimin metalaştırılması ve sanayi-eğitim işbirliği politikaları, 2006 yılında MEB-Koç Holding işbirliği ile “Meslek lisesi memleket meselesidir” şiarıyla öğrencilerin sanayi için ara eleman olarak yetiştirilmeye başlanması TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken’in “Bizim çıraklarımız çocuk işçi değildir, onlar ustalarından meslek öğrenen öğrencilerdir.” sözleri ile hayata geçirilen adımlar bulunmaktadır.

"MESEM’lerde yoğunlaşan “çocuk işçiliğin nesnel zeminini yoksulluk oluşturmaktadır”. Türkiye’de zaten binlerce çocuk aileleri geçinemediği için çalışmak zorundaydı. Bazen yazın çırak olarak bazen okul sonrası atölyeye giderek bazen de okulu bırakarak çalışıyorlardı. 2021 Eylül ayından itibaren ise derinleştirilen yoksullaştırma politikaları ile Türkiye’de her yaştan insan hızla ücretliler ordusuna katıldı."

Etiketler : , ,
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.