Medyada şiddet

Medyada şiddet

Banyoda sırtından bıçaklanmış kadın fotoğrafı, basın için yeni bir tartışmayı araladı: Bu, şiddete karşı tavır mı yoksa farklı bir şiddet mi?

İSTANBUL-  Türkiye’nin yasal düzenlemelere rağmen önleyemediği kadına karşı şiddetin medyada yer alış biçimi yeni bir şiddet türü doğuruyor: Kadına şiddet pornografisi.
Manisa’da önceki gün 38 yaşındaki Şefika Etik kocası İbrahim Etik tarafından banyoda sırtından bıçaklanarak öldürüldü. İki çocuk annesi Şefika Etik, sığınmaevine yerleşmiş, ancak ‘barışma umuduyla’ eve dönmüştü. Habertürk gazetesi sürmanşetinde kadının sırtından bıçaklanmış, yarı çıplak halini gösteren fotoğrafı kullandı. Fotoğrafta ‘buzlama’ yapılmamıştı. Haberin başlığı ‘Kadına şiddette son nokta’ydı. İlk tepkiler sosyal medyada patlak verdi. Facebook ve Twitter’da onlarca kullanıcı fotoğrafın bu şekilde kullanılmasını kınadı. Gazetenin bazı yazarları da twitter’a yazdıkları mesajlarla haberin veriliş şeklini eleştirdi. Ardından kadın örgütleri, basın meslek örgütleri yazılı açıklama yaptı. Basın Konseyi de fotoğrafla ilgili resen işlem başlattığını duyurdu. Haber, şiddet haberlerinin nasıl verilmesi gerektiğine ilişkin yeni bir tartışmayı da ateşledi.

Çocuklarını düşünmediler

Bakan Fatma Şahin: Fotoğrafın, şiddete karşı duyarlılık yaratmanın ötesinde, bir kadının ölü bedenini sergileyerek, kişilik haklarının zedelendiğini düşünüyorum. Ölenin çocuklarını dikkate almadan bu fotoğrafı sergileyenlerin, hazırladıkları gazeteyi evlerine götürüp, çocuklarına gösterip gösteremeyecekleri konusunu da değerlendirmelerini diliyorum. 

TGC Başkanı Orhan Erinç: Ne yazık ki iki kere iki, medyada da her zaman dört etmiyor. 

Haklı Kadın Platformu : Çarpıcı olsun diye bu tür fotoğraflar kullanmak, kadını istismar etmenin en çirkin yoludur. Ölmüş, savunmasız bir insanın kişisel haklarını yerle bir etmiştir. Cinsiyetçi yaklaşımdan uzak, etik kurallara duyarlı bir medya istiyoruz. 

Kadın Feminist Platformu’ndan Yasemin Öz: Bu denli şiddet içeren bir görüntüyü, bu kadar normalleştirerek ele almak kadına yönelik şiddeti engellemiyor. Çocukları açısından bu fotoğrafı görmek daha büyük yaradır. 

Kadın İnsan Hakları Derneği Kurucusu Pınar İlkkaracan: Kadın kurbana karşı ciddi bir hassasiyetsizlik ve saygısızlık söz konusu. Kadını koruma yasası bir an önce uygulanmalı. 

Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nden Dr. Ayhan Akçan: Bu tip görüntüler insanları travmatize eder, acı, dehşet duygusu yarattığı için çocuk ve ergenlerde ruhsal yaralanmalara sebep olur. Çocuklarda şiddeti normal olarak algılamaya yol açar. 

Galatasaray Üniversitesi İletişim Bölümü’nden Doç. Dr. Hülya Uğur Tanrıöver: Deyim yerindeyse bu bir tür şiddet pornografisidir. Pornografiden kastımız da haberde yer alan ceset, kan, cinayet gibi unsurların tüm çıplaklığıyla yer almasıdır. 

Medya Etik Platformu: Haberin mücadeleye kararlı olduğumuz ‘el alışkanlığının’ sonucu olduğunu sanıyoruz.

 Söz savunmanın


Altaylı: Rahatsız oldunuz değil mi?

Habertürk gazetesi Genel yayın Yönetmeni Fatih Altaylı Habertürk'teki köşe yazısında fotoğrafı şöyle savundu:

Dün Türkiye’nin en çok tartışılan konularından biri Habertürk’ün manşetiydi kuşkusuz. Manşetteki “sırtından bıçaklanmış kadının” fotoğrafı.

Çok sarsıldınız değil mi? Bize sövdünüz. Bana sövdünüz. Eleştirdiniz beni. “Ahlaksız, vicdansız herif” dediniz değil mi? “Bu fotoğraf basılır mı gazeteye” dediniz. “Bu ne rezalet” dediniz. Bana söverek, Habertürk’e söverek vicdanlarınızı rahatlattınız değil mi? Biliyor musunuz, böyle yapacağınızdan en küçük kuşkum yoktu. Ne tepkiler alacağımı, nasıl kızacağınızı, nasıl kükreyerek üzerimize saldıracağınızı biliyordum.

En küçük bir şüphem yoktu olacaklardan. Çünkü bir gün önce yazı işleri toplantısında da aynı durum oluştu. Yazı işlerimizin hemen hemen tamamı, “Bu fotoğraf basılır mı” dediler. Normal, sıradan, ahlaklı görünmekten başka bir derdi olmayan insanlar bu fotoğrafı basmazdı biliyorum. Ama ben basarım.

O fotoğrafı niye bastım biliyor musunuz? Bu tepkiler için. Sizin içinizi acıtmak için. Yüreğinizi dağlamak için. Kızmanız için, köpürmeniz için.
Çünkü “kadına şiddet” denilen “rezilliğin”, gözü morarmış bir kadından ibaret olmadığını gözünüze sokmak için. Aylardır Ayşe Paşalı’nın fotoğrafını koyuyoruz gazeteye. Ayşe Paşalı’nın ve Ayşe Paşalı’ların. “Sözde” çok üzülüyor, sözde “çok büyük duyarlılık” gösteriyorsunuz.

Ama ne duyarlılık. Fotoğrafa bakıyor ve geçiyorsunuz. Çünkü kadına şiddet denilen şeyin “morarmış bir gözden ibaret” olduğunu düşünüyorsunuz. Gerisi umurunuzda değil. O morarmış gözden sonra olan vahşeti görmüyor, bilmiyor, daha doğrusu bilmek istemiyorsunuz.

İşinize gelmiyor çünkü fazlasını bilmek. Fazlasını bilmek ve buna rağmen duyarsız kalmak mümkün değil çünkü. Morarmış göz sizi acıtmıyor. Dolap kapağına çarpsa da morarır o göz. İlle de erkek şiddetini gösteriyor çünkü. Ama o “bıçak” sırta saplanmış, o koca bıçak her şeyi gözünüze sokuyor. Ve siz bunun gözünüze sokulmasından hoşlanmıyorsunuz. Kendi ölçülerinizi aşıyor çünkü bu gerçek. Çünkü fazla rahatsız edici. Vicdanınıza dokunuyor. O yüzden de vicdanınızda oluşan bu rahatsızlığı bana, bize yüklüyorsunuz. “Bu da basılır mı” diyerek.

Evet basılır. Kadına şiddet budur. Morarmış bir göz değil, sırta saplanmış bıçaktır. Ben bu gazeteyi yaparken, her gün arkadaşlarımla tartışıyorum. Allah şahidimdir ki, pek çok haberde “Bu gazeteyi benim kızım da okuyor” diyorum, ona göre davranıyorum.  Pek çok haberi, “Bu benim yakınım olsaydı” diye makaslıyorum. Ama o fotoğrafı hiç düşünmeden bastım. Yazı işlerinde yükselen itirazlara, “Bu kez demokrasi yok. Bunu basacağız” diyerek bastım. Bu fotoğraf annemin fotoğrafı olsaydı da aynen basardım. Hem de daha büyük basardım.Ona yapılanı herkes görsün diye basardım.11 yaşındaki kızım görsün diye bastım.Şimdiden erkek egemen toplumun kadına uyguladığı şiddeti görsün ve bu şiddete karşı sessizkalanlara tepki göstermeye 11 yaşında başlasın diye bastım.Yarın yine basacağız böyle fotoğrafları.Bizim işimiz rahatsız etmek.Sahte vicdan gösterilerine değil, gerçek vicdanlara ihtiyacımız var bizim. Dünkü gazetemizi bir kez daha alın elinize.O manşetteki fotoğrafa bir kez daha bakın.Kadına şiddet bu işte.Morarmış bir göz değil. Sırta saplanmış bir bıçak.Görmediğiniz şeyler sizi rahatsız etmiyor.Görün istedim. Görün ve anlayın.Görün ve bir şeyler yapın.Görün ve bu kadınları koruyun istedim.Görün.Kafanızı çevirmeyin.Kadınlarımıza yapılanlar bunlar.
Keşke morarmış bir gözle kurtulsalar bu şiddetten.Ama kurtulamıyorlar.Farkına varın.Kızın.Öfkelenin.Sövün, küfredin.

Bana da küfredin.Ama birisi buna dur desin.Sahtekâr olmayın.Bana ettiğiniz küfürler vicdanlarınızı temizlemeye yetecekse ne güzel. Ama o fotoğraf kafanızda yer etsin.O fotoğrafı basan, bastıran benim.Ama nedeni ben değilim.Nedeni sizlersiniz. Bana kızmakla bu işin çözüleceğini zannedenler. RADİKAL

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.