Mahsa Jîna Amini’nin ölümü: 1 yılda ne oldu?

Mahsa Jîna Amini’nin ölümü: 1 yılda ne oldu?

İran’da 22 yaşındaki Mahsa Jîna Amini’nin ‘ahlak polisi’nin gözaltında katledilmesinin üzerinden bir yıl geçti. Peki, protestoların patlak verdiği 16 Eylül 2022’den bu yana neler yaşandı?

Jin, Jiyan, Azadî… Zan, Zendegi, Azadi… Kadın, Yaşam, Özgürlük… Bugün 16 Eylül 2023. 22 yaşındaki Mahsa Jîna Amini’nin İran’da başını İslami kurallara ‘uygun bir şekilde örtmediği’ gerekçesiyle ‘ahlak polisi’ tarafından gözaltına alınmasının ve üç gün sonra gözaltında katledilmesinin üzerinden bir yıl geçti. Jîna Amini’nin ölümü, önce Kürdistan eyaletindeki memleketi Sakkız ve hayatını kaybettiği Tahran’da, ardından neredeyse bütün ülkede aylar süren protestolara neden oldu. Bu yazının hemen başındaki üç kelime ise bu protestoların simgeleştiği bir slogan haline geldi. İran İnsan Hakları (IHR) örgütünün verilerine göre, güvenlik güçlerinin protestoları şiddet yoluyla bastırmaya çalıştığı ülkede en az 537 protestocu hayatını kaybetti, yedi kişi protestolarla bağlantılı suçlardan idam edildi. 

Peki, Mahsa Jîna Amini’nin ölümünden bu yana neler yaşandı?

GÖRGÜ TANIKLARI: AMİNİ İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELEYE MARUZ BIRAKILDI

Uluslararası Af Örgütü’nün 4 Ekim 2022 tarihli raporuna göre, Mahsa Jîna Amini 13 Eylül 2022’de, erkek kardeşiyle birlikte Tahran’ı ziyaret ettiği sırada ‘ahlak polisi’ tarafından durduruldu ve gözaltına alındı. Görgü tanıklarının anlattığına göre, ‘ahlak polisi’ Amini’yi zorla polis aracına bindirdi ve Tahran’daki Vozara gözaltı merkezine götürürken fiziksel şiddete maruz bıraktı. Erkek kardeşinin 14 Eylül 2022’de verdiği bir röportaja göre, gözaltı işlemini yapan ‘ahlak polisi’ onlara, Amini’nin, ülkenin katı İslami giyim kurallarını çiğneyen kadınların ve kız çocukların davranışlarını ‘düzeltmek’ amacıyla ‘ahlak polisi’ idaresinde yapılan ‘bilgilendirme’ derslerine katılması için gözaltı merkezine sevk edildiğini söyledi. Ablasının gözaltına alınmasına itiraz ettiği için Amini’nin erkek kardeşi de darp edildi.

Amini’nin gözaltına alınmasından sonraki birkaç saat içinde Amini komaya girdi ve Vozara gözaltı merkezinden ambulansla Tahran’daki Kasra Hastanesi’ne götürüldü. Üç gün sonra, 16 Eylül 2022’de hastanede hayatını kaybetti. Henüz Amini’nin Kasra Hastanesi’nin yoğun bakım ünitesinde yattığı sırada, görgü tanıkları, ‘ahlak polisi’nin Amini’yi polis aracının içinde kafasına vurmayı da içeren işkence ve kötü muameleye maruz bıraktığı yönünde bilgiler paylaştı. Erkek kardeşi de ablasının gözaltına alınmasından bir gün sonra, Vozara'nın önünde kadın yakınlarını bekleyen diğer ailelerle birlikte, binanın içinden çığlık sesleri duyduklarını söyledi.

PROTESTOLAR BÜYÜYOR: ‘KAHROLSUN ŞERİAT, DİKTATÖRE ÖLÜM’

Amini’nin 'ahlak polisi' tarafından katledilmesinin ardından İranlı kadınlar sokaklara döküldü. Sokaklarda devam eden protestolarda "Kahrolsun şeriat", "Humeyni'ye ölüm", "Zalimlere ölüm" ve "Diktatöre ölüm" sloganları atıldı. Polis kitleye plastik mermi ve biber gazıyla saldırdı. Amini’nin cenazesi ülkenin batısındaki Kürdistan eyaletine bağlı Sakkız kentinde çok sayıda kişinin katılımıyla defnedildi. Toplanan kalabalık defin boyunca sloganlar atarken, cinayetin sorumlularının ortaya çıkarılmasını talep etti. Mezarlıkta toplananlara saldıran polis, katılımcıları mezarlıktan dışarı çıkardı. Hükümet binasına doğru yürümeye başlayan kitleye, polis biber gazı ve plastik mermilerle saldırdı. Saldırıda birçok kişinin yaralandığı öğrenildi.

İranlı kadınlar başörtüsü zorunluluğuna karşı çıkarak saçlarını açıp sokak ve meydanlarda protesto gösterisi yapmanın yanı sıra sosyal medyada da benzer eylemler başlattı. Kadınların başlattığı saç kesme eylemleri önce İran’a, ardından dünyaya yayıldı. Amini’nin katledilmesini protesto etmek ve İran’daki kadınların hak ve özgürlük mücadelesine desteğini dile getirmek için saçlarını kesen isimler arasında Fransalı oyuncular Juliette Binoche, Marion Cotillard, Isabelle Adjani, Isabelle Huppert, şarkıcı Jane Birkin, İsveçli Parlamenter Abir El Sahlani, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim, dönemin Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Oya Ersoy ve şarkıcı Melek Mosso gibi pek çok isim yer aldı. 

Protestolar İran kentlerinin yanı sıra İstanbul, Ankara, Berlin, Washington, Paris, Viyana, Toronto, Roma, Atina gibi pek çok dünya kentine yayılırken, 19 Eylül’de Amini’nin ölümüne ilişkin açıklama yapan polis, 'tekrarlanmaması gereken talihsiz bir olay' ifadelerine yer verdi. Açıklamayı yapan Tahran polis yetkilisi Hüseyin Rahimi, "İran polisine karşı korkakça suçlamalar yöneltildi. Mahkeme gününe kadar bekleyeceğiz ancak emniyeti sağlama görevimizi bırakamayız" dedi. Bundan bir gün sonra açıklama yapan Hengaw İnsan Hakları Örgütü, Amini için düzenlenen protestolar sırasında beş göstericinin polis saldırısı sonucu vefat ettiğini duyurdu. Eylemler dalga dalga büyürken, isyanı bastırmaya çalışan hükümetin Instagram ve WhatsApp'a erişimi kestiği iddia edildi.

BABA AMİNİ: KIZIMI GÖRMEK İSTEDİM, İZİN VERMEDİLER

Kızının ölümü hakkında basına açıklamalarda bulunan baba Emcet Amini, sağlık çalışanlarının, ölümünden sonra kızının cansız bedenini görmesini engellediğini anlattı. "Kızımı görmek istedim ama beni içeri almadılar" diyen baba Amini, otopsi raporunu görmek istediğinde de doktorun kendisine, "Ne istersem onu yazarım, seni ilgilendirmiyor" yanıtını verdiğini belirtti. Emcet Amini, aileye otopsiyle ilgili herhangi bir bilgi verilmediğini, cansız bedenini kefenlenmiş halde, tespit için sadece yüzüyle ayaklarını görebildiğini aktardı. "Ayaklarında yara izleri vardı" diyen baba, "Doktorlardan ayaklarına bakmalarını istedim, bana yaranın nedenine bakacaklarını söylediler ama hiç aramadılar. Beni görmezden geldiler, şimdi de yalan söylüyorlar" diye konuştu.

Tahran Adli Tıp Turumu'nun Genel Müdürü Mehdi Faruzeş, daha önce yaptığı açıklamada, "Başta ve yüzde yara izi yok, göz kenarlarında yara izi ya da kafatasında çatlak yok" demişti. Tahran Adli Tıp Kurumu'nun Genel Müdürü Mehdi Faruzeş, Amini'nin 8 yaşında beyin ameliyatı geçirdiğini iddia etmişti. Kızının sağlık sorunları olduğu ve bunun ölümüne yol açmış olabileceği iddialarını da reddeden Emcet Amini, "Yalan söylüyorlar. 22 yıllık ömründe birkaç soğuk algınlığı hariç hastaneye gitmedi. Hiçbir hastalığı yoktu, hiç ameliyat geçirmedi" dedi. Baba Amini, kızının başka hastalıkları olduğu ve çalıştığı dükkanda sık sık bayıldığı iddialarının da 'yalan' olduğunu belirtti. 

GAZETECİ AREF: SOKAKLARDA ÖZGÜRLÜK İSTEYEN Z KUŞAĞI VAR

Mahsa Jîna Amini’nin ölümü ve ülkede başlayan protestolar hakkında 23 Eylül’de açıklama yapan İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, "Düşmanlar kaos çıkarmak istiyor. Halkın taleplerini ve protestoları işitiyoruz ancak kimsenin kaos yükünün altına girmesine izin vermeyiz" iddiasında bulundu. İranlı gazeteci Peyman Aref ise aynı gün katıldığı programda, "Şu anda sokaklarda 90'ların sonu ile 2000'lerde doğanlar var ve özgürlük istiyorlar" açıklamasını yapacaktı. Aref, sokakta olanların çoğunun Z kuşağı olduğunu vurgulayarak "İran gibi bir uygarlığı şeriatla yönetemezsiniz. Z kuşağı artık buna uymak istemiyor" dedi.

Protestolar ile birlikte protestolara destek açıklama ve eylemleri de devam etti. Oscar ödüllü İranlı yönetmen Asghar Farhadi, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımında, "Bu video aracılığıyla dünyanın her yerinden tüm sanatçıları, sinemacıları, entelektüelleri, sivil haklar aktivistlerini ve insanlık onuruna, özgürlüğüne inanan herkesi video çekerek, yazarak veya başka bir yol ile İran'ın güçlü ve cesur kadın ve erkekleriyle dayanışmaya davet ediyorum. Bu insani bir sorumluluk" dedi. Aynı günlerde Edirne Cezaevi'nde tutulan Selahattin Demirtaş ile Selçuk Mızraklı da İran'da katledilen Mahsa Jîna Amini protestolarına destek vererek saçlarını kazıttı. 28 Eylül’de ise İran eski cumhurbaşkanı Rafsancani'nin kızı, kadın hakları savunucusu Faize Haşimi’nin de ‘göstericileri sokak protestolarına teşvik ettiği’ gerekçesiyle gözaltına alındığı haberleri basına yansıdı.

EKİM: 20’Sİ GAZETECİ EN AZ 2 BİN KİŞİ GÖZALTINDA

Takvimler 1 Ekim’i gösterdiğinde protestolarla bağlantılı toplam gözaltı sayısı 2 bini buldu, New York merkezli Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), gözaltına alınanların 20’sinin gazeteci olduğunu açıkladı. Gözaltına alınanlar arasında, Amini'nin ölümü haberleştiren gazeteci kadınlar Niloofar Hamedi ve Elahe Mohammadi, Amini için ‘Baraye’ (Uğruna) şarkısını yapan sanatçı Şervin Hacıpur ile sunucu ve yönetmen Mehran Mudiri de vardı. Hacıpur ise bundan aylar sonra, Şubat 2023’te müzik dünyasının ‘Oscar’ı olarak bilinen 65'inci Grammy Ödülleri’nde bu yıl ilk kez verilen ‘Sosyal Değişim için En İyi Şarkı için Özel Başarı Ödülü’ne layık görülecekti. 

Protestolar sürerken, İran Adli Tıp Kurumu, Mahsa Jîna Amini’nin otopsi raporunu 7 Ekim’de açıkladı. Raporda, genç kadının ölümünün, ‘başına, hayati organlarına ve vücuduna darp sonucu değil, beyin hipoksisinin neden olduğu çoklu organ yetmezliğinden’ kaynaklandığı iddia edildi. İran, 26 Ekim’de, ülkedeki protestolarla ilgili Tahran'a yaptırım uygulayan Avrupa Birliği'ne (AB) yanıt olarak Avrupa Parlamentosu milletvekillerinin de aralarında olduğu Avrupalı 12 kişi ve 8 kuruluşa yaptırım kararı aldı. AB ve ABD ile İran arasındaki karşılıklı yaptırımlar ilerleyen aylarda da devam etti. Otopsi raporunun yayınlandığı günlerde İran rejiminin Jîna Aminî'nin ailesini ev hapsine aldığı haberleri basına yansıdı.

KASIM: 416 PROTESTOCU GÜVENLİK GÜÇLERİ TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜ

İran’da Mahsa Jîna Amînî'nin katledilmesiyle başlayan protestolara siyasi şarkılar söyleyerek destek veren ve 2 Ekim’de gözaltına alınan Kürt sanatçı Samin Yasin (Seydî) kasım ayında çıkarıldığı mahkemece idama mahkum edildi. Samin Yasin’in bu karara karşı yaptığı temyiz başvurusu bundan bir ay sonra, 24 Aralık 2022’de kabul edildi. Norveç merkezli İran İnsan Hakları (IHR) örgütünün verilerine göre, güvenlik güçlerinin protestoları şiddet yoluyla bastırmaya çalıştığı ülkede, 23 Kasım itibarıyla 416 eylemci öldürüldü. Hengaw da bundan üç gün önce yaptığı açıklamada, İran'ın kuzeybatısında yer alan Kürt kenti Mahabad'da güvenlik güçlerinin protestoculara ağır silahlarla saldırdığını ve en az dört kişinin öldürüldüğünü duyurmuştu. Kasım ayı sona ererken Devrim Muhafızları'na bağlı Besic üyeleriyle görüşen dini lider Ayetullah Ali Hamaney ise protestocuları 'isyancı' ve 'terörist' olarak niteledi ve Besic'i övdü.

ARALIK: İLK İDAM CEZALARI İNFAZ EDİLDİ

Takvimler aralık ayını gösterdiğinde Fransa’nın AFP haber ajansı, İran Genel Başsavcısı Muhammed Cafer Muntazeri’ye dayandırdığı haberinde, ‘ahlak polisi’ biriminin lağvedildiğini iddia etti. Buna göre, ISNA'ya konuşan Muntazeri, "Ahlak polisinin yargıyla hiçbir ilgisi yoktur" diyerek birimin lağvedildiğini açıklamış, haberde, dini bir konferansa katılan Muntazeri'nin 'ahlak polisi' hakkında gelen bir soruya cevaben söz konusu ifadeleri kullandığı belirtilmişti. İran devlet televizyonu El Alam ise 5 Aralık’ta 'ahlak polisi' biriminin lağvedildiği yönündeki iddiaları yalanladı. Muntazeri'nin ifadelerine yer verilen haberde, "İran İslam Cumhuriyeti'nden hiçbir yetkili ahlak polisi biriminin kapatıldığını doğrulamadı" denildi.

İran’da Amini’nin katledilmesiyle başlayan protestolar esnafın kepenk kapatma kararlarıyla devam ederken, protestolarla bağlantılı olarak idam cezasına çarptırılan iki kişinin cezası aralık ayında infaz edildi. 8 Aralık'ta basına yansıyan haberlere göre, bir güvenlik gücünü bıçakla yaralamak ve Tahran'da bir sokağı kapatmak suçlamasıyla idama mahkum edilen Mohsen Shekari'nin cezası infaz edildi. Bundan dört gün sonra, 12 Aralık'ta Meşhed kentinde '2 Besic üyesini öldürme ve 4 kişiyi yaralama' suçlamasıyla idama mahkum edilen Mecid Rıza Rahneverd'in cezasının da infaz edildiği açıklandı. Rahneverd'in cezasının kamuya açık bir alanda infaz edildiği kaydedildi. İdam kararları ve infazlar İran’da ve dünyanın pek çok ülkesinde protesto edildi. Tahran Başsavcısı’nın açıklamasına göre, 13 Aralık itibarıyla protestolarla bağlantılı olarak 400 kişiye hapis cezası verildi.

Protestolara destek için başı açık bir fotoğrafını Instagram hesabından paylaşan ve elinde “Jin, Jiyan, Azadî” yazan bir pankart tutan oyuncu Taraneh Alidoosti, 'ülkedeki rejim karşıtı gösterilere destek vermek', 'yanlış ve çarpıtılmış içerikler paylaşmak' ve 'eylemleri kışkırtmak' gerekçesiyle tutuklandı. Cannes Film Festivali ve İranlı yönetmen Asghar Farhadi gibi kurum ve isimler Alidoosti’ye desteğini açıklarken, Alidoosti ocak ayında serbest bırakıldı. Bu esnada ülke genelinde başörtüsü takma zorunluluğuna karşı direniş de yayılarak devam ediyordu. 25 Aralık’ta İran'ın Kum eyaletinde ‘giyim kuşam kurallarına uyulmadığı’ gerekçesiyle onlarca mağazaya ev sahipliği yapan bir AVM'nin mühürlendiği haberi basına yansıdı.

OCAK: İKİ İDAM CEZASI DAHA İNFAZ EDİLDİ

Ocak ayına gelindiğinde, İran'ın dini lideri Hamaney ülkedeki eylemler ve başörtüsü zorunluluğu ile ilgili bir açıklama daha yaptı. 4 Ocak’ta Tahran'daki konutunda kadınlarla bir araya gelen Hamaney, başörtüsünün 'dini bir zorunluluk olduğunu' söyleyerek, "Yani tesettürün farz olduğuna şüphe yoktur, bunu herkesin bilmesi gerekir. Bu hiç şüphesiz uyulması gereken dini bir yükümlülüktür ancak başörtüsü kuralına tam olarak uymayanlar asla dinsizlik ve devrim karşıtlığıyla suçlanmamalıdır. Başörtüsü zayıf olanlar bizim öz kızlarımızdır" açıklamasını yaptı. Bu esnada eylemlere katılan ve destek verenlere yönelik baskı ve yargılamalar da devam ediyordu. Protestolara katılmak ve Besic üyelerini öldürmekle suçlanan profesyonel futbolcu Emir Reza Nazr Azadani, ‘Allah’a düşmanlık’ iddiasıyla 16 yıl hapis cezasına çarptırıldı. On binden fazla eylemcinin gözaltına alındığı ülkede, Muhammed Mehdi Keremi ile Seyid Muhammed Hüseyni'nin idam cezaları da 7 Ocak'ta infaz edildi.

İran'daki protestolara katılan Klasik Yay Kadın Milli Takım sporcusu Kevser Hoşnudikiya, 24 Ocak’ta bir açıklama yaparak polisin açtığı ateş sonucu gözünden vurulduğunu ve sol gözünü kaybettiği açıkladı. IHR de bundan bir ay sonra yaptığı açıklamada, protestolara katılanların ‘sistematik olarak gözlerinin hedef alındığını’ söyleyecek, IHR Direktörü Amiry-Moghaddam, "Henüz yeterince veriye sahip değiliz ama benim izlenimim gözleri hedef alınanların büyük bölümünün genç kadınlar olduğu yönünde" ifadelerini kullanacaktı. Mahsa Jîna Amini'nin babasıyla röportaj yapan ve ardından gözaltına alınan Kürt gazeteci Nazila Marufiyan da ocak ayında duruşma yapılmadan 2 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ağustos 2023’te dördüncü kez tutuklanan Marufiyan, Tahran'daki Evin Hapishanesi'nde 1 Eylül'de açlık grevine başladığını açıkladı.

ŞUBAT: AZADİ KULESİ’NİN ÖNÜNDE DANS EDEN ÇİFTE 10 YIL HAPİS

Af Örgütü, bir rapor yayınlayarak, Mahsa Jîna Amini protestolarında gözaltına alınan ve idam cezası istemiyle yargılanan üç kişinin hapishanede işkence gördüğünü belirtti. İran’ın yargı sistemi hakkında hazırlanan raporda, 2 Ekim’de gözaltına alınan Mehdi Mohammadifard isimli tutuklunun darp edildiği ve gardiyanların cinsel saldırısına uğradığı kaydedildi. 1 Şubat’ta basına yansıyan haberlerde ise Tahran'da bulunan Azadi Kulesi'nin önünde kasım ayında dans ederken çekilen videolarını paylaşan Astiazh Hakiki ve Emir Muhammed Ahmadi çiftinin 'yolsuzluğu destekleme ve fuhuş' suçlamasıyla 10 yıl hapis cezasına çarptırıldığı açıklandı.

MART: ‘22 BİN EYLEMCİ AFTAN YARARLANDI’

Bu haberin basına yansıdığı günlerde bir açıklama yapan İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney ise hükümet karşıtı protestolarda tutuklananların da aralarında olduğu on binlerce mahkumu 1979'daki İslam Devrimi'nin yıldönümü dolayısıyla affettiğini duyurdu. Mart ayında konuyla ilgili açıklama yapan İran Yargı Erki Başkanı Muhsin Ejei, Mahsa Jîna Amini protestolarıyla ilişkisi olduğu gerekçesiyle mahkum olan 22 bin kişinin söz konusu aftan yararlandığı bilgisini paylaştı.

BASKI SÜRÜYOR: ‘BAŞÖRTÜSÜ TAKMAYANLAR CEZALANDIRILACAK’

Öte yandan, kadınların saçlarını açarak protestoları sürdürdüğü ülkede, başörtüsü baskısı devam etti. İran Yargı Erki Başkanı Gulam Hüseyin Muhsini Ejei, 1 Nisan’da yaptığı açıklamada, 'zorunlu başörtüsü kuralına aykırı hareket edenlerin müsamaha gösterilmeden cezalandırılacağını' söyledi. İsfahan eyaletinde düzenlenen bir toplantıda konuşan Ejei, 'başörtüsü kuralına aykırı hareket edilmesinin ülkeye düşmanlıkla eşdeğer' olduğunu savundu ve "Yargı, bu faillerin tespit edilerek gözaltına alınması halinde meseleyi özel bir şekilde ele alacaktır" dedi. Cumhurbaşkanı Reis ise başkent Tahran'da yaptığı açıklamada, "Bugün tesettür konusu dini ve hukuki bir meseledir ve toplumumuzun tüm fertlerinin tesettür konusuna geçmişte olduğu gibi bugün de bağlı kalması gerekmektedir" dedi. Reisi, tesettür konusunda farklı düşünenler için ilmi ve dini merkezlerin devreye girerek 'müzakere ve ikna yoluyla meseleyi aydınlatması' gerektiğini savundu.

Başörtüsü takmadıkları gerekçesiyle iki kadınla tartıştıktan sonra başlarına yoğurt döken saldırgan erkek ile kadınlar hakkında tutuklama kararı verilirken, İran Eğitim Bakanlığı da 3 Nisan’da üniversiteler ve ortaöğretim kurumlarında zorunlu başörtüsü kuralına uymayan öğrencilere eğitim verilmeyeceğini açıkladı. Takvimler 8 Nisan’ı gösterdiğinde, İran polisi, kamusal alanda başörtüsü takmayan kadınları tespit etmek için cadde ve sokaklar gibi kamusal alanlara kamera yerleştirmeye başladı. Konuya ilişkin açıklama yapan polis, başörtüsü zorunluluğuna uymadığı tespit edilen kadınlara eylemlerinin 'sonuçlarına ilişkin uyarıcı kısa mesajlar' gönderileceğini duyurdu. İran polisinin açıklamasında, işyeri sahiplerinden 'özenli denetimlerle toplumsal normlara uyulup uyulmadığını ciddi şekilde izlemesi' de talep edildi.

NİSAN: 238 OKULDA 5 BİNDEN FAZLA ÖĞRENCİ ZEHİRLENDİ

30 Kasım 2022'den bu yana genellikle kız öğrencilerin eğitim gördüğü okullarda toplu zehirlenme vakalarının da basına yansıdığı İran’da, 10 Nisan itibarıyla 238 okulda 5 binden fazla öğrencinin zehirlendiği açıklandı. İran İçişleri Bakanlığı, 11 Mart'ta yaptığı yazılı açıklamada, Tahran, Kum, Zencan, Huzistan, Hemedan, Fars, Gilan, Batı Azerbaycan, Doğu Azerbaycan, Kürdistan ve Rezevi Horasan eyaletlerindeki okullarda toplu zehirlenme vakalarıyla bağlantılı oldukları şüphesiyle 100'den fazla kişinin gözaltına alındığını bildirmişti. İran'ın başkenti Tahran'da 15 Mart’ta kimyasal gazla zehirlenen 16 yaşındaki Kürt öğrenci Karo Pashabadi 8 Nisan’da hayatını kaybetti. Pashabadi, bir gün sonra, Kamyaran iline bağlı Peşawi köyünde toprağa verildi.

MAYIS: ÜÇ KİŞİ DAHA İDAM EDİLDİ, AMİNİ’NİN MEZARI TAHRİP EDİLDİ

Mahsa Jîna Amini'nin ölümüyle başlayan protestolarla bağlantılı olarak mayıs ayında üç kişi daha idam edildi. İran Yargı Erki'ne bağlı Mizan haber ajansı, İsfahan'ın Hane Mahallesi'nde güvenlik güçlerine yönelik saldırının failleri oldukları iddiasıyla idama mahkum edilen ve idam kararları 10 Mayıs’ta Yargıtay tarafından onanan Salih Mirhaşimi, Mecid Kazımi ve Said Yakubi'nin idam cezalarının infaz edildiğini duyurdu. Aynı günlerde bir açıklama yapan Amini’nin abisi Aşkan Amini, kız kardeşinin mezarının son aylarda ikinci kez saldırıya uğradığını duyurdu. Abi Amini, Instagram hesabından mezar taşının bir görüntüsünü paylaşarak, “Mezar taşının camı bile onları rahatsız ediyor. Kaç kere kırarlarsa kırsınlar, tamir ettireceğiz. Görelim ilk kim yorulacak" diye yazdı.

‘ÖLÜM YILDÖNÜMÜ YAKLAŞIRKEN BASKI ARTIYOR’

Uluslararası Af Örgütü, İran'da 'ahlak polisi'nin gözaltında katledilen Mahsa Jîna Amini'nin ölüm yıldönümü öncesinde, 21 Ağustos Pazartesi günü bir araştırma yayınladı. Jîna Amini'nin ölümünün ardından bir yıl geçtiği hatırlatılan araştırmada, 2022 yılında 'ülke geneline yayılan “Kadın, Yaşam, Özgürlük” protestoları sırasında güvenlik güçlerince hukuka aykırı olarak öldürülen kişilerin ailelerini susturmak ve cezasızlığı devam ettirmek için aileleri taciz ve korkutma politikasına hız verildiği' değerlendirmesi paylaşıldı. Araştırma, 'İran yetkililerinin öldürülen kişilerin aile üyelerini keyfi olarak gözaltına alıp tutukladığını, mezarlıklardaki barışçıl toplanmalara sert kısıtlamalar getirdiğini ve ölenlerin mezar taşlarına zarar verdiğini' ortaya koydu.

9 Eylül’de basına yansıyan haberlerde ise Amini’nin ölüm yıldönümü yaklaşırken ülkedeki baskının arttığının altı çizildi. Buna göre, İran makamları, benzer biçimde alevlenebileceğini düşündüğü her türlü protesto eylemine karşı harekete geçti. Eylemlerde yaşamını yitirenlerin aile üyeleri yakın takibe alınırken, Ocak 2023'te idam edilen protestocu Muhammed Mehdi Keremi'nin babası Maşallah Karami 21 Ağustos'ta gözaltına alındı. İnsan hakları örgütleri, geçen beş ay boyunca, protestolarda sevdiklerini kaybeden yaklaşık 70 kişinin tutuklandığı bilgisini aktardı. 5 Eylül'de de Amini'nin amcası gözaltına alındı.

5 GAZETECİ KADIN HÂLÂ TUTUKLU: ‘ONLAR OLMASA GÜNDEME GELEMEZDİ’

Mahsa Jîna Amini’nin birinci ölüm yıldönümü yaklaşırken, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) de son bir yılda gazetecilere yönelik baskıları konu alan bir açıklama yaptı. Buna göre, İran’da protestoların başladığı günden bu yana 31’i kadın 79 gazeteci tutuklandı. RSF, gazeteci kadınlar Niloofar Hamedi, Elaheh Mohammadi, Nazila Maroufian, Farzaneh Yahya-Abadi, Vida Rabbani’nin halen tutuklu olduğunu hatırlatarak, “Onlar olmasa, Amini’nin ölümü sonrası gelişen 'Kadın, Hayat, Özgürlük' başlıklı toplumsal itirazlar hak ettiği gibi gündeme gelemezdi” ifadelerini kullandı.

Etiketler : ,
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.