Kürtlerin sermaye ile kavgası

Kürtlerin sermaye ile kavgası

Halkın parasıyla palazlandırılan sermaye üzerinden, kent halkı susuz bırakılarak siyasi iradesine karşı nifak tohumlarını ekmenin denemesi yapıldı.

SEDAT YILMAZ* YAZDI:

Türk devletinin Kürtlere karşı son 40 yıldır sürdürdüğü düşük yoğunluklu savaşın bitmesi için Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan tarafından başlatılan "barış görüşmeleri"nin nihayete ulaşması için büyük bir özveri ve iyi niyet çabaları sürerken Kürdistan'da yeni bir "kavga" boy verdi.

Ülkenin yoğun gündemi arasında "pas geçilse" de önümüzdeki yıllarda büyüyerek etkisini gösterecek olan "kavga" Amed ve Mardin başta olmak üzere Kürdistan'ın birçok ilinde kendisini gösterdi. DEDAŞ denilen tekelci bir şirket 1.5 milyonluk bir kenti en yaşamsal ihtiyacı olan enerji üzerinden tehdit etti. Aslında devletin yıllardır sistemli bir şekilde sürdürdüğü askeri şiddet, siyasal baskı ve ekonomik sömürü yanı sıra açlık ve yoksullukla terbiye etmeye çalıştığı ancak başaramadığı "dize getirme" politikası yeni bir boyut kazanmış durumda. Halkın parasıyla palazlandırılan sermaye üzerinden, kent halkı susuz bırakılarak siyasi iradesine karşı nifak tohumlarını ekmenin denemesi yapıldı. Belki de Kürtlerin "özerklik" talebine karşı hükümetin bir hamlesidir! Belki de denildiği gibi sadece bir "seçim" oyunudur! Belki de Amed Belediyesi Eşbaşkanı Gültan Kışanak'ın "petrolden pay istiyoruz" çıkışına karşı verilen "ince bir mesaj"dır! Daha birçok niyet okumaya, öngörüde bulunmaya, "komplo teorileri" üretmeye müsait bu yaşam hakkına kast etme "denemesi"ne karşı ne yapılacak- nasıl yapılacak? 

***
Eşbaşkan Gültan Kışanak'ın "bu şehri size dar ederiz" minvalindeki sözlerin ardında "bir kepçe" ile DEDAŞ önüne "hendek" kazımak kısa vadeli bir çözüm olabilir ancak uzun vadede tehlikenin büyükülüğü devam edecektir. Sayın Kışanak'ın arkasındaki örgütlü halk desteği ve siyaseten kontrol edilen Kürdistan'da "meydan okuma"sı da son derece anlaşılır. Ancak siyasi ve coğrafi olarak kontrol edilen mekanlar iktisaden kontrol edilmezse (Güney Kürdistan örneğinde olduğu gibi akvaryumdaki balık misali) tek bir şirketin açık tehditlerine maruz kalmaya mahkumdur! Bundandır ki; "şehri veya şehirleri" sermayeye "dar" etmenin yollarını, yoksulların mücadele tarihine bakarak bulabiliriz. Nitekim bugün Türk devleti, PKK ile masaya oturmuşsa bu mücadele tarihene yeniden dönüp bakmak gerekir. 

Bu yollardan bir tanesi de, arkanıza aldığınız siyasi desteği- halk gücünü, "komünal ekonomi" ile buluşturmaktan geçer. Sadece Botan Çayı üzerinde 17 HES yapılmakta. Kürdistan'da yüzlerce HES ve baraj yapılıyor. Su halkın, toprak halkın ama Enerji Bakanı Taner Yıldız çıkıp Kürt siyasetçilerini "sorumlu davran"maya çağırarak, DBP belediyelerinin tekelci şirkete olan "borç" miktarını açıklıyor. Yıldız da aslında "ayağınızı denk alın" demek istiyor! O halde sayın Öcalan'ın "Toprağımızı, suyumuzu ve enerjimizi komünleştirelim" çağrısına pratikte cevap olmanın zamanı. Bugünden tezi yok hep birlikte binlerce elektrik abonesiyle kurulacak bir komün ile kendi enerjimizi üretmenin üzerine kafa yormamız gerekiyor. Böylece devletin çürümüş, kirlenmiş, eko-sistemi tahrip eden şirketlerinden "pay" isteme yerine halkla el ele verip "tekelci sermaye"nin tahakkümünü kırabiliriz. Bir başka yol ise, bugün Rojava'da boy gösteren ve inşasını hızla sürdüren komünal ekonomi örneğini çoğaltmakta geçer. 

***
Bunu isteyip istemediğimizi elbette önümüzdeki zaman belirleyecektir; ancak birçok "analistin pas geçtiği" bir gerçek daha var. O da 6-8 Ekim 2014 Kobanê direnişinde Kürdistan sokaklarında "bankalara, özel sermayeye, AVM'lere ve süper marketlere" aslında "yükselen orta sınıfa" dönük öfkesini ortaya koyan yoksul Kürt çocuklarını herkes hesaba katmalı! 
Evet, "Türk- Kürt savaşı" bir gün mutlaka son bulacak! Ama "Kürtlerin sermaye ile savaşı" henüz yeni başlıyor. Bu "kavgayı" daha çok konuşacağız…

*Özgür Gündem Gazetesi ekonomi servisi haber editörü

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.