Kendi medyasını kuranlar

Kendi medyasını kuranlar

Son dönemde neredeyse her ay bir ya da birkaç gazetecinin işsiz kaldığı haberi düşüyor gündeme. Kimisi gazetelere yapılan siyasi baskılara dayanamıyor kimisi gazetelerin maliyeti azaltmak için yaptıkları 'küçülme' operasyonuna kurban oluyor. Ancak pes etm

ECE ÇELİK - RADİKAL

ZETE/Nurcan Akad


Üç yıl önce Türkiye’nin tablet için dizayn edilmiş ilk gazetesi olarak yayın hayatına başlayan Zete, bir tür dijital haber platformu. Akad en son Milliyet gazetesinin yazıişlerindeki işinden olunca 2011’de Zete’yi kurdu. 
Artık yazılı basın demode

Ana akım medyada çalışırken gazetecilik yapmamı anlamsızlaştıran, gazeteciliğin tadını kaçıran gelişmeler oldu. Gazetecilik hevesim sönmüştü. Bu saatten sonra medyanın geleceğinin dijital tarafta olduğuna inananlardanım. Bu atılımı biraz erken yaparak 2011’de Zete’yi kurdum. Tabletler yaygın dahi değilken, tablet projesine girmek riskliydi ancak bir an önce haberciliğin dijital kısmına geçmek gerektiğini hissettim. Artık bugünün haberini yarına yapmak çok demode ve eski bir şey. Üç senedir kafamı iyice geleneksel medyadan kopardığım için artık bana haberi ertesi gün veren medya enteresan geliyor. Kimseye bağlı olmadan çalışıyorum. Arkamda büyük bir sermaye olmadığı için devletle herhangi bir işim olmuyor. Gazetecilikte öğrendiğim ne varsa uygulamaya çalışıyorum. Elbette ki Hürriyet ya da Milliyet’te ulaştığım kitleye ulaşamıyorum ancak oralarda da kimlere ulaştığınız çok belirsiz. Dijital basının en güzel yanlarından biri hangi kitleye ulaştığınızın ölçülebilir olması. Gazeteciliğimin 28’inci yılında bütün maddi ve mesleki birikimimi riske attım. Ancak baskı ortamından o kadar bunalmıştım ki en zor durumda bile iyi ki Zete’yi kurmuşum diye düşündüm.

Vagus TV/Serdar Akinan


26 yıllık gazeteci Serdar Akinan bir dönem Sky Türk kanalının genel yayın yönetmenliğini yaptı, Akşam gazetesinde köşe yazarlığı yaparken işten çıkartılan Akinan kendi kurduğu ve internet üzerinden yayın yapan Vagus TV’de habercilik yapmaya devam ediyor.
Sistem dışına itiliyoruz.

Vagus TV’yi kurmamdaki ilk sebep işsiz kalmam. Malum Türkiye’de AKP ’nin yarattığı iklim ve baskılar yönetici pozisyonundaki insanları sistem dışına itiyor. İşsiz kaldıktan sonra ne yapabilirim diye düşündüm. Gazetecilikten başka bir iş bilmiyorum, başka seçeneğim yok. Tekel direnişi ve Uludere örneklerinde sosyal medyanın etkisinin konvansiyonel medyadan daha büyük olduğunu görmüştüm. Bu da bana internet sitesi açma fikri verdi. Türkiye’de iktidar sadece medya patronlarına değil reklam verenlere de baskı yapıyor. Site bazı günlerde ana akım gazeteler kadar çok tıklanmasına rağmen reklam alma sıkıntısı çekiyor. Medya satın alma şirketleriyle konuştuğumda, “Size reklam veremeyiz” diyorlar, onlar da korkuyor. Cebinizde sınırsız paranız varsa özgür gazetecilik yapabilirsiniz. Siteyi bir arkadaşımdan borç alarak açtım ve hâlâ o borçlarımı ödeyemiyorum. Şu anda Vagus TV’de herkes gönüllü, para almadan çalışıyor. Yerel seçimlerle birlikte siyasi tablonun değişeceğine inanıyorum. Belki Türkiye çok zor dönemlerden geçecek ama tüm bunların ardından bizim gibi bağımsız medya kuruluşlarına yaşama şansı doğacak.

EKRANELLA/Elçin Yahşi

Geçen seneye kadar Sabah gazetesi’nde ekler yayın yönetmenliği yapan Elçin Yahşi, Sabah’tan ayrıldıktan iki ay sonra televizyon sitesi Ekranella’yı hayata soktu. Televizyona dair yazı, haber ve röportajların bulunduğu site, sosyal medya yazarlarından besleniyor.
Sorumluluğu daha büyük Benim için gazetecilik öğrendiklerimi paylaşmak üzerine kurulu bir şey oldu. Bir gazetede çalışmayı bıraktıktan sonra öğrenmeye devam ediyordum ancak bunu paylaşacağım platform kaybolmuştu. Sosyal medya tam da bildiklerinizi paylaşma noktasında devreye giren bir araç. Dizi izlemeyi seviyorum, sosyal medyada da benim gibi dizilere meraklı birçok insan olduğunu biliyordum. Bir platform kurup bu insanları bir araya getirmek istedim. Projemi kısa sürede gerçekleştirdim. Sosyal medyadan ve ekşisözlük’ten dizilerle ilgili yazan yazarlar buldum. Ekranella benim için yayıncılığın devamı oldu. Hayatımda ilk defa tam bağımsız ve herkesin eşit olduğu bir yerde çalışıyorum. Bu işin altına tek başına girmek daha büyük sorumluluk getiriyor. Her daim iş başındayım. Belki eskisinden daha çok çalışıyorum ama istediğim bir şeyi yapıyorum. Dijital yayıncılık insanı başka bir dünyanın içine sokuyor. Basılı yayında bir şeyi bir gece önceden hazırlıyorsunuz ve o basılıyor. Ancak dijital yayın her an değişen tüm yeniliklerin anında yansıdığı başdöndürücü bir alan.

T24/Doğan Akın


Dört yıl önce Doğan Akın tarafından kurulan haber sitesi T24, son dönemin en çok okunan alternatif haber kaynaklarından. Ana akım medyadan ayrılmış Hasan Cemal, Nuray Mert, Mete Çubukçu ve daha pek çok isim T24 sitesinde köşe yazmaya devam ediyor.
Sorunlar alternatif medyaya itti

20 yıl kadar gece muhabirliğinden yöneticiliğe, gazeteciliğin pek çok alanında bulundum. Bu zaman dahilinde mesleğin sorunlarını gözlemleyebilmem için zamanım oldu. Medya kültürünün sorunlarının çıkmaza girdiğini görmem beni “Başka bir gazetecilik mümkün olabilir mi?” diye düşünmeye itti. Siteyi açarken toplu para bulmak yerine bazı şirketlerin internet sitelerine içerik hazırlamayı teklif ettim. Oradan elde ettiğim gelirle T24’ün çalışanlarının sigortalarını ve maaşlarını ödeyebildim. Bu model tuttu ve küçük bir bütçeyle de olsa site bu günlere ulaştı. Türkiye’de her düzlemde hoşgörüsüzlük var. Her gelen iktidar medyaya nüfuz etmeye çalışıyor. Gazetecilerin kendilerinden kaynaklı sorunları da var ve bu görmezden geliniyor. Örneğin gazetecilerin tenezzül zaafı var, bundan kurtulamıyorlar. Şirket gezileri ve bedava ağırlanma meselesi hâlâ sürüyor. Bunun gibi pek çok sorun bana T24’te alternatif bir gazetecilik yapma cesareti verdi. Kendisini susturulmuş hisseden herkese açığız. Yalnızca nefret suçu işlemiş, gazetecilik adı altında kabul edilemeyecek işlere girmiş isimleri bunların dışında tutuyoruz. Kimsenin görüşüyle ilgilenmiyoruz. T24’te muhafazakârlar, liberaller, sosyalistler, feministler yani sözü olan herkes yazabilir. Patronlarda medyanın zarar edilen bir alan olduğuyla ilgili bir tavır var. Halbuki doğru gazetecilik zarar edilecek bir alan değil, T24 deneyiminin bu duvarı da yıktığına inanıyorum.

teksus.org/Rahşan Gülşan


23 yıllık gazeteci Rahşan Gülşan, en son Habertürk gazetesinde çalışırken işini kaybetti. Ardından bir teknoloji blogu kuran Gülşan, yayınını ‘Kırmızı ojenin teknoloji ile buluştuğu blog’ olarak tanımlıyor.

Video stüdyom salonum

Blog kurma fikrim işsiz kaldıktan sonra oluştu. Ana akım medyada istediğim işi yapabilecek bir ortam bulmuşken site kurma fikrim yoktu. Ancak mesleğimin dijital dünya tarafından tehdit altında olduğunu hissediyordum. Medyanın durumu ve düşüncelerimizi ne kadar dile getirebildiğimiz ortada. Son dönemde ben ve birçok arkadaşım işimizi kaybettik. Dijital alanda bir şeyler yapmam gerektiğini hissettim. Uzun zamandır ilgi alanım olan popüler teknoloji alanında bir şeyler yapmak istiyordum. Ortalama tüketicinin anlayabildiği bir dil kullanarak teknolojiyi anlatmak istedim. Haberlere esprili üslubumu katarak eğlenceli bir teknoloji sayfası hazırlamaya çalıştım. Evden çalışıyorum, video stüdyom salonum, projektör olarak da İkea’dan aldığım ayaklı lambamı kullanıyorum. Blog bana ümit veriyor çünkü blog’u satın almak isteyenler ve siteye dönüştürmek isteyenler var. Ana akım medyada çok para kazanan insanlar değildik, bu dijital alanı ekmek kapısı olarak görüyorum. Hayatımda kendimi hiç dijital alanda olduğum kadar özgür hissetmemiştim. Ama yine de 23 yıllık gazeteciyim ve dürüst olmak gerekirse esas yaptığım işi, ana akım medyada olmayı, imzalı haber yapmayı çok özledim.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.