Kadına yönelik şiddetin altında yargı var

Kadına yönelik şiddetin altında yargı var

İHD Diyarbakır Şubesi'nin hazırladığı 2014 yılı ve 2015 yılının ilk 3 ayına ait "Kadın Katliamları ve Kadına Yönelik Şiddet Raporu"na göre, Bölge illerinde 2014 yılında 70 kadın, 2015'in ilk üç ayında ise 30 kadın uğradığı şiddet sonucu yaşamını yitirdi.

DİYARBAKIR - İHD Diyarbakır Şubesi, Bölge kentlerinde 2014 yılı ve 2015 yılının ilk 3 aylık dönemini kapsayan kadın haklarına yönelik ihlallere dair hazırlanan "Kadın Katliamları ve Kadına Yönelik Şiddet Raporu"nu, şube binasında düzenlendiği basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaştı. Vedat Aydın Toplantı Salonu'nda yapılan açıklamaya İHD Kadın Komisyonu üyesi avukatlar ile İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici katıldı. Hazırlanan raporu paylaşan Kadın Komisyonu üyesi Av. Hatice Demir, kadına yönelik hak ihlallerinin 2015 yılı içerisinde Kürdistan, Türkiye'de ve tüm dünyada artış göstererek devam ettiğini ifade etti.

Av. Demir, özellikle Ortadoğu'da tırmanan savaşın etkisi ile binlerce kadın ve çocuğun DAİŞ çetelerinin insanlık dışı saldırıları sonucunda kaçırıldığını, işkence ve tecavüze maruz kaldığını vurguladı. 

Çetelerin saldırılarından ve Suriye'deki savaştan kaçıp Türkiye'ye sığınan yüz binlerce insanın beslenme, barınma, sağlık ve hijyen gibi temel ihtiyaçlarının yeterince karşılanmadığını aktaran Demir, birçoğunun her türlü saldırıya uğrama tehdidi altında sokaklarda yaşamlarını sürdürmeye çalıştığını kaydetti. 

2014 ve 2015'teki kadın hakları ihlalleri

Kadına yönelik şiddetin altında, toplumsal cinsiyet ilişkilerinin yarattığı ayrımcılık ve eşitsizliğin yattığını dile getiren Demir, ardından hazırladıkları rapora ilişkin verileri paylaştı. 
Raporda, şu ihlallere yer verildi: "2014 yılının geneline baktığımızda Kürdistan'da, aile içinde ve toplumsal alanda 27 kadın katledildi. Güvenlik güçleri tarafından 1 kadın katledilirken, 29 kadın ise intihar ederek yaşamına son verdi. 9 Kadın kuşkulu biçimde öldürülürken, 4 kadın ise namus cinayetleri sonucu katledildi. 2015 yılının ilk 3 ayında da değişmeyen tabloda, 7 kadın aile içi şiddet sonucu katledilirken, 5 kadın toplumsal alanda saldırıya maruz kalarak öldürüldü. 

Yine 3 ayda 4 kadın uğradığı şiddet sonucu yaralanırken, 2 kadın ise tacize ve tecavüz maruz kaldı. 2015 yılının ilk 3 ayında 13 kadın intihar ederek yaşamını sonlandırırken, 3 kadın intihar teşebbüsünde bulundu. Yine 5 kadın kuşkulu bir biçimde öldürüldü. 2014 yılı ile 2015 yılının ilk 3 ayında tespit ettiğimiz verileri karşılaştırdığımızda ise, henüz 2015 yılının ilk aylarında olmamamıza rağmen geçtiğimiz seneyi yarılayan bir hak ihlali artışı ile karşı karşıyayız." 

İhlallerdeki artışın ana nedeni yargı alanındaki yetersizlikler

Paylaştığı bu verilerin ardından Demir, Türkiye'de, hukuksal önlemlerin kadını yeterince koruyamadığı ve her geçen gün artış gösteren hak ihlalleri ile mağduriyet yaşatılan kadın sayısının giderek arttığını söyledi. İnsan hakları savunucuları olarak bunları kaygıyla izlediklerini vurgulayan Demir, "Mahkemelere yansıyan kadına yönelik şiddet, taciz ve tecavüz dosyalarında haksız tahrik indirimi uygulanması, savcılıklarca etkili soruşturma yürütülmemesi, kadının şiddetten korunması için gerekli yasal önlemlerin alınmaması, önlemlerin sadece kâğıt üzerinde kalması, kadının yaşam hakkının ihlal edilmesinin önemli bir nedeni olarak görmekteyiz" diye konuştu. 

'Tahrik indiriminden vazgeçilmeli'

Demir, sözlerinin de devamında ise kadına yönelik şiddetin sona ermesi amacıyla, yapılacak tüm çalışmalarda kadın kurumları ve insan hakları örgütlerinin önerileri doğrultusunda yasal düzenlemelerin yapılması gerektiği üzerinde durdu. 

DAİŞ çeteleri tarafından kaçırılan kadınlar için de, uluslararası kuruluşlar ile insan hakları alanındaki örgütlerce Acil Eylem Planları hazırlanması gerektiğini belirten Demir, kadın cinayeti suçunu işleyen faillerin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılması için de yine yasal değişiklik yapılması gerektiğini vurguladı. Demir, bu konuda ise şunları söyledi: "Kadına karşı gerçekleştirilen taciz, tecavüz, katliam dosyalarında haksız tahrik indiriminden vazgeçilmeli, soruşturmaların etkin yürütülebilmesi için, kadının beyanı esas alınmalıdır. Kadına yönelik ve diğer her türlü şiddet haberlerinde basın dili ve üslubu mutlaka gözden geçirilmelidir. Biz insan hakları savunucusu kadınlar, kadına yönelik şiddetin bir insanlık suçu olduğunu, şiddetin asla kadının kaderi olmadığını, kadınlar bilinçlendikçe, örgütlendikçe ve aralarındaki paylaşım derinleştikçe her türlü haksızlık ile baş etme mücadelesi ve kararlılığını gösterebildiğini biliyoruz. Bu nedenle, kadına yönelik her türlü şiddet ve ayrımcı politikalar sonlanana dek mücadelemize kararlılıkla devam edeceğimizi ifade ediyoruz." 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.