IŞİD Şemdinli’de mi?

IŞİD Şemdinli’de mi?

 21.yüzyılın kirli yüzü kapitalist,modernist sistemin günahlarının dışa vurumu olan IŞİD Şemdinli’de mi?

ROJHAT ÖZKAN*

Kürdistan’da Irak’ta Suriye’de Filistin’de şiddetlenerek devam eden savaş,derin acılar yaşamakta ve yaşam koşullarını ortadan kaldırmaktadır.

Bugün Ortadoğu sahasında yaşanan güncelliğiyle birlikte tarihselliğiyle de ele alınıp değerlendirmeye tabi tutulmazsa sonuçları hakkında da isabetli  bir  öngörüye sahip olunamaz .

Başta bunu belirtmekte fayda var;Ortadoğu toplumsal kültürün ve toplumsallığın en güçlü yaşandığı yer olmakla birlikte uygarlıkçı devletçi geleneğin de en köklü olduğu yerdir.

Bu gerçeğe paralel olarak da bugün yaşananlar tarihsel kökleri beş bin yıla dayanan devletçi sitemin yarattığı toplumsal sorunlar karşısında insanlığın demokratik ulusun meşru savunma güçleri şahsında direnmesidir.

Yüz yıllardır Ortadoğu halklarına dayatılmak istenen devletçi sistem halkların kültürel birikimi karşısında iflas etmiş ve çıkmaza girmiştir .

Tüm maddi imkanlarıyla ,teknolojik  güçleriyle devşirilmiş mensuplarıyla (IŞİT çeteleri vb)aralıksız yürütülen savaş,devletçi sistemin can çekiştiği gerçeği ile direkt bağlantılıdır.

Halklar üzrine ölüm yağdıran despotik iktidar güçlerine  karşı başlatılan halk isyanı ise zaferin eşiğine gelmiş durumdadır.

Devletçi sistemim bunca kin,öfke ve kan kusması da bundandır.

20.yüzyıl başlarında İngiltere stratejisi doğrultusunda cetvel ile çizilen Ortadoğu’daki ulus devlet sınırları 21.yüzyıl başlarında ABD öncülüğünde küresel sermaye güçleri tarafından kendi çıkarlarına dayalı  tekrardan değiştirilmek istenmektedir.Mevcut sınırların, gelişen halkların özgürlük bilincine yenik düştüğü gerçeği sermaye güçlerini telaşa sokmuştur.Yıllardır Ortadoğu’da akan kan karşısında ve devletler içinde  ezilenlere yapılan zulme “devletin iç sorunudur” deyip göz yuman ve her fırsatta sınırların birliği ve bütünlüğünden dem vuran ABD, AB ve müttefikleri IŞİD’in kendini “İslam Devleti” olarak ilan etmesine Kürdistan,Irak Suriye ve hatta Türkiye sınırlarını da haritasına eklemesine ses çıkarmamaları ,Ortadoğu’yu yeniden dizayn  etmek istemelerinde ne kadar kararlı olduklarını göstermektedir.

IŞİD adlı terörist sürüsünün kısa bir süre içerisinde çok hızlı gelişmesi ve zengin petrol  kaynaklarına sahip toprakları,engelsiz işgal etmesi ortada hakimiyet kurması,küresel sermaye güçlerinin 21.yüzyıl Ortadoğu stratejisiyle bağlantılı olduğu açıktır.Bu strateji doğrultusunda var olan kaosu daha da derinleştirmek maksatlı,maşa olarak kurgulayıp kullandıkları IŞİD’e “böl yönet” rolü verilmiştir.Bu rol ile IŞİD,Ortadoğu halklarına sözde çözüm gücü gibi gösterilmek istenmektedir.Böyle verilmiş uzun bir mücadele ve ödenmiş nice ağır bedellerden sonra yeniden filizlenmiş özgürlük umutlarının IŞİD’in barbarlığıyla yok edilmesi amaçlanmaktadır.

Ancak halkların özgürlük umudunu,IŞİD’i güçlendirmekle kırmak isteyenler yakın bir zamanda IŞİD ile başlarının derde gireceğini kestiremeyecek kadar öngörüsüzdürler. “Tarihten ders çıkaramayanlar tarih yazamazlar” sözü ancak bu öngörüsüzler için söylenebilir.Hegemenik güçlerini 1970 yılların sonlarında oluşturdukları  El-Kaide’nin yıllar sonra  ABD’nin başına El-Fetih ‘in karşısına çıkarılan Hamas’ın İsrail’in başına bela olacağı biraz da işin doğasıdır.Zira belli bir olgunluğa geldikten sonra “çocuğun” kendisini büyütüp besleyen “baba” ya pek de ihtiyacı yoktur.ABD ve Türkiye’nin çıkar yuvası haline getirilmiş olan Hewlér’e IŞİD’in işgal teşebbüsü,söylediklerimizi doğrular niteliktedir.

Daha şimdiden Türkiye toprakları içinde IŞİD’in ayak seslerini duymuyor değiliz.Ramazan bayramı sabahı yüzlerce IŞİD sempatizanının İstanbul gibi  bir şehirde açık havada gövde gösterisi yaparak Tewhid-i Cihad yapmaları ve El-Bağdadi’ye bağlılıklarını dile getirmeleri ve yine Batman,Diyarbakır2da bildiri dağıtmaları,en son da IŞİD üyesi oldukları söylenen bir grubun Güney Kürdistan;’a geçmek isterken Şemdinli’de yanlarındaki bazı dökümanlar ile halka yakalanmaları IŞİD’in burnumuzun dibinde olduğunun emareleridir.Özellikle de bu şahısların halk tarafından yakalandıkları hemen ardından Şemdinli Belediyesi önüne başı kesik  kedinin bırakılması üzerinde ciddi bir şekilde  durulması gereken bir durumdur.Zira bu sefer halka verilmek istenen mesaj biçiminden dolayı farklılıklar arz etmektedir.Daha önce de bazı derin yapıların Seferi Yılmaz arkadaşımız şahsında Şemdinli halkını sindirmek amaçlı verdikleri mesajlar olmuştur fakat bu mesajlar daha önce Kürdistan’ın bir çok yerinde olduğu gibi alışılmış (kanlı mektup göndermeler,şehitliklere  mermi bırakmalar)türdendi.bundan dolayı kesik baş ile verilen mesaj sahibinin,baş kesmekle ün salmış IŞİD olduğu kanısı güçlendirmekte ve akıllarda “IŞİD Şemdinli’de mi?” sorusuna kapı aralamaktadır.

*Van F Tipi Cezaevi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum