Irak dağılırken Kürtler ne yapmalı?

Irak dağılırken Kürtler ne yapmalı?

Henüz kuruluş aşamasında bile; din, dil ve etnik bir ayırımcılığı gözetmeksizin çoğulcu bir yönetim anlayışını benimsemiş olan Irak Kürtlerinin demokratik eksenli devletleşmeleri, Ortadoğu’daki kan deryası için umut verici bir gelecek potansiyeli vaat etm

20 yüzyılın başlarında Ortadoğu’ya zorla dayatılan idari ve siyasi sistem çökme notasına geldi. Artık Fransa’nın Beyrut Konsolosu George Picot ve İngiliz diplomat Hugh Skeys arasında, 9 Mayıs 1916’da imzalanan ve tarihe, Skeys-Picot anlaşması olarak kaydedilen belgenin esas alınmasıyla biçimlendirilen Ortadoğu devlet sistemi çöktü. Ağrılıklı olarak Kürtleri cezalandıran bu sistem tarihe karışırken, Kürtlerin, yeni kurulacak sistemin de kurbanları olmamaları için oldukça stratejik davranmaları gerekmektedir. Skeys- Picot, Batı’nın çıkarlarını koruma amaçlı olarak Arapları da böldü; ancak onları devletsiz ve kimliksiz bırakmadı. Oysa Kürtler hem yüz yıl devletsiz kaldı, hem de Halapçe ve Enfal gibi soy kırımları yaşadı. Ülkelerinden sürülen, aşağılanan ve asimilasyona tabi tutulan Kürtler, İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan Soğuk Savaş dönemi sisteminin de en acılı mağdurlarıydılar. Dolayısıyla hem Birinci, hem de İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan uluslar arası sistemlerin kurbanı bir halk olarak, yeniden dizayn edilen Ortadoğu’da bir daha kurban olmamak adına,  tam yüz yıl sonra ellerine geçen bu son fırsatı çok iyi değerlendirmek zorundadırlar.

Bu bağlamda Kürtlerin yapmaları ve uzak durmaları gereken kimi hususlar bulunmaktadır. Peki, Kürtler ne yapmalı ve neler yapmamalıdırlar?

1) Kürtler, tarihin bu kritik döneminde mutlaka milli birlik ruhu ile hareket etmeli, kendi aralarındaki siyasi ve ideolojik ayrılıkları, asla gündeme taşımamalı, bütün güçleriyle ortak ulvi hedeflerine yönelmelidir.

2) Irak’ta, Sünni ve Şiiler arasındaki mezhep çatışmasının tarihsel kökenleri İslam’ın ilk dönemlerine kadar geri gitmektedir. Kürtler asla bu çatışmaya taraf olmamalıdır.

3) Başta ABD olmak üzere, pek çok Batılı ülke, Irak’ta ortak bir hükümet kurularak, ülkenin toprak bütünlüğünü esas alan bir yönetim talep etmektedir. Kürtlerden, kendi kaderlerini tayin hakkından feragat ederek, yapay olarak inşa ettikleri Irak’ın bütünlüğünü korumalarını istemektedirler. Bu dayatma, uluslar arası hukukun en temel taşı niteliğindeki, ulusların kendi kaderlerini tayin hakkı ilkesiyle çelişmektedir.

4) Kürtler, Batı ile karşı karşıya gelmemek adına, bir müddet daha kendi kaderlerini tayin etme hakkını ertelemeyi düşünebilirler. Ancak hiç kimsenin, Sünniler ve Şiilerin kendi aralarındaki sorunları gidermeden ve ortak bir Irak devleti çatısı altında yaşama yönündeki iradelerini, pratik olarak da ortaya koymadan önce, Kürtlerden böyle bir talepte bulunma hakkı yoktur.

5) Kürtler, ‘Irak Ordusu’ adı altında, Pêşmerge kuvvetlerini Şii ordularla ortak bir şekilde, Sünni Irak üzerine gönderme plan ve girişimlerinden zinhar uzak durmalıdır. Bu çok tehlikeli bir plan olup, hem Kürt-Arap düşmanlığını körükler; hem de Kürtlerin bütün kazanımlarına son verebilir.

6) Irak’ın birliği Maliki’nin gitmesi ve yerine yeni bir Şii liderin gelmesiyle sağlanacak bir durum değil;  bu nedenle Kürtler şahıslarla değil reel durumun ortaya çıkardığı sonuçları esas alacak politikalar geliştirmelidir.

7) Kürtler, Kerkük gibi tarihi Kürdistan coğrafyasının bir parçası olan yerleri haklı olarak denetimlerine alırken, asla başkasının topraklarına tecavüz etmemeli ve gelecekte husumet doğuracak eylemlerden uzak durmalıdır.

8) AKP hükümetinin, Irak’ın dağılması durumunda  ‘Bağımsız Kürdistan’ı’ tanıyacağı anlamındaki mesajlar, Türk ve Kürt halklarının, ayrı veya bağımsız devletlerin çatısı altında da olsa, barış içinde bir arada yaşama umudunu güçlendirmektedir. Kürtler ve Türkler, yeni bir 1514’ün eşiğindedirler. Yeni bir toplumsal sözleşmeyle kardeşliklerini pekiştirebilirler. İki toplumun eşitlik temelindeki kardeşlik bağlarını daha da güçlendirecek politikalar benimsenmelidir.

9) KBY, bağımsızlık gibi bir kararı ilan etmeden önce referandum yapmalı ve Kürt kamuoyunun kararına başvurmalıdır.

10) Batı ülkeler,  100 yıl önce sebep oldukları bu gayri insani durumun düzeltilmesinde, hiç olmazsa şimdi etik davranmalı ve Kürt halkının bağımsızlığını tanımalıdırlar.

Gelinen noktada, dünyanın devletsiz en büyük halkı olarak Kürtlerin de yerkürede tapulu bir araziye sahip olmaları ve kendi devletlerini kurmaları hakkı ilkesel olarak kabul görürken, uluslar arası dengelerin gözetlenmesi yönündeki çağrılar da dikkate alınmalıdır. Maalesef uluslar arası hukuk,  çoğu zaman güçlülerin hukuku izlenimi vermektedir; ancak hâlihazır da başvurulacak başka da hukuki normlar bulunmamaktadır. Adına ‘ulus devlet’ ya da ‘modern devlet’ dense de,  günümüz dünya düzeninde, devlete alternatif olabilecek hiçbir sivil ve siyasi organizasyon bulunmamaktadır. Devlet, bir halkın yerküredeki varlığını teyit etmekle kalmaz, o halkın dil, kültür ve varlığını sürdürmesinin de hukuki dayanağını oluşturur. Bir halkın devlet olma hakkından vazgeçmesi, egemenlik haklarından vazgeçmesi ve o hakkı başkalarına devretmesi anlamına gelir. Dünyanın pek çok yerinde baskıcı ulus devletlerin olması, ‘ulus devletin’ sonu anlamına gelemez;  sadece bu devletlerin daha demokratik ve kapsayıcı olmaları sorununu gündeme taşır. Çünkü baskıcı ulus devletlerin alternatifi devletsizlik değil, demokratik sosyal devletlerin yaratılmasıdır.

Henüz kuruluş aşamasında bile; din, dil ve etnik bir ayırımcılığı gözetmeksizin çoğulcu bir yönetim anlayışını benimsemiş olan Irak Kürtlerinin demokratik eksenli devletleşmeleri, Ortadoğu’daki kan deryası için umut verici bir gelecek potansiyeli vaat etmektedir.

Son olarak Irak dağılırken, herhalde bu kez kimse Kürtlerin cellâtlarına boyunlarını uzatmasını beklememelidir. Kürtler ne mi yapmalı? Her onurlu halkın yapması gerektiğini yapmalıdırlar.

Doç. Abdullah KIRAN (MUŞ Uluslar arası İlişkiler Bölüm Başkanı)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum