İHD ve kayıp yakınları Yüksekova’da kaybedilen 5 çoban için adalet istedi
İHD Hakkâri Şubesi ve kayıp yakınları, 1996’da Otluca köyünde gözaltına alındıktan sonra kaybedilen 5 çoban için adalet istedi.
İHD Hakkâri Şubesi ve kayıp yakınları, 24 Ağustos 1996’da Otluca köyünde gözaltına alındıktan sonra kaybedilen 5 çoban için Yüksekova’da bir araya gelerek basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasına Yüksekova DEM Parti ilçe örgütü, DBP, İHD, ÖHD ve kayıp yakınları katıldı. Açıklamayı İHD Hakkâri Eş Başkanı Sibel Çapraz okudu.

Çapraz açıklamasında, “30 Ağustos, Birleşmiş Milletler tarafından 21 Aralık 2010 tarihinde ‘Dünya Zorla Kaybedilenler Günü’ ilan edilmiştir. Bugün, gözaltında kaybedilen tüm insanlar için hakikatin ortaya çıkarılması ve adaletin sağlanması çağrısını yükseltmek için önemli bir gün. Uluslararası hukukta ‘zorla kaybetme’, Türkiye’de ise ‘gözaltında kaybetme’ olarak ifade edilen eylem, bir insana karşı işlenebilecek en ağır suçlardan ve insan hakkı ihlallerinden biridir. Gözaltında kaybetme, BM Herkesin Zorla Kaybetmelere Karşı Korunması Hakkında Uluslararası Sözleşmesi, Roma Statüsü gibi çok sayıda uluslararası belgede insanlığa karşı suç olarak tanımlanmıştır” diye belirtti.
Çapraz, devamında, “Türkiye’deki cezasızlık politikaları nedeniyle İnsan Hakları Derneği’nin ve kayıp yakınlarının yaptığı tüm başvurular sonuçsuz kalmış, aileler için bütün hak arama yolları kapatılmıştır. Bunun üzerine kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları İnsan Hakları Derneği çatısı altında bir araya gelerek 27 Mayıs 1995 tarihinde Galatasaray Meydanı’nda ilk oturma eylemini başlatmıştır. O günden bu yana Cumartesi Anneleri ile birlikte hakikat ve adalet mücadelesi yürütmekteyiz. Ailelerin ısrarlı arayışlarına, tanıklara ve delillere rağmen Türkiye’de kayıp dosyalarının büyük bir çoğunluğu soruşturma aşamasında zaman aşımı gerekçesiyle kapatılmıştır. Davaya dönüşen az sayıdaki dosya ise bu ağır hak ihlalinin tekrarlanmasına yol açan cezasızlık politikaları nedeniyle beraat kararlarıyla sonuçlandırılmıştır. İnsan hakları savunucuları olarak zorla kaybetmelerin devletin bilgisi ve denetimi altında gerçekleştiğini biliyoruz. Bu nedenle devletin hakikati ortaya çıkarmak ve adaleti sağlamak sorumluluğu vardır. 30 Ağustos Dünya Zorla Kaybetmeler Günü vesilesiyle bir kez daha hatırlatıyoruz: Zorla kaybetmeler insanlığa karşı bir suçtur ve zaman aşımına uğratılamaz” dedi.

Çapraz, 1996 yılında Otluca köyünde yaşanan olayları da hatırlatarak, “24 Ağustos 1996’da Hakkâri Dağ ve Komando Tugay Komutanlığı Otluca bölgesi yakınlarında bir operasyon gerçekleştirdi. Çatışmalardan iki gün sonra 26 Ağustos 1996’da ise aynı birlik Otluca köyüne gelerek olay günü bölgede bulunan 5 çobanı gözaltına aldı. Aileler yakınlarından bir daha haber alamadı” diye konuştu.
Çapraz, ailelerin yaptığı başvuruların cevapsız bırakıldığını, valilik ve savcılık yazışmalarının sonuçsuz kaldığını, üst rütbeli bir askerin de çobanların askeri personel tarafından katledildiğini itiraf ettiğini belirtti. Ancak buna rağmen dava dosyasında ilerleme kaydedilmediğini söyledi.
Ailelerin konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıdığını hatırlatan Çapraz, “Türkiye, yaşam hakkını ihlal etmekten ve etkili başvuru hakkını ortadan kaldırmaktan mahkûm oldu. Ailelere tazminat ödendi ve gerçekler uluslararası yargılama ile ortaya çıktı. Yargı eliyle örülmeye çalışılan cezasızlık duvarı bu ülkede insan hakları alanının en büyük düşmanıdır. Son kaybımızın akıbeti ortaya çıkarılana kadar meydanlarda sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Hakkâri Otluca köyünde kaybedilen 5 insanımızın akıbeti açıklansın, sorumlular yargılansın” şeklinde konuştu.