İHD ve kayıp yakınları İslam Bartın, Abdulhaluk Geylani ve Engin Mengeş için adalet istedi
İHD Hakkâri Şubesi ve kayıp yakınları, İslam Bartın, Abdulhaluk Geylani ve Engin Mengeş için adalet talebinde bulundu.
İHD Hakkâri Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” talebiyle başlattıkları eylemlerin 200. haftasında Yüksekova’nın Sanat Sokağı’nda bir araya geldi. Bu haftaki eylemde İslam Bartın, Abdulhaluk Geylani ve Engin Mengeş için adalet talep edildi.

Kayıp yakınlarının eylemine Hakkâri Barosu Başkanı Ergün Canan, DEM Parti İlçe Eş Başkanı Ercan Sevmez, DBP Eş Başkanı Reşit Güneç, ÖHD, İHD, eski Hakkâri Milletvekili Sait Dede ve kayıp yakınları katıldı. Basın açıklamasını İHD Hakkâri Şubesi üyesi Eren Baskın okudu.

Eren Baskın açıklamasında şunları ifade etti:
“200 haftadır sevdiklerimizin katledilmesine karşı bizlere bu topraklarda adil bir yargılama hakkı tanınması için mücadele ediyoruz. 200 haftadır akıbeti faili meçhul bırakılan sevdiklerimize bir mezar yeri arıyoruz. 200 haftadır sorumluların açığa çıkarılması ve gerçek bir yargılama ile yargılanmalarını talep ediyoruz. Gelinen süreçte Cumartesi Annelerinin hakikatlerin ortaya çıkarılması için kamuoyu ile paylaştığı gerçeklerin bir an önce hayata geçirilmesi gerekmektedir. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler içerisinde çekince koyduğu gözaltında kayıplar gerçeğinin insanlığa karşı suç kapsamına alınması ve zaman aşımı definin kaldırılması gerekiyor. Adil bir yargılama ile tüm sorumluların ortaya çıkarılarak gerçek bir yüzleşmenin gerçekleşmesi için bu meydanlarda, adliyelerde, mecliste ve sesimizi duyurabileceğimiz her yerde olmaya devam edeceğiz.”

“200. haftamızda İslam Bartın, Abdulhaluk Geylani ve Engin Mengeş için bir aradayız” diyen Baskın, sözlerini şöyle sürdürdü:
“2005 yılında demokratik haklarını kullanmak üzere ilçe merkezindeki gösterilere katılan İslam Bartın, Abdulhaluk Geylani ve Engin Mengeş üzerlerine açılan ateş sonucu yaşamını yitirdi.”

Eren Baskın, İslam Bartın’ın kuaförlük yaptığı dönemde 2005 yılında yaşanan Şemdinli Umut Kitabevi bombalamasını protesto etmek için Yüksekova’da yapılan eyleme katıldığını belirtti. Baskın, görgü tanıklarının anlatımlarına göre olaylarda çatılara yerleştirilen keskin nişancılar ve güvenlik görevlilerinin halkın üzerine ateş açtığını ifade etti.

Baskın açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Silahla ateş edilmesi sonucunda İslam Bartın göğsünden aldığı kurşunla ağır yaralandı. Halkın müdahale etmesine izin verilmedi. Yaralı halde Başkale Devlet Hastanesine götürüldü. Ailesine hastanede olduğu söylense de, hastaneye giden ailesi burada İslam Bartın’ın akıbetine ulaşamadı. Hastane yetkilileri, Bartın’ın yaşamını yitirdiğini ve cenazenin otopsi için Diyarbakır’a gönderildiğini söyledi. Ancak aileye cenaze gösterilmedi. Cenaze adeta kaçırılarak Yüksekova’ya getirildi. Yol üzerinde cenaze aracını takip eden aile bireylerinin önü kesildi, takip etmeleri engellendi. İslam Bartın’ın abisi tehditlere maruz kaldı. Aile tüm başvurularına rağmen sonuç alamadı. Dosya sürüncemede bırakılarak kapatıldı. Şemdinli Umut Kitabevi’nin bombalanması sonucu başlayan olaylarda 22 yaşındaki Abdulhaluk Geylani demokratik hakkını kullanmak için sokaktaydı. Eski Cezaevi Kavşağı’nda yürüyen kitleye ateş açıldı. Geylani vücuduna isabet eden mermiyle ağır yaralandı, ancak yolların kapatılması nedeniyle uzun süre hastaneye ulaştırılamadı ve Yüksekova Devlet Hastanesinde hayatını kaybetti. Ailesi hastane çevresine dahi alınmadı. Cenaze Van’a götürüldü, ardından Yüksekova’da defnedildi. Ailenin yaptığı suç duyurularına rağmen Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığı ‘kovuşturmaya yer olmadığına’ karar verdi.”

Eren Baskın, Engin Mengeş’in akıbetine ilişkin olarak da şunları ifade etti:
“Olayların devamında kolluk kuvvetleri ateş açmaya devam etti. Engin Mengeş 15 metre mesafeden göğsüne aldığı kurşunla yere düştü. Yurttaşlar Mengeş’i hastaneye götürmek istese de kolluk kuvvetleri buna izin vermedi. Ailesine daha sonra ölüm haberi verildi ve cenazenin otopsi için Diyarbakır’a gönderildiği bildirildi. Ancak yapılan başvurulara rağmen dosyada yine ‘kovuşturmaya yer olmadığına’ kararı verildi.”
Baskın, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Bizler hak savunucuları olarak anayasal hakkını kullanmak üzere sokaklara çıkan insanlarımızın katledilmesine ve akıbetlerinin faili meçhul bırakılmalarına karşı 200 haftadır sokaklarda adalet arıyoruz. Bilinsin isteriz ki son kaybımızın akıbeti ortaya çıkana kadar meydanlarda sevdiklerimizin akıbetini sormaya devam edeceğiz.”

Hakkâri Barosu Başkanı Ergün Canan ise, “Çözümün konuşulduğu bu günlerde artık gerçeklerle yüzleşilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bunun için de hakikatler komisyonunun biraz evvel faili meçhule giden ve öldürülen, katledilen insanların faillerinin bir an evvel yargı önüne çıkartılarak hak ettikleri cezaya çarptırılmalarını ve gerekli hukuki çalışmaların da başlatılarak barışa ses getirilmesini, bu ortamı Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin artık hazırlaması gerekiyor.” dedi.