İHD Hakkari’den 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Haftası açıklaması
İnsan Hakları Derneği (İHD) Hakkari Şubesi, ‘10 Aralık Dünya İnsan Hakları Haftası’ nedeniyle basın açıklaması yaptı.
Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü kapsamında İHD Hakkâri Şubesi tarafından Yüksekova Sanat Sokağı’nda basın açıklaması düzenlendi. Açıklamaya Barış Anneleri, DBP, DEM Parti, TUHAYDER, Hakkâri Barosu, ÖHD, İHD, Yüksekova eski belediye başkanlarından Salih Yıldız ile İrfan Sarı ve kayıp yakınları katıldı.
Basın açıklamasını İHD Hakkâri Şubesi Eş Başkanı Sibel Çapraz okudu. Çapraz konuşmasında, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabul edilişinin 77. yılında, tüm insanların onur ve haklarda eşit olduğu bilinciyle; eşitsizlik, adaletsizlik, yoksulluk, ayrımcılık ve savaşa karşı ısrarla barış, demokrasi ve insan hakları değerlerini savunduklarını ifade etti. Bildirgenin 10 Aralık 1948’de BM Genel Kurulu tarafından kabul edildiğini ve Türkiye’nin bunu 27 Mayıs 1949’da Resmî Gazete’de yayımlayarak yürürlüğe koyduğunu hatırlatan Çapraz, BM’nin kuruluş amacına rağmen bugün dünya genelinde eşitsizlik, savaş, ayrımcılık ve ağır insani krizlerin yaşandığını söyledi. Evrensel Bildirge’de yer alan hak ve özgürlükleri temel alan uluslararası düzenin hâlâ kurulamadığını belirtti.

Küresel sorunların çözümünde etkisiz kalan BM’nin ve büyük devletlerin politikalarının, Ortadoğu, Ukrayna ve Afrika’da büyük insani krizlere yol açtığını ifade eden Çapraz, devletlerin demokrasi ve hukuk taahhütlerinden uzaklaşmasının insan hakları rejiminde ağır bir krize neden olduğunu vurguladı. Buna rağmen dünyanın birçok yerinde halkların eşitlik, özgürlük ve adalet taleplerini yükselttiğini belirtti.
Türkiye özelinde ise 2016’dan bu yana süren OHAL rejiminin hukuku zayıflattığını ve keyfî uygulamalara yol açtığını ifade eden Çapraz, siyasal iktidarın ayrımcılık ve ırkçılığı körükleyen politikalarla toplumu kutuplaştırdığını söyledi. 2025 yılında yaşam hakkı ihlallerinin kaygı verici seviyelere ulaştığını, kolluk güçleri tarafından veya devletin koruma yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle pek çok kişinin hayatını kaybettiğini belirtti.

Hapishanelerdeki ağır ihlallere de dikkat çeken Çapraz, 4 binden fazla ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsünün “umut hakkı”ndan yoksun bırakılmasını insan onuruna aykırı bulduğunu söyledi. Tek kişilik ya da küçük gruplu tecrit uygulamalarının, özellikle “kuyu tipi hapishaneler”in derhal kapatılması gerektiğini vurguladı.
Düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik baskıların kabul edilemez olduğunu, gazetecilerin artık yazılarını cezaevinden gönderdiğini ifade eden Çapraz, örgütlenme özgürlüğünün de ağır şekilde ihlal edildiğini, siyasi partilerin, derneklerin, sendikaların ve meslek örgütlerinin üyelerine yönelik gözaltı ve davaların baskı aracı haline geldiğini söyledi.

Kürt meselesinde başlayan yeni sürecin barışçıl çözüm için önemli olduğunu, ancak iktidarın güvenlikçi politikalarda ısrar ettiğini belirten Çapraz, çatışmanın son bulmasının toplumda büyük bir rahatlama yaratacağını ifade etti. Demokratik bir çözümün gerekliliğini vurgulayan Çapraz, hakların kimsenin onayına tabi olmayacağını, eşit ve özgür yaşamın temel normlarının insan hakları olduğunu söyledi.
Ekonomik kriz, yoksulluk ve güvencesizliğin en ağır insan hakları ihlallerinden biri olduğunu, bu durumun özellikle kadınları, çocukları ve mültecileri etkilediğini belirten Çapraz, işçi ve emekçilerin hak arama mücadelelerinin engellenmesine tepki gösterdi ve sendikal hakların güvence altına alınması gerektiğini ifade etti.
Konuşmasını, insan hakları mücadelesinin kararlılıkla süreceğini belirterek tamamlayan Çapraz, “İnsan haklarıyla insandır. Görüyoruz, susmuyoruz, mücadele ediyoruz…” dedi.
