
İHD Hakkari ve kayıp yakınları Mehmet Sıddık Baysal için adalet istedi
Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde 179 haftadır kayıplarını arayan aileler, bu hafta 1994’te gözaltında kaybedilen Mehmet Sıddık Baysal için adalet talep etti.
Hakkari İnsan Hakları Derneği (İHD) Şubesi ve kayıp yakınları, 179. haftasına giren adalet arayışları kapsamında Yüksekova Sanat Sokağı’nda bir araya geldi. Bu haftaki eylemde 1994 yılında gözaltında kaybedilen Mehmet Sıddık Baysal için adalet talep edildi.
Basın açıklamasına DEM Parti Yüksekova İlçe Örgütü, KESK, ÖHD, Mehmet Sıddık Baysal’ın kızı Berivan Şedal, İHD yöneticileri ve kayıp yakınları katıldı. Basın açıklamasından önce söz alan İHD üyesi Eren Baskın, İran ile İsrail arasında yaşanan saldırılara değinerek şunları söyledi:
“İsrail’in İran’a yönelik saldırıları konusunda İHD ve insan hakları savunucuları olarak çok endişeliyiz. İslami kesimi derinden sarsacak, üzecek yerlerin bombalandığına dair duyumlar var. Bu bombalamaların acilen durdurulmasını talep ediyoruz. Sivil kayıpların yaşanmaması adına bir an önce uzlaşı zemininde bir araya gelinmesini istiyoruz”
Ardından basın açıklamasını okuyan İHD Hakkâri Eş Başkanı Ozan Akbaş, gözaltında kaybetme suçunun insanlığa karşı en ağır suçlardan biri olduğunu belirtti. Akbaş, “Bir ailenin, bir eşin, bir çocuğun babasının, annesinin, sevdiklerinin bir mezarı olsun diye sokaklarda haykırması, insanlık onurunun ne derece yerlerde sürüklendiğinin göstergesidir. Medeni ülkelerde çocuklar geleceklerini planlarken, bizim ülkemizde çocuklar sevdiklerine bir mezar yeri aramak zorunda kalıyor. Biz kayıp yakınları, Cumartesi Anneleri ve insan hakları savunucuları olarak artık adil ve gerçek bir yargılama ile yüzleşmenin gerçekleşmesini ve mezar yerlerimizin açıklanmasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Akbaş, Mehmet Sıddık Baysal’ın gözaltında kaybedilişinin 31. yılında adalet istediklerini belirterek şu bilgileri verdi:
“Mehmet Siddik Baysal, 7 Haziran 1994’te evinden çıkarak Dağlıca bölgesine hayvan alımı için gideceğini ailesine bildirdi. Dört gün boyunca kendisinden haber alınamayınca ailesi bölgeye gitti. Karakolda Baysal isminde birinin gözaltına alınmadığı söylense de, köylüler kendisinin büyük bir operasyon sırasında gözaltına alındığını ve askeri araçla götürüldüğünü bildirdi. Daha sonra aile ile iletişime geçen bir şahıs, Baysal’ın askerlerce gözaltına alındığını, ağır işkence sonucu yaşamını yitirdiğini ve cansız bedeninin Sinava (Kamışlı) Karakolu içinde açılan bir çukura atıldığını beyan etti. Aile, Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak kazı talebinde bulundu ancak savcılık, kovuşturmaya yer olmadığı kararı vererek dosyayı sümen altı etti. Baysal ailesi tüm başvurulara rağmen akıbeti sormaktan vazgeçmedi.”
Ozan Akbaş, “Mehmet Sıddıkk Baysal’ın çiçeklerle donatacağı bir mezar yerinin olması için devlet yetkililerini göreve çağırıyoruz. Hukukun üstünlüğünü kabullenmeyen toplumlar yok olmaya mahkumdur” dedi.
Akbaş, son olarak, “Hukuk normlarının işletilmesi bu tür olayların önüne geçilmesi için en önemli araçtır. Sevdiklerimizin sorgusuz sualsiz işkenceyle katledilmesine ve kaybedilmesine karşı çıkıyoruz. Mehmet Sıddık Baysal nezdinde devleti hukukun sınırları içinde kalmaya, katledilen Baysal’ın akıbetini açıklamaya ve sorumluların adil yargılanmasını sağlamaya davet ediyoruz. Kaç yıl geçerse geçsin; Mehmet Sıddık Baysal ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz” şeklinde konuştu.
