HDP kongreye gidiyor

HDP kongreye gidiyor

HDP Eş Genel Başkanları Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü, 22 Haziran'da yapılacak kongrede bir dizi tüzük ve program yeniliği, rol ve misyon tanımına gideceklerini belirterek, kongreye ve gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundular.

HDP Eş Genel Başkanları Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü, 22 Haziran'daki kongreye ilişkin Ankara il binasında basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıda ilk olarak konuşan Kürkçü, kadınların nerede görev alacağı konusunda kadınlar ne derse onun olacağını belirtti. Kadınlara kota tanımanın ötesinde kendi çalışma alanlarını tayin hakkını kazanmış olduklarını ifade eden Kürkçü, tüm karar alma organlarında böyle olacağının altını çizdi. 

AKP'NİN ÖNGÖRDÜĞÜ EŞBAŞKANLIK ERKEK ERKEĞE!

İl yönetim kurullarında da bu esasın uygulanacağını kaydeden Kürkçü, eş başkanlığın anayasaya girdiğini, bu konuda kendileriyle ne kadar övünseler az olacağını söyledi. "Yıllarca arkasında durulan talebin kazancını yaşıyoruz. Eş başkanlıklar bu çerçevede tüm il ve ilçe yönetimlerinde düzeltilecek. AKP her ne kadar iki erkek olarak hayal ediyorsa da eş başkanlığı, ironik bir durum var burada" diyen Kürkçü, "AKP, erkek erkeğe nasıl eş başkanlık yapacak, merak ediyoruz" ifadelerinde bulundu. 

'KENDİMİZE ULUSLARARASI ROL TAYİN EDİYORUZ'

Kongrede tüzüksel yenilik olarak yer alacak hususlara ilişkin Kürkçü, şu bilgileri verdi: "İhtilafları, anlaşmazlıkları karara bağlamayı disiplin esasına değil ombudsmanlık usulüne bağlayan bir uzlaşma kurulu oluşturuyoruz. Dolayısıyla tartışmaların daima uzlaşmayla sonuçlanmasını esas alan bir yeni kurumsal denge mekanizmasını da almış bulunuyoruz. Programımızda değişiklikler var. Cumhuriyet ve demokratik Özerklik programını tamamına yedirmek, bu mantık etrafında döndürecek yeni bir program dizilişi hedefliyoruz. Yerinden yönetim programa açık şekilde dahil olacak. Ortadoğu ve Rojava'daki özgürlük mücadelesi programımızın içinde yer alacak. Ulusal değil uluslararası mücadele ölçeğinde yeniden kuruyoruz. Kendimize uluslararası bir rol tayin ediyoruz."

SOSYAL HAKLAR VE EMEK MÜCADELESİ

Kürkçü, sosyal haklar ve işçi mücadelesine dair programında kongre sonrası ağırlıklı yer edineceğini belirterek, "Gezi ve Soma sonrası Türkiye'yi travmatik biçimde çarpan bu iki tarihsel olay bize bir kere daha şunu düşündürttü ki; işçilerin kurtuluş mücadelesini halkın özgürlük mücadelesiyle bağdaştıran açık bir program ekseni olmadıkça yeni bir Türkiye'nin kuruluşuna, ezilenlerin özgürlüğüne yanıt vermek kolay değil. Bu alanları belirsizlikten kurtaran bir yenilenme yaşayacağız" dedi.

ESASLI BİR YÜZLEŞME 

Tarihle yüzleşme açısından bunu program meselesi haline getirdikleri bir başka konunun ise Türkiye'nin kuruluşunun içerdiği trajik ırkçılık, imha, tasfiye, asimilasyon dönemlerinin mağduru halklar, inançlar ve kitlelerle esaslı bir siyasal moment olarak programa yerleştirme olduğunu dile getiren Kürkçü, "Kıbrıs politikası bölümünü yine içereceğiz. Ayrı bir ülke ancak biliyoruz ki, Türkiye ve Yunanistan'ın tarihsel ve insani bağları var. Kıbrıs Türk ve Rum halklarının ortak talebi olan bağımsız demokratik bir Kıbrıs cumhuriyetini önümüze koyacağız" diye belirtti. 

HALKLAR BAHÇESİNE DÖNÜŞEBİLİR

"Esasen karşımıza aldığımız değişim konuları bunlar. Kongre bunların gerçekleştirilmesi için hazırlıklarını yapıyor" diyen Kürkçü, yerellerde ve merkez kurullarında da sunun sürdüğünü kaydetti. O nedenle kongre günü bir sürpriz olmayacağını ifade eden Kürkçü, "Kongremize uluslararası bir delegasyon katılacak. Hem Türkiye'de bulunan uluslararası misyonlar davet edildi. Hem de bizim için en önemlisi Avrupa'dan, Ortadoğu'dan, Kürdistan'dan ve Kuzey Afrika'dan emekçi, sol, özgürlük mücadelesi yürüten politik güçlerden, partilerden temsilcilerini kongremize göndermelerini istedik. Yoksul bir parti olduğumuz için yol masraflarını karşılayamıyoruz. Kendileri de bizim gibi yoksul olan partiler, yol paralarını denkleştirebilirler. Bizi halklar bahçesine kavuşturabilirler. Bunu ümit ediyoruz" dedi.

ADAYLIKLARA AÇIKLIK GETİRDİ

Kürkçü, eş başkanlıklar konusunda yapılmış başvurular ve adaylık önerileri olduğunu belirterek, "Bunları hazırlık kurulumuz değerlendiriyor. Bir mutabakata vararak kongreye sunacak. Çarşaf liste ya da alternatif listeler dolaşmayacak. Mutabakat listeyle gireceğiz. Bunu tarihte bulunmuş en demokratik yöntem olduğunu iddia edecek değiliz. Bizim gibi oluşum halinde bulunan partinin ilk adımlarını mutabakata dayanarak sürdürmesi kaçınılmaz. Önümüzdeki birkaç kongreden sonra birden çok aday, listeyle delegasyonun karşısına çıkabilir. Programlar yarışabilir. Henüz daha bu olgunluk düzeyine gelmedik" dedi.

'EN GÜÇLÜ ALTERNATİFİZ'

Kongre öncesinde 21 Haziran'da da HDK'nin kongresini toplayacağını kaydeden Kürkçü, sözlerini şöyle tamamladı: "6 aylık olağan toplantı olacak. Hem HDP'nin bir önemli kongre arifesinde olması hem de yerel seçim deneyimini değerlendirmek, HDP'nin kalıcı parti olarak ortaya çıkmasıyla kendi rolünü yeniden tanımlayacak HDK'nin bu kongresi de önem taşıyor. HDP kongresinde karara bağlanacak konular gözden geçirilecek. HDP'nin merkezi önerileri burada olumlu değişikliklere uğrayabilir. Böylece HDP kongresiyle beraber Türkiye siyasetinde kendine açılan yeni yeri doldurmak hem de geleceğin Türkiye'sinin biricik kurucu iradesi olarak öne atılmaya hazır. Burada abartıdan söz etmiyoruz. Eski Türkiye ve Ortadoğu büyük hızla ortadan kalkar, yeni oluşum imkanları açılırken bu sürece hem halkların kardeşliği hem uluslararası özgürlük ve dayanışmayla güçlü bir alternatif olması mümkün. Bu açıdan parlamentoda bakıldığında da bu role aday tek parti olarak görüyoruz kendimizi. Bu güvenle cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlere yürümek üzere kongremizi başlatıyoruz önümüzdeki hafta."

TUNCEL: HDP'NİN SORUMLULUKLARI BÜYÜK

Kürkçü'nün ardından konuşan Tuncel, "Hem Ortadoğu'da, Kürdistan'da, Türkiye'deki gelişmeler, Kürt sorunun çözümünün tartışıldığı bir dönemde HDP'nin büyük sorumluluk üstleneceği ortada. Siyaset kurumuna ciddi güvensizlik var. Soma'da, Lice'de bunu gördük. AKP'nin uygulamalarına çok büyük tepki var. Bunun karşısında ana muhalefet olamayan siyasete karşı da güvensizlik var" diyerek, kongrenin kendileri açısından önemine dikkat çekti. 

"İlk kongremizi yaptığımızda 'Umuda hoş geldin' demiştik. Bunun daha anlamlı olduğunu görüyoruz" diyen Tuncel, şöyle konuştu: "Bu kongremizde bu umudu büyüterek alternatifsiz olunmadığını, başka bir seçeneğin olduğunu ifade etmek açısından önemsiyoruz. Türkiye'de son bir yılda yaşadıklarımıza bakıldığında da insanların mutlu olmadığını, AKP'nin otoriterleşen, faşizan uygulamalarına tepki söz konusu. Kürtler, Türkler, Aleviler, kadınlar, gençler, işçiler mutlu değil. Bu sistem insanları her geçen gün baskılayan siyasi bir atmosfere gidiyor. Bunun karşısında halklarımızın özgürlük taleplerine, eşitlik ve adalet taleplerini birlikte örmek zorundayız. HDP olarak bu daha başlangıç diyoruz. Herhangi bir parti değiliz. HDP birçok toplumsal muhalefetten oluşan Alevileri, halkları, kadınları, ekolojistleri, sosyalistleri, demokrasi güçlerini, dindarlarını kapsayan bir genişlikte. Bu demokrasi kültürünü kendi içinde de kültür haline getirip mücadeleyi buradan büyütmek bir iddiamız var."

'HALKIN SESİNİN GÜÇLÜ YANSITILMASI İDDİASINDAYIZ'

HDP oluşumunun yeni olmadığını, 30-40 yıllık bir mücadele sonrasında vücut bulduğunu belirten Tuncel, şunları söyledi: "Son 10 yıldır bu oluşum için emek harcayan, çaba harcayan yoldaşlarımıza teşekkürlerimize sunuyoruz. Ama son 3 yıldır yoğun bir emekle mücadeleyi yürüttük. Başladığımızda siyasi olanı toplumsallaştırmayı hedeflemiştik. Toplumun ürettiği gerçek siyaseti de parlamentoda ya da bulunduğumuz her alanda temsiliyetini güçlü yapmak iddiasındayız. Halk adına konuşmak değil halkın sesini güçlü yansıtabilme iddiasındayız. Geçen hafta Lice'de yaptığımız toplantı bunun örneği. Farkımız burada. Halkın sesini yükseltme ve duyurma yaklaşımı içindeyiz." 

KADIN VE GENÇLİK TEMSİLİYETİNDE BİR İLK

Herkesin demokrasiden bahsettiğini ancak ortada demokrasinin katlinden başka bir şey olmadığını dile getiren Tuncel, "Demokrasi adına halklara uygulanan baskı ve zor politikalarının farkındayız. Kadın özgürlüğü olmazsa olmaz bir nokta. Eşit temsil yapıyoruz. Bir kadın bir erkek. Yüzde 40 olan cinsiyet kotası yerine eşit temsiliyet ile ileriye taşıyoruz. Bunu yapan Türkiye'de bu anlamıyla eşit temsiliyeti uygulayacak tek parti HDP olacak. Sadece ana akım politikaları belirlemek açısından değil kadınların özgün mücadelesini yürütmesi açısından önemsiyoruz. Ayrıca gençlere ilk kez bu kadar yüksek kota veriyoruz. Yüzde 20 gençlik kotamız var. Gençler sadece parti merkezlerinde değil kendi özgün meclis örgütlenmelerini gerçekleştirecekler. Buradan gençliğin siyasetini taşıyacaklar" diye konuştu.

"Ekoloji bizim açımızdan olmazsa olmaz. Ekoloji sadece çevre sorunlarına duyarlı olmak değil politikanın esaslarından birisi" diyen Tuncel, "Doğayı bir hak öznesi olarak gören ve yaşamı buradan ören bir perspektife sahibiz. Emek mücadelesinde de sınıf mücadelesini yükselterek bu alandan yeni bir siyaseti birlikte örmek istiyoruz. Bunun dışındaki tüm alanları bu eksen üzerinden mücadelemizi yürüteceğiz. Kongremiz bugüne kadar yaptıklarımız ve yapamadıklarımızla yeni bir başlangıcı gerçekleştirmek istiyoruz" ifadelerinde bulundu. 

KONGREYE KATILIM ÇAĞRISI

Türkiye'de çözülemeyen sorunların çözüm alanının HDP olacağını kaydeden Tuncel, "İktidar partisinin bu kadar saldırgan ve tehdit içeren bir politika yürütmesi partimizin etki alanı olarak ana muhalefet partisiyiz. Yeni bir siyasi tarzını Türkiye kamuoyuyla paylaşacağız. Kimse çaresiz değil. Ne AKP'ye ne CHP'ye mahkumuz. Bir yandan dini muhafazakar öte yandan laik muhafazakar yapıya mahkum değiliz. Demokratik, özgürlükçü, eşitlikçi yaklaşım içinde cumhurbaşkanlığı seçimine yaklaşıyoruz. Aslında demokratikleşme, 12 Eylül yasalarının değişmesi, sivil anayasa ile sorunların çözümüne katkı sunacak bir süreç olarak değerlendiriyoruz. O nedenle sadece bir kişiyi cumhurbaşkanı seçmek değil, demokratikleşme sürecinde kampanyaya dönüştürmek. Bu süreci güçlü ve örgütlü karşılamak istiyoruz. Siyaset boşluk kabul etmiyor. 24 saat bile çok fazla siyasette. Kamuoyuna sesleniyoruz; halkımızı kongreye katılmaya çağırıyoruz. Halkları, gençleri, kadınları, işçileri davet ediyoruz. Yeni dönemde HDP ile yürümek isteyen, siyaset yapmak isteyen arkadaşlarımızın bizimle olmasının önemli olduğunu düşünüyoruz" dedi. 

'DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI'NI GÖREVE ÇAĞIRIYORUZ'

Özellikle 2 gündür gündemi meşgul eden Musul'daki gelişmelere değinerek, kaygıyla izlediklerini ifade eden Tuncel, şunları kaydetti: "TIR şoförlerinin bırakılmaması ciddi bir kriz. Aileler bu sabah bizlere ulaştı. Şirket sahiplerinden biriyle görüştük. Kendilerinin irtibatta olduğunu söylediler. 32 yurttaşımız IŞİD militanlarının elinde. Para karşılığında işçiler rehin. Dışişleri'nin bize verdiği bilgiye göre konsolostakilerin güvenli yerde olduğunu, irtibatlarının olduğu ve sağ salim teslim edilmeleri için çalışmalarının olduğunu ifade ettiler. Dün görüşmemiz sırasında Anadolu Ajansı şoförlerin bırakıldığına dair haber geçti. Görüşme sırasında sayın bakana bunu ifade ederken bakanlık heyetinden bir kişi bu haberi göstererek şoförlerin bırakıldığını söyledi. Bunun üzerine eş başkanımız şoförlerin bırakıldığına dair bir açıklama yaptı. Ancak sonradan öğrendik ki bu haber yanlış bir haber. Şu an bilgimiz dahilinde. İki gün süre verilmiş, para karşılığında rehinelerin serbest bırakılacağına dair. Umuyoruz ki bir an önce ailelerine sağ salim kavuşurlar. Dışişleri Bakanlığı'nı bu konuda göreve çağırıyoruz." 

Görevi 22 Haziran'da devredeceklerini kaydeden Tuncel, "Ama görevimiz devam ediyor. Bizler aynı zamanda HDK yönetimindeyiz. HDP ile birlikte HDK'yi de yeniden yapılandıracağız. CHP genel başkanı Almanya'da HDP'nin tabanının oyuna talip olduğunu belirtmişti. Demokrasiden ve barıştan yana olan kesimlerin sadece oylarına değil beraber Türkiye'yi değiştirmeye talibiz. Sorunları birlikte çözeceğiz. Bu kadar iddialı konuşuyorum. Çünkü böyle olması gerektiğini düşünüyorum. Gerçekten değişim istiyorsanız gelin değişim burada. Bu kadar açık konuşuyoruz. Birlikte geliştireceğiz. Kazanan halklar olacak. Partiler araçtır. Önemli olan halkların beklentisidir" dedi. 

Kürkçü ve Tuncel, konuşmaların ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Adaylık sorusuna ilişkin Tuncel, "İsmi geçen arkadaşlarımız var. Komisyon değerlendirecek. Bir hafta içinde netleştirip kamuoyuyla bunu paylaşacağız" diye kaydetti. Cumhurbaşkanlığına ilişkin Tuncel şunları söyledi: "Halk toplantıları yaparak görüş ve öneriler aldık. Uzun bir liste oluştu. Komisyonumuz o konuda çalışıyor. Bir hafta içinde en çok ismi geçen arkadaşlarımızla istişare yapıp ifade ettiğimiz gibi ikinci tura kalmamızı sağlayacak bir aday etrafında belirleme yapacağız. Kendi adayımızı göstereceğiz. Dün Sayın Kılıçdaroğlu'na da bunu ifade ettik. İlk turda kendi adayımız olacak. Kongrede deklare eder miyiz etmez miyiz bilmiyoruz ama bir kısım arkadaşımız deklare edelim diyor. Yeni yönetim belirlenecek. Farklı bir formatta da olabilir" dedi.

'KADIN CUMHURBAŞKANI ADAYLIĞI EĞİLİMİ DAHA YÜKSEK'

Kadın cumhurbaşkanı adaylığı konusunda genel bir eğilim olduğunu söyleyen Tuncel, "Niye eş başkanlık yok diye soruyorlar. Eş cumhurbaşkanlığı neden olmasın diyorlar. Bu bize sıcak geldi. Ama tek aday olacağı için bir mekanizma bulamadık. Bundan ziyade tek bir aday eğilimi çıktı ortaya. Kadın adaylar da var. 40 yaşını aşmış olması ve lisans diploması olması sınırlandırması bazı şeyleri sınırlandırıyor. Bu durumda olan arkadaşlarımızı, herkesin evet diyeceği bir durumu tartışıyoruz. Kadın eğilimi ağır basıyor" ifade etti.

IŞİD'İN ELİNDEKİ REHİN ŞOFÖRLER 

Rehine şoförlerle ilgili soruya ilişkin Tuncel, şu yanıtı verdi: "Rehinelerin bırakılması için para istiyorlar. Ailelere iki gün süre veriyoruz, verilirse bırakacağız, yoksa başlarına ne gelir bilmiyoruz bilgisi verilmiş. Dışişleri Bakanlığı'nın bilgisi var. İletişim numaralarını verdik. Umarım bir an önce çözülür. İlginç bir durum."

Kürkçü ise konunun nasıl çözüleceğine dair kendilerine bir bilgi verilmediğini söyleyerek, "Askeri ya da başka opsiyondan söz etmediler. Durumun hassas olduğunu söyleyerek bilgi dolaşması bile problem olabiliyor. O nedenle bilgi paylaşmıyoruz dediler. Sağ ve selamette olduklarını biliyoruz. Aktarabileceğim bakanlık beyanı bu" dedi.

HDP'nin tüzüğünü benimseyen tüm yurttaşların partiye katılabileceğini ifade eden Kürkçü, "Partinin en büyük bileşeni hiçbir bileşene ait olmayan yurttaşlarımızdan olacak. Bence en sağlıklısı bu. Muhalefet potansiyelinin yüzde 80'inin platform ve politik merkezler dışında kümelendiğini görüyorum. HDP onlar için bir siyaset ve muhalefet alanı olma cazibesini kazanması için teşvik edeceğiz. Yekpare olma iddiasında bulunmadık. Farklılıklar olacak. Hepsine yanıt verecek esnek, çoğulcu kurumsal yapıyı da inşa etmek bizim görevimiz. Türkiye siyasetinin bilinen bir deneyimi değil" diye konuştu. 

'BELEDİYELERİN HDP'YE GEÇMESİNDE SÖZ HAKKI BDP'NİN'

BDP'nin elinde bulunan belediyelerin HDP'ye katılımına dair bir soruyu da Kürkçü, şöyle yanıtladı: "BDP kararlarını bilmek gerekir. BDP kendi kararını tayin etmekte özgürdür. Belediyeler BDP'de kalacak diyebilirler. Ancak BDP'nin kitlesinin HDP'ye geçeceği için o seçimi yapanlar da HDP'de olacak. İlk söz sahibinin BDP olması doğal, normal. Çünkü yerel yönetimlerin pek çok düzeyde yöneten yönetilen hukukuna tabi olduğunu göz önüne almamız lazım. Orta vadede sorunsuz çözüleceğini düşünüyorum. Kısa vadede belediye başkanlarının HDP'ye geçmesi gerekli değil, kolay da değil."

'BAYRAĞI İNDİRMEYE' DAİR AÇIKLAMA ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE OLACAK

Diyarbakır Lice'deki "bayrak indirme" meselesine ilişkin soruyu yanıtlayan Kürkçü, "Dün bize BDP gençliğinden bir bilgi intikal etti. Somut değil benim için. Onlar kendi araştırmalarını yaptıklarını, fail olan gencin güvenlik güçleriyle irtibatlı biri olduklarını, yakında ifşa edeceklerini söylediler. Hepsi bu kadar. Bilginin nesnelliği konusunda yeteri bilgiye sahip değilim. Yakalanan kişi bayrağı indirmekle değil, yardım etmekle suçlanıyor" dedi.

Tuncel ise bu kişinin BDP ile alakası olmadığını, gençlerin bunu bildiklerini söylediklerini kaydederek, bunun yakında kamuoyuyla paylaşılacağını dile getirdi. BDP'nin de araştırma yaptığını söyleyen Tuncel, "Bu kişinin kim olduğu bilinmiyor. Gözaltına alınıp alınmadığı da belli değil" ifadelerinde bulundu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum