Hakkari Barosu ve ÖHD’den cezaevlerindeki hak ihlallerine karşı açıklama
Hakkari Barosu ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Erzurum ve Elazığ’daki yüksek güvenlikli hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine dikkat çekti.
Hakkâri Barosu ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Hakkâri Şubesi, Erzurum Dumlu 1 Nolu, Erzurum Dumlu 2 Nolu ile Elazığ 1 Nolu ve 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanelerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin basın açıklaması yaptı.

Zagros İş Merkezi’nin 6. katında bulunan ÖHD merkezinde yapılan açıklamaya Hakkâri Barosu Başkanı Ergün Canan, DBP eş başkanları Gülcan Ceylan ve Reşit Güneç, KESK dönem sözcüsü Tahir Tekinalp ve TUHAYDER temsilcileri katıldı. Basın açıklamasını ise ÖHD Cezaevi Komisyonu üyesi Rotinda Güngör okudu.
Güngör, 22–23 Temmuz 2025 tarihlerinde Erzurum ve Elazığ’daki cezaevlerinde yaptıkları ziyaretler sonucunda hazırladıkları raporu paylaşarak, mahpusların ağır hak ihlallerine maruz bırakıldığını söyledi. Görüştükleri çok sayıda mahpusun en temel insan haklarının sistematik biçimde ihlal edildiğini ifade eden Güngör, şunları dile getirdi:
“Sağlık hakkına erişim ciddi şekilde engellenmekte, hastane sevkleri aylarca geciktirilmekte, kelepçeli muayene dayatmaları nedeniyle mahpuslar tedaviden vazgeçmek zorunda bırakılmaktadır. Gardiyanların provokatif davranışları, darp, çıplak arama, baskın koğuş aramaları ve psikolojik baskılar yaygınlaşmış durumdadır. Elazığ 2 Nolu Hapishanesi’nde 7 Temmuz 2025’te tutuklu Ömer Cuma Salih’e yönelik toplu işkence bunun en ağır örneklerinden biridir.”
Güngör ayrıca, idare ve gözlem kurullarının keyfi kararlarıyla koşullu salıverilme hakkının gasp edildiğini, tahliyelerin “pişmanlık göstermemek” gibi hukuki dayanağı olmayan gerekçelerle engellendiğini belirtti. Raporda, hapishanelerde verilen yemeklerin hijyenik ve yeterli olmadığı, kantin fiyatlarının artışıyla mahpusların temel ihtiyaçlara erişiminin engellendiği, havalandırma ve sosyal faaliyetlerin sınırlandırılmasıyla mahpusların ağır tecrit koşullarına mahkûm edildiği vurgulandı.
Güngör, ağır hasta mahpusların durumunun vahim olduğunu aktararak, “Mustafa Karatepe’nin 30 yıl cezaevinde kaldıktan sonra kolon kanseri nedeniyle ancak hastalığının ileri evresinde tahliye edilmesi ve kısa süre sonra yaşamını yitirmesi ile Süleyman Sabri Mavi’nin hayati tehlike sınırına gelmişken tahliye edilmesi, sağlık hakkı ihlallerinin yaşam hakkı gaspına dönüştüğünü göstermektedir” dedi.
Son olarak hapishanelerdeki ihlallerin kalıcı hâle geldiğini, çözüm üretilmek yerine ihlallerin sürmesine göz yumulduğunu belirten Güngör, “Hapishanelerde yaşanan hak ihlalleri derhal son bulmalı, ağır hasta mahpuslar acilen tahliye edilmeli ve mahpusların insan onuruna yakışır koşullarda yaşama hakkı güvence altına alınmalıdır. Bizler bu ihlallerin takipçisi olacağız” ifadelerini kullandı.