Gezi davası kararına Hakkari'den tepkiler: Bu hukuksuzluğu reddediyoruz

Gezi davası kararına Hakkari'den tepkiler: Bu hukuksuzluğu reddediyoruz

Kavala hakkındaki mahkeme kararına tepkiler devam ediyor. Bir tepki de Hakkari'deki STK temsilciliklerinden geldi.

İş insanı Osman Kavala, TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Mücella Yapıcı, Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi eski başkanı Tayfun Kahraman, Mimarlar Odası Hukuk Müşaviri Can Atalay ile Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden ve Yiğit Ali Ekmekçi’nin mahkeme tarafından hapis cezasına çarptırılmasına Hakkari'den de tepki geldi. TMMOB Hakkari İl Koordinasyon Kurulu, KESK Hakkari Şubeler Platformu, Özgürlük için Hukukçular Derneği Hakkari Şubesi, İnsan Hakları Derneği Hakkari Şubesi ve DİSK/Genel-İş Hakkari Şubesi tarafından kararla ilgili ortak açıklama yapıldı. 

Açıklamada, kararla toplumsal muhalefetin en temel hak ve taleplerinin suç unsuru gibi gösterilerek, barışçıl direnişin tarihsel ve meşru gerçekliğinin ısrarla çarpıtılarak, karalanmak istendiği ifade edildi. 

Verilen bu cezaların, seçim hesapları üzerinden yurttaşları kutuplaştıran siyasetin bir parçası olduğu belirtilen açıklamanın devamında şöyle denildi: 

"Siyaset ülkenin sorunlarını çözmek üzere kendi kuralları ile yapılmalı, ADALET; başta Anayasa olmak üzere, mevcut yasalar, teamüller, etik değerler ve ülkemizce onaylanmış uluslararası hukuk normları ile hukukun üstünlüğü ve evrensel ilkeler üzerinden işlemelidir.

Yukarıdan gelen emirle verilen tutuklama kararı, yargı bağımsızlığını bir kez daha ayaklar altına almıştır. Bu ülkemize ve insanımıza yapılan en büyük kötülüktür. Bu dava adil koşullarda gerçekleşmemiştir. Davanın üye hakimi iktidarda bulunan AKP’nin milletvekili adayı olmuştur. Davadan çekilmesi için yapılan başvurular ve sanıkların savunma hakları, adil yargılanma hakları ihlal edilmiştir.

Asıl cezalandırılması gerekenler, Gezi Direnişinde, gencecik çocuklarımızın katilleridir. Gençlerimizi sakat kalmasına yol açanlardır. Ölümcül polis şiddetinin talimatını verenlerdir. Bu ülkeye bir gün demokrasi gelecekse, gücünü onca baskı ve şiddete rağmen kısamadığınız seslerin Gezi’deki yankısından alacaktır.

Gezi Parkı’na sahip çıkmak cezalandırılamaz. Parka sahip çıkanlara yönelen polis şiddetine tepki göstermek suç değildir. Bu süreçte polis şiddeti ile hayatını kaybeden ve yaralanan gençlere sahip çıkmak suç değildir. İki defa beraat etmiş oda temsilcilerini 18’er yıl hapis cezasıyla mahkûm etmek hukuki değildir. Ülkemizde adalete olan inancın kırıntısına bile yer bırakmayan bu anlayış demokratik olmadığı gibi meşru da değildir.

"Arkadaşlarımızı asla yalnız bırakmayacağız"

Gezi, bu ülke tarihinin en demokratik, en barışçıl, en yaratıcı, en katılımcı, en kapsayıcı, en kitlesel hareketidir. Hep birlikte konuşup karar vermenin, fikri ve hayatı paylaşmanın, yaşama her boyutu ile sahip çıkmanın duvar yazısı olmuş halidir. Ölümcül polis şiddetine karşı her şehirde yankılanan barışçıl ve haklı tepkinin ve direnişin adıdır.

Emek ve meslek örgütleri olarak bu hukuksuzluğu reddediyoruz. Başta “Gezi Parkı park olarak kalsın” diyen arkadaşlarımıza ve demokratik hakkını kullanan yurttaşlara yönelik bu cezalar kabul edilemez.

Başta Gezi Parkı olmak üzere ülkemizin yeşiline, doğasına, parkına sahip çıkacak demokratik bir ülke mücadelesinden vazgeçmeden delillere dayanan objektif ve tarafsız bir adalet sistemi kuruluncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz.

Arkadaşlarımızı asla yalnız bırakmayacağız! Bu ülke tarihinde bir onur sayfası olarak yer alan Gezi Direnişi’ni, bu ülkenin geleceğine sahip çıkan demokrasi ve özgürlük çığlığını susturamayacaksınız! Bu ülkenin eşitlik, özgürlük ve adalet umudunu kirletmenize asla izin vermeyeceğiz."

Etiketler : , ,
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.