Garo Paylan: Ekmeğin çoğalmasının yolu toplumsal barışı sağlamaktır

HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, Meclis’teki bütçe görüşmelerini ve HDP’ye kapatma davasını Radyo Sputnik’te Atilla Güner’le Akşam Postası’na yorumladı. Paylan, “İngiltere’de İRA meselesi silahla ya da parti kapatmayla mı çözüldü? Ekmeğin çoğalması ancak toplumsal barışla sağlanır” dedi.

Paylan’ın sözlerinden öne çıkanlar:

'HDP’yi kapatmak barışa dinamit olur'

"Kürt meselesi var ve bu şiddet sarmalının panzehiri demokratik siyasettir diyoruz. Demokratik siyaset kanalını açtığımız sürece şiddet devre dışı kalacak diyoruz ama iktidar ısrarla ben bu işi baskıyla şiddetle çözeceğim diyor. Selahattin Demirtaş’ı cezaevinde tuttuğun zaman aslında onu sevenlere, ‘ben sizi ve oylarınızı saymıyorum’ demiş oluyorsunuz. 5 yıl içerisinde iki kere milletvekili seçimine gittik milletvekillerimiz tutuklandı iki kere de belediye seçimine gittik bütün belediyelerimize kayyum atandı. Bu halkı yok saymak demektir. Nefret nefreti, şiddet şiddeti doğurur ama demokratik siyaset kanalını açarsanız bu meselenin çözümünü Meclis’te konuşalım derseniz bu mesele konuşulur ve çözülür. HDP’yi kapatmak demokratik siyasete ve toplumsal barışa vurulmuş dinamit olacaktır. Bir kez daha bu yolda yürürlerse yeniden ülkemiz kaybedecektir."

'Boğaziçi ile belediye kayyumu farksız'

"En düşük 1500 TL alan emekli maaşı alan yurttaşlarımız geçimini sağlayamıyor. Ekmeğin çoğalmasının yolu toplumsal barışı sağlamaktır. Toplumsal barışı ve demokrasiyi sağlamış toplumlar refah toplumlar olabiliyorlar. Geçmişte İspanya birçok etnik mesele vardı, İngiltere’de İRA meselesi vardı ve bunlar silahla ya da parti kapatmayla mı çözüldü? Mecliste demokratik adımlar atıldı ve meseleler çözüldü. Bu kısır döngüye ülkemizi sokmaya hiçbirimizin hakkı yok. Daha çok demokrasinin konuşulduğu 2014 yıllarında bütçeden güvenlikçi harcamalara çok küçük bir para gidiyordu ve ülkenin huzuru sağlanabiliyordu. O yıllarda emeklinin alım gücü daha fazlaydı. 6 yıldır baskı politikalarını ortaya koydular hem dünyadan koptuk hem de özgürlüklerimizi kaybettik. Diyarbakır’a kayyum atanmasıyla Boğaziçi Üniversite’ne kayyum atamak arasında fark yok. Boğaziçi Üniversitesi bizim gözbebeğimizdi."