
Erdoğan: Sözlerin tutulup tutulmadığının takibini MİT yapacak
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, PKK tarafından alınan silah bırakma ve fesih kararına ilişkin, "Asıl olan uygulamadır. Sözlerin tutulup tutulmadığının takibini, Milli İstihbarat Teşkilatımız titizlikle yapacaktır" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Erdoğan, "14 Mayıs tarihi, bundan 75 yıl önce gerçek manada yapılan ilk seçimle, ülkemizin demokrasiye geçtiği gündür. Bu seçimlerde tek parti CHP’si iktidardan düşmüş, yerine milletin teveccühüyle Demokrat Parti ülke yönetimini devralmıştır. Halkımız, 'Yeter, söz milletindir' diyerek, tek parti faşizminin ardından Menderes ve arkadaşlarını tek başına iktidara taşımıştır. Rahmetli Menderes, devrin CHP yönetiminin tehditlerine, tahriklerine, üniversite gençliğini sokağa döken 'provokasyon siyasetine' rağmen, 10 yıl boyunca Türkiye’ye çok büyük hizmetler yapmıştır" dedi.
Bugün, 14 Mayıs 2023 seçimlerinin 2’nci yıl dönümü olduğunu kaydeden Erdoğan, "Geride kalan 2 yılın her gününü, emanetini taşıdığımız milletimize icraatla, yatırımla, eserle, hizmetle geçirmeye gayret ettik" diye konuştu.
Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
- Türkiye, vatandaşlarının refahı için kullanması gereken trilyon dolarla ifade edilen devasa bir kaynağı, doğrudan terörle mücadele veya dolaylı olarak terörün yol açtığı ekonomik ve sosyal sorunların çözümü için harcamıştır.
- Tecrübelerimiz bize, ülkemizi kendi siyasi ajandalarının aparatı olarak kullanmak isteyen güçlerin sinsi oyunlarını bozdukça, diğer sorunlarımızın çözümünün kolaylaştığını göstermektedir. Bilhassa son 10 yılımız bu gerçeğin pek çok örneğiyle bezelidir.
- Terörün, silahın, şiddetin, illegalitenin devri artık kapanmıştır. Meşru ve makbul yollar varken, başka yol aramak sadece akıl dışı değil, zamanın ruhuna da aykırıdır. Bunun aksini hiç kimse iddia edemez. Güven, huzur, refah içinde yaşamak; ancak ve ancak milletçe birlik ve beraberliğimizi güçlendirmekle, kendi geleceğimize sahip çıkmakla, kendi altyapımızı kurmakla, kendi yolumuzu çizmekle mümkündür.
'Suriye ve Avrupa kollarının sürce katılmaları önemli'
- Örgüt aldığı kararla, bizim milletimizle zaten yaptığımız ortak yaşam ve ortak gelecek mutabakatına uygun bir adım atmıştır. Örgütün Suriye ve Avrupa kollarının da bu gerçekleri görüp, fesih ve silah bırakma sürecine katılmaları hayati öneme sahiptir. Avrupa’daki ve dünyanın diğer yerlerindeki örgüte müzahir lobileri, artık Türkiye karşıtı faaliyetler yerine, ülkemizin yanında görmek istiyoruz.
- Şayet gelinen nokta, önemli bir başarı ise bunun sahibi 86 milyonun tamamıdır. Bu vesileyle, terörsüz Türkiye gayretimizin bugüne gelmesindeki emeğini ve fedakarlığını yakinen bildiğimiz Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Bahçeli’ye hassaten şükranlarımızı ifade ediyoruz. Cumhur İttifakı’nın gücü, dayanışması, ülkenin sorunlarını çözme iradesi ve siyaset üretme kabiliyeti, bu süreçte bir kez daha tebellür etmiştir. Yine, DEM Partisi içerisinde sürece büyük destek veren rahmetli Sırrı Süreyya Önder başta olmak üzere, sorumluluk bilinciyle hareket eden tüm isimlere, eş başkanlara, tüm siyasetçilere teşekkür ediyoruz. Sağduyulu söylemlerin önümüzdeki dönemde de aynen sürdürülmesini bekliyoruz. CHP Genel Başkanı Sayın Özel’e ve diğer siyasi parti yöneticilerine, bu süreçte sergiledikleri yapıcı tutum için takdirlerimizi sunuyoruz. Her ne kadar sürece karşı mesafeli, hatta kimi zaman ciddi manada olumsuz tavır takınmış olsalar da sorumlu siyaset çizgisinden ayrılmayan muhalif parti genel başkanlarına da teşekkürlerimizi iletiyoruz. Siyasi rakibimiz de olsa bu siyasetçilerin, temsil ettikleri toplum kesimlerinin hissiyatına tercüman olma görevlerini, demokratik siyasetin meşru zemininde kalarak yerine getirmeleri çok çok önemlidir.
'Girişimcileri, yatırım yapmaya çağırıyorum'
- Elbette asıl olan uygulamadır. Sözlerin tutulup tutulmadığının takibini, Milli İstihbarat Teşkilatımız titizlikle yapacaktır. Örgüt kendi üzerine düşenleri yerine getirdiğinde, artık kalan hususları konuşmak, görüşmek, ilerletmek siyasetin işi haline gelecektir. Dolayısıyla herkesi, uçup kaçmadan, sağduyuyu elden bırakmadan, iyimser, ümitvar ama itidalli bir şekilde gelişmeleri takibe davet ediyoruz. İnşallah bundan sonra askerlerimiz, vatan savunmasının ve sınır ötesi sorumluluklarının gerektirdiği vazifeleri, artık daha rahat ve güven içerisinde yürütebilecektir.
- Terörün vesayetinden kurtulan sivil siyaset alanında hem ülkemiz hem şehirlerimiz için artık daha iyi, daha hayırlı, daha etkin hizmetler üretme imkanına kavuşacağız. Bu vesileyle, uluslararası girişimcileri, kazan-kazan anlayışıyla, ülkemizin ekonomik bakımdan bakir bölgelerine yatırım yapmaya çağırıyorum.
'Yapıcı bir anlayışla hareket etmeye devam edeceğiz'
- Terör sebebiyle 40 yıldır ülkemize kullandırılmayan kaynakları, harekete geçirmeye zaten başlamıştık. Petrol başta olmak üzere, tüm madenlerimizi süratle milletimizin emrine amade kılacağız. Tekstilden makineye, sanayinin tüm alanlarında yeni tesislerin inşasını teşvik edecek, destek vereceğiz.
- Bilhassa gençlerimizi ve kadınlarımızı sosyal ve ekonomik gelişmemizin öncü aktörleri haline getireceğiz. Velhasıl, sadece güvenlik ve huzur bakımından değil, turizmden kültüre, yatırımlardan sosyal barışa kadar pek çok konuda yeni bir dönem bizi bekliyor. Tüm bunları hayata geçirmek için gereken planlamalara, çalışmalara, hazırlıklara şimdiden başladık. İnşallah bu tarihi fırsat, küçük hesaplar veya uluslararası ayak oyunlarıyla heba edilmeden, samimi bir iklimde tekemmül eder.
- Biz, 'Terörsüz Türkiye' menziline varılması için kararlı, sabırlı, iyi niyetli ve yapıcı bir anlayışla hareket etmeye devam edeceğiz. Bulunduğumuz makamın omuzlarımıza yüklediği sorumluluğun gereğini layıkıyla yapacak; 86 milyonun tamamına güven veren duruşumuzu son raddeye kadar koruyacağız. Örgütün 'fesih ve silah bırakma' kararı sonrasında, vatandaşlarımızın sevincini paylaşmak yerine ekranlarda karalar bağlayanları geride bırakıp istikbale hep birlikte yürüyeceğiz. 40 yıl boyunca ödenen ağır bedeller ortadayken, 'örgütün silah bırakmasından bana ne?' diyen tuzu kurulara ise sadece acıyarak bakıyoruz; onlara da Allah’tan basiret ve feraset diliyoruz.
'Güvenlik ve istikrardan başka hiçbir gayemiz yoktur'
- Rusya-Ukrayna savaşından kardeş Pakistan ile Hindistan arasındaki gerilime, Gazze soykırımı karşısındaki vicdanlı duruşumuzdan Somali ve Etiyopya arasında yürütülen görüşmelere kadar her yerde ilkeli, tutarlı, adaletli ve hakkaniyetli politikalarımızla muhataplarımızın itimadını kazandık. Ateşe benzin dökenlerden değil, söndürmek için seferber olanlardan olduk.
- Eser ve hizmet üretimini hızlandırmak için verilen kimi yetkiler, art niyetli belediye yöneticilerinin elinde gayrı meşru kazançların, çıkarların, hesapların, kariyer planlarının vasıtasına dönüştü. İmardan kültür-sanat etkinliklerine, sosyal desteklerden sportif faaliyetlere kadar pek çok alanda patlak veren yolsuzluk, usulsüzlük, israf, kayırma, hatta yasa dışı oluşumlara kaynak aktarma şikayetleri giderek çoğaldı. Bu durum hem kamu kaynaklarının yağmalanmasıyla hem belediyeye işi düşenlerin adeta haraca bağlanmasıyla hem de vatandaşımıza hak ettiği hizmetlerin yeterince götürülememesiyle sonuçlandı.
- İstanbul’da yürüyen soruşturma, bu çarpık tablonun en bariz ve belki de Cumhuriyet tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir suç organizasyonu örneğidir. Öyle ki, yapılan işlerin, yolsuzluk ve haraç boyutuyla ilişkili organize suç vasfını aşarak, ülke güvenliğini tehdit edecek boyutlara ulaştığı anlaşılıyor. Çünkü bu karanlık organizasyon, İstanbul’la sınırlı kalmamış, ülkedeki pek çok belediyeyi, kurumu, kişiyi içine alan, kolları çok farklı yerlere uzanan, hatta uluslararası ayağı da olan bir ahtapota dönüşmüştür. Önceleri sadece kimi siyasi partileri ve siyasetçileri kapsadığı düşünülen çarpık ilişkiler ağının, bürokrasiden iş dünyasına ve medyaya, kimi cemaatlerden istihbarat kuruluşlarına kadar uzandığı ortaya çıkıyor. Tüm bunlara yol veren sebep ise mahalli idareler, daha doğrusu belediye yönetimlerinde baş gösteren yozlaşmadır, sistemde açılan gediklerdir, denetim mekanizmalarının yeterince etkin işletilememesidir.
'Kayyım uygulamasının yeniden istisna haline geleceğini düşünüyoruz'
- Kentsel dönüşüm çalışmaları, merkezi yönetim kurumu, büyükşehir belediyesi ve ilçe belediyesi arasındaki yetki karmaşasının bir diğer örneğidir. Bu hususta da yetkilerin netleştirilmesi, görevini yerine getirmeyenlerle ilgili zorlayıcı veya devredici düzenlemelere gidilmesi şarttır. Mahalle statüsüne dönüşen köylerdeki tarım ve hayvancılık faaliyetlerinde, su, ahır, yol gibi hususlarda ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır. Bu sıkıntıların çözümü için köylerle ilgili hususların da yeniden ele alınmasında yarar görüyoruz. Büyükşehir olmayan şehirlerimizin mevcut yönetim yapıları, sorunların çözümünü, hizmetlerin etkin şekilde yürütülmesini zorlaştırmaktadır. Altyapıdan ulaşıma, atık yönetiminden suya kadar pek çok alanı kapsayan bu sorunların üstesinden gelinmesi için, bu şehirlerimizle ilgili yeni bir belediye yönetimi statüsüne ihtiyaç vardır. Aynı şekilde, bu şehirlerimizdeki il özel idaresi yapılanmasının da gözden geçirilmesi icap ediyor.
Yetki sahibi, ama şehrine karşı sorumluluğu olmayan bürokrat anlayışına karşıyız. Bunun için vali ve kaymakamlarımızın koordinasyon görevlerini daha aktif hale getirmeliyiz. Belediyelere kamudan tahsis edilen ve kendi topladıkları mali kaynakların daha etkin denetimi için, bir tarafı yerel dinamiklere, diğer tarafı ilgili merkezi kurumlara dayanan yeni bir yapı kurulmalıdır. Bu çerçevede tanımlar net, usuller kesin, uygulamalar şeffaf olmalıdır. Bilhassa imar düzenlemeleri en baştan sağlıklı bir şekilde yapılmalı, daha sonraki değişiklikler, şehrin dinamiklerine dayalı istisnai işlemler haline gelmelidir.
- Ön hazırlığı hem teknik hem idari hem ihtiyaç anlamında çok iyi yapılmamış projelere kaynak tahsisinin önüne geçilmelidir. Aksi halde, önce takdirle başlayan, sonra kayırmaya, sonra istismara dönüşen süreçlerin tekrar tekrar yaşanması kaçınılmaz hale gelecektir. Terör örgütünün kendini feshinin ardından siyasetin daha güçlü şekilde devreye girmesiyle, belediyelerdeki kayyım uygulamasının yeniden istisna haline geleceğini düşünüyoruz.