Dora: Êzidî ve Süryanilerin sorunu için komisyon kurabiliriz

Dora: Êzidî ve Süryanilerin sorunu için komisyon kurabiliriz

HDP Milletvekili Erol Dora, Süryani ve Êzidîlerin arazi sorunlarının çözülmesi için demokratik siyasetin rol üstlenmesi gerektiğini belirterek, parti içinde komisyon kurulmasını tartıştıklarını ifade etti.

HDP Mardin Milletvekili Erol Dora ile Ezidi ve Süryanilerin yaşam alanlarındaki sorunları ANF'ye açıkladı.

'SÜRGÜN EDİLDİLER VE ARAZİLERİNE EL KONULDU'

Dora, Asuri Süryanilerin tarihte katliama uğradığını ve yerelde de dışlanarak pek çok mağduriyet yaşadığını dile getirerek, "Son yıllarda da kendi ana vatanlarını terk etmek durumunda kalmışlardır. Özellikle '80'lerden sonra bu güç daha da hızlanmış ve birçok Ezidi ve Süryani köyü boşaltılmıştır. Bazıları da devlet tarafından zorunlu olarak boşaltılmıştır" dedi.

Bölgede kadastro çalışmaları '90'lı yıllarda başladığına dikkat çeken Dora, "Kadastro çalışmaları başladığında birçok Ezidi, Süryani yurttaş yurt dışında yaşıyordu. Sürgündeydi. Bu sırada köy sınırları belirlendi ama halkımız burada olmadığı için komşu köylerin sınırları Süryani köylerinin aleyhine olacak şekilde genişletildi. Kadastro geçince birçok köy de hazine ve yine birçok tarla, bağ ve bahçe başkaları adına tescil edildi. Süryani gayrimenkulları birtakım insanlara teslim edildi ve geri verilmedi" diye konuştu.

ZAMAN AŞIMI

Dora, gayrimenkul başkası adına tescil edildiği için, kadastro geçtikten 10 yıl sonra dava açma hakkının olmadığını, kadastro davalarında 10 yıllık zaman aşımının bulunduğunu belirtti: "Süryaniler, Ezidiler özellikle Avrupa ülkelerinde siyasi nedenlerle yaşıyorlar. '80 sonrasındaki düşük yoğunluklu savaş nedeniyle köyler boşaltılmıştı. İnsanlar da kadastro geçince bölgelerinde, köylerinde olmadığı için kendi haklarına sahip çıkamadılar. 1915 soykırımı da dahil olmak üzere, bu dönemlerde bir mülkiyet değişimi oldu. Ermeni, Süryani, Ezidilere ait gayrimenkullar başkaları tarafından sahiplenildi. Cumhuriyet tarihi boyunca da kısmen bu mülkiyet gaspları olmuştur; günümüzde de devam ediyor."

'BİRÇOK İNSAN TEHDİT EDİLİYOR'

Geçtiğimiz günlerde Batman'da tanık olduğu soruna ilişkin bir davayı anlatan Dora, "Ezidilere ait gayrimenkullar oradaki bir aşiret tarafından alınmış. Geri verilmiyor. Mahkeme tarafından da yerelde dava kazanılmış olmasına rağmen -herhalde Yargıtay'da olduğundan- kesinleşmemiş ve geri alınamıyor" diyerek, ekledi: "Bölgede özgürce, hukuk devletinin prensipleri gereğince hakkınızı arayamıyorsunuz. Bölgede güç önemlidir. Birçok insan tehdit ediliyor."

'SAYIN ÖCALAN'IN MESAJI HEYECAN YARATTI'

Dora, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın da son görüşmesinde bu soruna dikkat çektiğini hatırlatarak, şu değerlendirmelerde bulundu: "Öncelikle, konunun Sayın Öcalan tarafından da dile getirilmesi Süryani ve Ezidiler için çok anlamlı. Bu mesajdan sonra halkımız konuya heyecanla yaklaştı. Aynı zamanda güven vermiş oldu. Siyaset bu sorunun çözümünde rolünü oynamalı. Mahkemelere gidip -özellikle bölgede hukuk geçerli değil; zorlama geçerli- sonuç alınamaz. Siyaset sorunu çözme sanatıdır; mazlumların yanında yer alınmasını gerektirir. Sadece parlamentoda sorunları dile getirmekle yetinemeyiz. Pratikte de rolümüzü oynamalıyız."

'KOMİSYON KURULMALI'

"Sorunu çözmek için bir komisyon kurmayı tartışacağız. Dün (Pazar) parti grubumuzda, kendi aramızda yaptığımız toplantıda da bu konu gündeme geldi. Çoktandır bu sorunları dile getiriyoruz ama somut adım atmalıyız.  

Akil İnsanlardan, hukukçulardan ve milletvekillerinden oluşacak bir komisyon bu sorunu ayrım yapmadan araştırmalı. İsveç örneği artık Türkiye'de de uygulanıyor; yani mahkemelere gitmeden, belirli bir kurum tarafından sorunu çözmek. Bölgeyi çok iyi bilen hukukçulardan, vekillerden oluşan böyle bir komisyon oluşturabiliriz. Çünkü birçok Süryani korkudan dava da açamıyor, ya da davayı kazansa bile fiili olarak gidip gayrimenkuluna sahip çıkamıyor. Komisyon oluşturulursa hakkaniyet içinde çözüm bulunabilir, adımlar atılabilir.

'GERİ DÖNÜLMESİ İÇİN ŞARTLARI OLUŞTURMALIYIZ'

Sayın Öcalan'ın başlattığı çözüm süreci yurt dışındaki halkımızı 'geri dönüş' noktasında umutlandırdı. Ama biz bu sorunları mevcut halde bırakırsak, nasıl dönmelerini isteyeceğiz? Şartları bizlerin oluşturması lazım. Bölgede güç dengesi önemlidir; insanlar gidip dava açamıyor. Ama bizler halkların özgürlüğünü, özellikle demokratik ulus paradigması doğrultusunda bütün halkların birlikte yaşamalarını savunuyorsak, gereğini yapmalıyız. Paradigmamızın somut karşılığı bu sorunu da çözmek olmalı. Demokratik özerkliğin inşası için çalışıyoruz ve bu sorunlar bu modelin gündemidir. Demokratik ulus paradigmasının pratikte tezahür etmesi için olaylara müdahil olmamız gerekir. Demokratik ortam ve evrensel hukukun geçerliliği için büyük çaba göstermeliyiz. "

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.