Bartın'dan Cilo festivalleri için kalıcı yasak çağrısı
DEM Parti Hakkâri Milletvekili Öznur Bartın, Cilo Sat Dağları’nda yapılması planlanan festivallere kalıcı yasak getirilmesi çağrısı yaptı. “Birkaç günlük eğlence uğruna binlerce yıllık doğa yok edilemez” dedi.
Hakkâri Valiliği, 28-29 Haziran 2025 tarihlerinde düzenlenmesi planlanan “Cilo Fest” etkinliğinin iptal edildiğini duyurmuştu. Hakkâri sınırları içerisinde yer alan Cilo Sat Dağları ve Sat Buzul Gölleri’nin korunması amacıyla, DEM Parti Hakkâri Milletvekili Öznur Bartın tarafından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ile Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un yazılı olarak yanıtlaması istemiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne soru önergeleri sunuldu.
"Telafisi olmayan doğa tahribatlarına neden olacak"
Bartın, önergelerle ilgili Yüksekova Haber muhabirine yaptığı açıklamada bölgenin ekolojik açıdan Türkiye’nin en hassas ve korunması gereken alanlarından biri olduğunu belirterek, “Kitlesel etkinlikler, telafisi olmayan doğa tahribatlarına neden olacak. Bu etkinliklerin yalnızca siyasi gerekçelerle iptal edilmesi doğaya bakışın hâlâ yüzeysel olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.
Bartın, bu yıl düzenlenmesi planlanan Festivalin iptal gerekçesinin, İsrail’in İran’a saldırıları sonucu yaşanan insani trajediye bağlanmasının çevre duyarlılığı açısından yetersiz olduğunu belirterek, “Doğa tahribatı, yalnızca siyasi veya insani gelişmelere bağlı olarak değil, ekolojik riskler temel alınarak önlenmelidir” dedi.
Kalıcı yasaklama çağrısı
Bartın, TBMM'ye sunduğu önergede Cilo bölgesinin yalnızca bilimsel araştırma ve doğa temelli koruma faaliyetlerine açık kalmasını, ticari ve kitlesel etkinliklerin ise kalıcı olarak yasaklanmasını talep etti. Soru önergelerinde, festivallerin doğaya verdiği zararların önlenmesi, çevresel etki değerlendirme süreçleri, koruma stratejileri ve Bakanlıkların bu alandaki sorumlulukları hakkında detaylı sorular yöneltildi.
Bartın, Anayasa’nın 56. maddesi, 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu, Paris İklim Anlaşması ve Ramsar Sözleşmesi gibi düzenlemelerin doğa koruma alanlarında büyük ölçekli insan faaliyetlerine açıkça karşı olduğunu hatırlatarak, “Türkiye'nin doğa koruma yükümlülüklerini yerine getirmesi ve Cilo gibi özel ekosistemleri gelecek kuşaklara bozulmadan aktaracak politikalar üretmesi zorunludur” dedi.
Öznur Bartın’ın Kültür ve Turizm Bakanlığı’na yönelttiği sorular:
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Cilo Fest gibi hassas ve ekolojik açıdan korunması gereken alanlarda gerçekleştirilen kitlesel etkinliklerin organizasyonu veya tanıtımında hangi sorumluluk ve yükümlülüklere sahiptir? Bu tür etkinliklerin doğaya verdiği zararlar nasıl önlenmektedir?
Doğa koruma alanlarında kültürel ve turistik etkinliklerin düzenlenmesine yönelik Bakanlığınızca belirlenen çevresel standartlar, ekolojik hassasiyetleri gözetecek şekilde nasıl şekillendirilmektedir?
Cilo Sat Dağları gibi kritik ekosistemlerde, etkinlik düzenlenmeden önce yapılması zorunlu çevresel etki değerlendirmeleri ve ekolojik uygunluk kriterleri nelerdir? Bu kriterler ne ölçüde uygulanmaktadır?
Hassas doğa alanlarında kültürel faaliyetlerin ekolojik dengeyi koruyacak şekilde yürütülmesi için yerel yönetimler, bilim insanları ve çevre kuruluşlarıyla iş birliği ve ortak rehberlik çalışmaları yapılmakta mıdır?
Doğa koruma alanlarında turizm ve kültür faaliyetlerinin sınırlandırılmasına ilişkin mevcut mevzuat ve yönetmelikler, ekolojik dengeyi korumak amacıyla güncellenmekte midir? Bakanlığınızca yeni düzenlemeler planlanmakta mıdır?
Cilo Sat Dağları gibi ekolojik açıdan hassas ve korunması gereken alanlarda, kitlesel festival ve benzeri etkinliklerin ekosisteme verdiği zararlar göz önünde bulundurularak, bu tür organizasyonların tamamen yasaklanmasına yönelik bir Bakanlık politikası oluşturulması planlanmakta mıdır? Bu doğrultuda hangi somut koruma stratejileri geliştirilmektedir?
