Barış Atay: İnsanların hiçbir şeyi kalmadı, yettiniz artık haddinizi bileceksiniz, o Twitter’ı da açacaksınız!

Kahramanmaraş merkezli depremlerde en fazla yıkımın yaşandığı şehirlerden olan Hatay’da, depreme bölgesinden son gelişmelere ilişkin bilgi verdi. Hatay’ın Antakya ilçesinin Armutlu Mahallesi’nde açıklamalarda bulunan Atay ve Şık, internet ve sosyal medyada bant daraltma kararı alınmasına da tepki gösterdi.

“Zaten haberlerde de devletin tüm kademelerinin ve Erdoğan’ın yalanlarını okuyoruz” diyen Atay, şunları söyledi:

“Her yere ulaşıldığını iddia ediyor, hiçbir yurttaşın sorunu kalmadığını iddia ediyor. Bunlara bir nebze gülüp geçmemiz mümkün olabildi ama bugün artık gerçekten sabrımızın taştığını söylemek istiyorum. Depremin vurduğu birçok noktaya saatler geçmesine rağmen ulaşılamadı. Herkese anlatmaya çalıştık, katılabildiğimiz yayınlarda söyledik; burada daha bir çorba dağıtılmış değil. Hatay’da imkanların ne kadar sıkıntılı olduğundan bahsettik. Karşılaştığımız manzara herhangi bir insanın dayanabileceği gibi değil. Zaten sesimizi duyurabildiğimizi düşündüğümüz tek mecranın yasaklanmış olmasının cinayet işlemekle eş değer olduğunu düşünüyorum. Buradaki insanları bile isteye öldürüyorsunuz. İktidar olarak öldürüyorsunuz. Bunun emrini veren Erdoğan olarak öldürüyorsun bu insanları. Bu insanların katili sadece deprem değil.”

"Herkesi tutuklamakla tehdit ediyorsunuz ya; ben buradayım"

"Artık ne söylenebilir bilmiyorum. Çıkıyorsunuz bizi tehdit ediyorsunuz" diyerek tepki gösteren Atay, konuşmasının devamında şunları söyledi:

"‘AFAD dışında hiçbir şeye izin vermeyeceğiz’ diyerek üst perdeden konuşuyorsunuz, yardım göndermiyorsunuz, gelen yardımları da engelliyorsunuz bir de onun üzerine bu kadar insan hayatta kalma mücadelesi verirken, tanıdıklarını enkazın altından en azından sağlam bir şekilde çıkarmaya çalışırken yaptığınız şey sosyal medyayı daraltmak. Bu ahlaksızlıktır! Ahlaksız bir iktidarsınız siz! Daha ne kadar net söyleyebilirim bilmiyorum. Ben buradayım, herkesi tutuklamakla tehdit ediyorsunuz ya; Ahmet Şık da burada ben de buradayım Türkiye İşçi Partili her vekil, her birey burada. Buyurun hodri meydan! Gücünüz neye yetiyorsa karşınızda duruyoruz. Eğer siz böyle davranacaksanız nasıl karşılık alacağınızı göreceksiniz. Yettiniz artık haddinizi bileceksiniz!

İnsanlar tuvalete gidemiyor, yemek yiyemiyor, su içemiyor. İnsanların hiçbir şeyi kalmadı. Üçüncü günü bitiriyoruz elektrik yok, benzin ve mazot yok. Şu an dışarı çıkmak isteyen dışarı çıkamıyor, girmek isteyen şehre giremiyor. Çünkü daha trafiği bile kontrol edemiyorsunuz siz. Ondan sonra çıkmış bize masal anlatıyorsunuz. Bize parmak sallıyorsunuz. Biz o parmağı kırarız! Buraya gelen malzemelerin bir kısmına el koyan AFAD’a bir kez daha sesleniyorum: Kendi çabamızla dışarıdan bulduğumuz malzemelere AFAD olarak çöküyorsunuz. Haddinizi bileceksiniz. Siz yardım etmiyorsanız biz yardım bulmasını biliriz. Sadece gölge etmeyeceksiniz bize. Biz buradayız. Türkiye İşçi Partisi olarak da buradayız Antakyalı her bir yurttaş olarak da buradayız. Biz sizin olmadığınız her yerde varız zaten. Sadece gölge etmeyeceksiniz, haddinizi bileceksiniz. O Twitter’ı da açacaksınız!”

Ahmet Şık: Lütfen katilin kim olduğunu bilin ve öfkenizi ona yönlendirin

Ahmet Şık ise deprem bölgesinde yaşananların internet ve sosyal medya kısıtlamalarıyla halktan gizlenmeye çalışıldığına dikkat çekerek şunları söyledi:

“Sorumluluk ortaya çıkmasın diye internet bandını daraltıyorlar. O sorumluluk kitlelerce öğrenilmesin diye sizin sosyal medyaya girmenizi engelliyorlar. Lütfen katilin kim olduğunu bilin ve öfkenizi ona yönlendirin. Katillerin kim olduğunu biliyoruz ama hala buraya yardımları engelleyen, gönderilen yardımları AFAD eliyle gasbedenler bu katliamın sorumlusudur. O sorumluluk ortaya çıkmasın diye internet bandını daraltıyorlar. O sorumluluk kitlelerce öğrenilmesin diye sizin sosyal medyaya girmenizi engelliyorlar. Lütfen katilin kim olduğunu bilin ve öfkenizi ona yönlendirin. İnsanlar burada insan üstü bir çabayla hala ‘acaba bir kişiyi daha sağ kurtarabilir miyim’ diye çabalıyorlar. Sağ kurtulanların ayakta kalabilmesi için çabalıyorlar. Bunu kimse göz ardı etmesin.”