
Akbaş: “Demirtaş ve Yüksekdağ gibi isimlerin serbest bırakılması toplumda güven yaratır”
İHD Hakkari Şubesi Eşbaşkanı Ozan Akbaş, Demirtaş ve Yüksekdağ’ın tutukluluğunun hukuki değil siyasi olduğunu ve toplumda güçlü bir tahliye beklentisi oluştuğunu söyledi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Hakkari Şubesi Eşbaşkanı Ozan Akbaş, silah bırakma kararı sonrasında sürecin sağlıklı ilerleyebilmesi için en önemli adımın, başta Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ olmak üzere siyasi tutukluların serbest bırakılması olduğunu vurguladı.
Akbaş, “Bu tutuklulukların hukuki değil, ağırlıklı olarak siyasi saiklerle sürdürüldüğü çok net. AİHM, Demirtaş’ın tutukluluğunun siyasi olduğunu ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 18. maddesinin ihlâl edildiğini açıkça tespit etti” dedi. Yüksekdağ hakkında da benzer şekilde, siyasi faaliyetlerin suç haline getirildiğini belirtti.
“Mahkemelerin değil, siyasetin karar verdiği bir durumla karşı karşıyayız” diyen Akbaş, bunun sadece bireyleri değil, seçme-seçilme hakkı ve siyasi çoğulculuğu da hedef aldığını savundu.
İHD olarak yalnızca bu iki ismin değil, tüm siyasi tutukluların durumunu yakından izlediklerini dile getiren Akbaş, “Düzenli olarak hak ihlalleri raporları hazırlıyor, dosyaları inceliyor, ailelerle ve avukatlarla temas kuruyoruz” dedi.
Akbaş, “Demirtaş ve Yüksekdağ gibi isimlerin serbest bırakılması toplumda güven yaratır. Barış sadece silahların susması değil; hakların tanınması, adaletin sağlanması ve eşit yurttaşlık temelinde bir sözleşmedir” diye konuştu.
"Cezaevleri, barış sürecinin önündeki en büyük vicdani engellerden biri"
Toplumun bu konuda güçlü bir irade gösterdiğini söyleyen Akbaş, “Toplumun geniş bir kesiminde bu yönde güçlü bir beklenti ve haklı bir talep var. Özellikle Kürt halkı başta olmak üzere, barıştan yana olan kesimler Demirtaş ve Yüksekdağ’ın artık serbest bırakılması gerektiğini yüksek sesle dile getiriyor. Bu kişiler sadece kendileri adına değil, milyonlarca insanın iradesini temsil ettikleri için cezaevindeler. Cezaevleri, barış sürecinin önündeki en büyük vicdani engellerden biri. İnsanlar sosyal medyada, mitinglerde, sivil toplumda bu taleplerini açıkça ortaya koyuyor. Bu demokratik baskı, barışın toplumsal zeminini güçlendirecektir” ifadelerini kullandı.
Akbaş, “Barış, sessizlik değil; hakikatin ve adaletin konuştuğu bir düzendir. Bu düzenin inşası için siyasi tutukluların özgürlüğü, geçmişle yüzleşme ve demokratik çözüm için cesaret gerekir. Biz İHD olarak bu sürecin tarafı değiliz ama izleyeni, tanığı ve insan hakları ekseninde savunucusuyuz” dedi.
