Doç. Karaçetin anlattı: İnternet bağımlılığı nasıl tedavi edilir?

Doç. Karaçetin anlattı: İnternet bağımlılığı nasıl tedavi edilir?

İnternet bağımlılığı tedavi kliniğinde görev yapan Doç. Dr. Gül Karaçetin, bağımlılıkta dikkat eksikliği, hiperaktivite, sosyal anksiyete, karşı olma-karşı gelme bozukluğu, depresif bozukluklar ve yalnızlığın etkili faktörler olduğunu söyledi.

İnternette oyun bağımlılığı, Dünya Sağlık Örgütü’nün hastalıkları sınıflandırdığı ICD tanımlama sistemine de girerek tedavi edilmesi gereken bir hastalık olarak bu yılın başında tescillendi.

Meclis Uyuşturucu Madde Bağımlılığı ve Yeni Bağımlılık Türlerinin Araştırılması Komisyonu, İnternet Bağımlılığını masaya yatırdı. İlk olarak Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde açılan internet bağımlılığı polikliniğinde görev yapan Doç. Dr. Gül Karaçetin, dünyadaki ve Türkiye’deki tedaviyi ve alınması gereken önlemleri anlattı.

EN YÜKSEK BAĞIMLILIK UZAK DOĞU’DA

Karaçetin’in verdiği bilgiye göre internet bağımlılığının en yüksek olduğu ülkeler Güney Kore, Japonya ve Çin. İnternet bağımlılığı Güney Kore ve Japonya’da halk sağlığı problemi olarak görülüyor, her iki ülkede de çocuklar yatırılarak tedavi ediliyor. Hatta bu çocuklar için kamplar kuruluyor. Ancak tedavi yönteminde dünya genelinde bir konsensüs yok. Güney Kore ve Japonya’daki tedavi sürecinde interneti tamamen çocuğun hayatından çıkarma yöntemi uygulanırken Türkiye’nin tercihi bilinçli teknoloji kullanımı yönünde.

KİMLER RİSK ALTINDA?

İnternet bağımlılığı tedavi kliniğinde yapılan test çalışmasına göre internet bağımlılığında dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu, sosyal anksiyete bozukluk, karşı olma-karşı gelme bozukluğu ve depresif bozukluklar çok yüksek oranda görüldü. Yalnızlık da bir başka önemli faktör olarak yer aldı.

İNTERNET BAŞINDA SAATLERCE AÇ KALAN ÇOCUKLAR VAR

Karaçetin’in paylaştığı bilgilere göre Türkiye’deki tedavi sürecinde ilk olarak çocuk genel bir değerlendirmeden geçiriliyor, gerçekten bağımlı olup olmadığı tespit ediliyor. Bağımlılıkta çocuğun hayatındaki öncelikler, oyun başında geçirilen saat, bu oyunlar nedeniyle okul başarısı, arkadaş ilişkileri ya da aile ilişkilerinin bozulmuş olması gibi kriterlere bakılıyor. İkinci aşamada bilgiler alındıktan sonra çocukta farkındalığı artırmak için görüşme yapılıyor. Değişim için motivasyon oluşturulmaya çalışılıyor. 8-10 saat bilgisayarın başında olan, internet nedeniyle saatlerce aç kalan çocuklar olduğunu anlatan Karaçetin, konuşarak artı ve eksileri birlikte bulmaya çalıştıklarını, fiziksel açıdan olumsuz etkilerini dile getirdiklerini anlatıyor. Bu aşamada çocuğa gerçekten neden internet başında zaman geçirdiğinin nedenlerini göstermek hedefleniyor.

ÇOCUKLA YAZILI ANLAŞMA YAPILIYOR

Görüşmede internet kullanımıyla ilgili süre kısıtlamasına yine çocukla birlikte karar veriliyor. Günlük ya da haftalık kısıtlama ile sağlıklı sınır oluşturulmaya çalışılıyor. Birlikte alınan kararlar mutlaka yazılı bir anlaşma hâline getiriliyor. Bir sorun yaşandığında bu anlaşma hatırlatma için kullanılıyor. Anlaşmaya hem ebeveyn hem çocuk maddeler yazıyor, gerekirse üstünde tartışılıyor. Çocuğun da mutlaka kabul ettiği şartlardan oluşması için çaba harcanıyor.

Karaçetin’in verdiği bilgiye göre, bütün bunlar yapıldıktan sonra tekrar en baştan risk faktörleri ve koruyucu etmenler gözden geçiriliyor. Süreç boyunca yalnızlık, aile içi bağların zayıflığı, olumsuz arkadaş çevresi, aile içi çatışmalar, eşlik eden ruhsal bozukluklara müdahale edilerek risk faktörleri en aza indirilmeye çalışılıyor.

Nergis Demirkaya / Gazete Duvar

Etiketler : , ,
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.