‘Çınar’da yapılan saldırı kimler tarafından yapıldıysa özür dilemeli’

‘Çınar’da yapılan saldırı kimler tarafından yapıldıysa özür dilemeli’

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır’da biri polis, altı kişinin ölümüyle sonuçlanan Çınar Emniyet Müdürlüğü’ne yapılan saldırı için özür çağrısı yaptı.

HDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır’daydı bugün. Sağlıkçıların belediye önündeki eylemine katılan Demirtaş, “Biz Çınar’da katledilen sivili, bebeği Sur’da katledilen bebekten, sivilden ayırabilir miyiz? Biz ayıramayız bu ayrımı yapan da kendine insanım diyemez” dedi.

Demirtaş konuşmasını özetle şöyle sürdürdü:

“Bir koro halinde bugün barış diyenleri linç edenler, daha barışçı, daha çözümcü olabiliyorlar. Bu ilkesiz, bu ahlaksız, bu seviyesiz devlet yönetme anlayışı Türkiye açısından büyük bir talihsizliktir.”

Akademisyenler

“Türkiye’nin akademik vicdanı hükümete seslenmiş, devleti muhatap almış ve ‘Barış olsun’ demiş. ‘Suç işlemeyin ve suça biz de ortak olmayacağız’ demiş. Daha ne desinler. Bir barış çağrısı yapmak akademi açısından hak değilse, ifade özgürlüğü değilse daha ne desinler. ‘Oluk oluk kan akacak’ diyenler baş tacı edilebiliyor ve siz bunun adına ileri demokrasi diyebiliyorsanız, toplumu kendi ellerinizle bölüp parçalamış olursunuz.”

‘PKK kendi propagandasını bu kadar yaptıramazdı’

“İnanın ki şu Beyaz Show’dan sonra yaşananlar ve akademi dünyasına yapılanlardan sonra yaşananlar en büyük PKK propagandasıdır. PKK 10 yıllarca çalışsaydı kendi propagandasını bu kadar yaptıramazdı.

Savcılar, Cumhurbaşkanı, Başbakan, AKP medyası günlerdir PKK propagandası yapıyorlar. Akademi dünyasının niyeti PKK ya da şiddet, silah propagandası yapmak değildi. Beyaz Show’da yaşananlar da bu niyetle yapılmadı. Ama sonrasında hükümetin, yargının, medyanın refleksi asıl propagandaya dönüştü. Asıl o zaman PKK propagandası yaptılar, bunu yapanlar yaptılar. Yoksa bu insanların böyle bir niyeti yoktu.”

‘Böylesi ortamlarda barış diyebilmek cesaret işidir’

“Bildiride de böyle bir niyet yoktu, eleştirebilirsiniz bildiriyi, hükümet olarak, basın olarak katılmayabilirsiniz. Bildiri yayınlayanların yayınlama hakkı varsa geri kalanlarında da ona katılmama ve eleştirme hakkı vardır. Demokrasilerde böyle işler. En fazla bu kadar ama. Eleştirebilirsiniz başka da bir şey yapamazsınız. Hele hele hükümet yetkilileri olarak hedef gösteremezsiniz, Cumhurbaşkanı olarak yargıya talimat veremezsiniz. Anayasal suçtur, yargıyı göreve çağıramazsınız. Bizatihi, suç duyurusunda bulunmak için götürüp savcıya verebilirsiniz ama bir cumhurbaşkanı hele hele yargı üzerinde bu kadar baskı kurmuş bir devlet, hükümet yetkilileri olarak büyük bir suça imza attınız.

İşte böylesi ortamlarda barış diyebilmek cesaret işidir. İnsan yaşamının kutsallığını savunabilmek cesaret işidir. Canlar arasına ayrım koymadan, Çınar’da kaybettiklerimizi de, Sur’da, Silvan’da, Cizre’de yitirdiklerimizi de aynı sıcaklıkla anabilmek, bağrımıza basabilmektir, barışı cesaretle savunmak.”

Çınar saldırısı

“Biz Çınar’da katledilen sivili, bebeği Sur’da katledilen bebekten, sivilden ayırabilir miyiz? Biz ayıramayız bu ayrımı yapan da kendine insanım diyemez.

Çınar’da yapılan saldırı kimler tarafından yapıldı bilmiyoruz. Sorumlular devlet tarafından tespit edilir mi bilmiyoruz. Ama orada katledilen siviller, bebekler için çıkıp açıkça kamuoyundan özür dilemesi lazım.”

‘Çınar, Cizre, Sur, Silvan…’

“Hükümet bunu yapabilir mi? Cizre’deki ve diğer yerlerdeki bebek sivil katliamları için, yapamaz. Kabul bile etmiyor.

Ama Çınar’da kim yaptıysa Cizre, Sur, Silvan özür dilenmesini beklemek hepimizin hakkıdır. Bir daha böyle şeylerin yaşanmaması dair bir özür beklemek hepimizin hakkıdır.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.