Ahmet Türk Meclis'ten seslendi: Türkiye'yi baş aşağı sürüklüyorsunuz

DBP'li belediyelere kayyum atamanın önünü açacak torba yasanın görüşüleceği saatlerde, DBP'li belediye eşbaşkanları HDP grup toplantısına katıldı. HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın grup konuşmasının ardından Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Türk, DBP'li belediyeler adına bir konuşma yaptı. 

Türk, "Bildiğiniz gibi 1991'de HEP'in kurulmasıyla başlayan demokratik söylemlerimiz bugüne kadar geldi. Zaman zaman partilerimiz kapatılsa da, demokrasi mücadelemizden asla vazgeçmedik. Bu mücadeleyi sürdüreceğiz, otoriter anlayışa karşı set olacağız" dedi. 

Tarih boyunca yaşanan darbelerin hep Kürtleri hedef aldığını kaydeden Türk, "15 Temmuz askeri darbesi bir sivil darbeye dönüştürüldü. Muhalefetin, aydınların, emekçilerin susturulup sindirildiği bir noktaya taşınmak istenmektedir. Kürtler bir kez daha hedef haline getirildi. Bugün tabloya baktığımızda, 12 belediye başkan hakkında tutuklama kararı verildi, 41 Meclis üyemiz tutuklandı, 37 belediye meclis üyemiz görevden alındı. Aslında kayyum yasasına çok da gerek yok" diye konuştu. 

'Yerel yönetimler tasfiye edilmek isteniyor'

Türk, "Halkın iradesiyle seçilen yerel yöneticilerin bir bütün olarak görevden alınmasını sağlayan kayyum yasası, engellenen askeri darbenin sivil bir darbeye dönüştürüldüğünün en net göstergesidir" diyerek, Meclis'te görüşülecek olan yasanın milyonların oylarıyla seçilen yerel yönetimleri tasfiye etmeye dönük olduğunu belirtti.

AKP ve CHP'ye uyarı

Türk, AKP ve CHP'ye "Bugün DBP'li belediyeleri hedefleyen bu yasanın, yarın CHP'li belediyelere uygulanmayacağının garantisi yoktur. İktidara bir başka parti geldiğinde AKP'ye karşı uygulanmayacağının da" uyarısı yaptı. 

Türk, şöyle devam etti: "Demokratik ülkelerde krizler seçimlerle çözülür. AKP hiçbir Kürt kentinde seçim kazanamayacağını biliyor. Bu nedenle yüzde 10 bile oy alamadığı yerlerde belediyeleri kayyımla almaya çalışıyor." 

"Hükümeti ve Meclis'i uyarmak istiyoruz" diye sözlerini sürdüren Türk, demokrasinin sadece bir kelime olmadığını halkın iradesine kayıtsız şartsız uymak olduğunu söyledi.

Türk, konuşmasını şöyle sonlandırdı: "Çıkış yolu adalet, barış ve demokrasidir. Tekleştirici, ötekileştirici ve yok sayan bir siyasetin ülkemizi uçurumdan aşağı iteceğini görüyorum. Öncelikle sivil siyasetin rolünü oynaması için uygun zeminin oluşması, Hükümet'in ve PKK'nin silahları bir an önce susturması gerekmektedir. Sayın Öcalan'ın sürece aktif katılımının sağlanması hayati önemdedir. Bin yılık geçmişi olan halklarımız birbirine güvenmek zorundadır. Kürtleri tehdit olarak grup, kazanımlarını ortadan kaldırmaya kalkmak hepimize yönelik bir tehdittir."