İbrahim Genç

İbrahim Genç

Zavallı(lar)!

Zavallı(lar)!

Ülkemizde AKP içindeki Kürt milletvekillerinin ne iş yaptıkları geçen dönemde bu milletvekillerinin performansına bakılarak öğrenebilir. Ki ben daha önce “75 AKP’Lİ KÜRT” adlı yazımda Kürt bölgesinden seçilen milletvekillerinin çalışma(ma)larına Meclis’in resmi internet sitesinden tek tek yaptığım araştırmayla  değinmiştim. Çıkan sonuç, bizim dertlerimize çare olacak milletvekillerinin akrabasını ve yandaşını istihdam etmek ve Başbakan Erdoğan’ın önlerine koyduğu her kanuna imza atmak olduğuydu. Oysa Kürt bölgelerindeki işsizlik, kültürel haklar, kadınların sorunu, aşiretçi-feodal yapı, mevsimlik işçilerin sıkıntıları ve daha birçok sorun meclis denetleme yolları olan gensoru, soru önergesi gibi çalışmalarla dile getirilebilirdi.

Bu noktadan hareketle incelenmesi gereken bir şahıs da AKP Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner’dir. Metiner’in internete düşen ses kaydındaki ifadeleri bizzat AKP içindeki bazı kimselerin bilinçaltının deşifre olmasıdır. Bu bakımdan Mehmet Metiner’i bir numune olarak alıp inceleyelim. Bu inceleme sadece 31 Ağustos 2011-8 Eylül 2011 aralığında kısa bir evreyi kapsasa da bir kişiliğin gelgitlerini bize anlatmaya yetecektir.

Mehmet Metiner, 31 Ağustos’ta internete düşen ses kaydında şu can alıcı analizleri yapıyor:

(Başbakan Erdoğan’ı kastederek) “Onun beyin kıvrımlarında nelerin dolaştığını bilecek kadar kendisine yakın bir insanım.”

“Ben Tayyip Erdoğan’la demokratik bir Türkiye inşa edilebileceği kanaatinde değilim. Çünkü icazet aldığı içerideki çevreler statükonun sahici sahipleri.”

“Kürt meselesinde de Tayyip Erdoğan’ın çok geri ve antidemokratik bir konumda olduğunu biliyorum ama çok pragmatik bir yaklaşımla Kürt sorununa el atabilir.”

“Türk milliyetçiliği ile birebir örtüşebilecek bir siyasal yaklaşım içindedirler Abdullah Gül ve arkadaşları. Ben hepsini birebir yakından tanıyorum.”

Ki buna benzer sözleri bizzat AKP’li bir milletvekilinin arkadaşım olan bir yakınından da duyduğum için bu ifadeler bana şaşırtıcı gelmiyor. Ama Metiner gibi Başbakan Erdoğan’ın “beyin kıvrımlarını” bilen, herkesi “birebir tanıyan” biri bunları söylüyorsa bunu irdelemek gerek.

Ses kaydına Metiner’in verdiği tepkiye gelelim. Metiner “Ses bana ait ama ifadeler değil. Benim Başbakan’ımı nasıl savunduğumu, nasıl desteklediğimi herkes bilir (Milliyet, 1 Eylül).” diyordu. Evet, herkes sizin AKP’nin politikalarına bu halkı ikna etmek için neler yaptığınızı çok iyi biliyor.

Metiner, bu ses kaydının kendisine yönelik bir komplo olduğunu belirtip suç duyurusunda bulunacağını da söylemişti. Bu sebeple Metiner’in avukatı İsmail Altan savcılığa yaptığı suç duyurusunda “Ses kaydı tamamen sahte olup, gerçekle hiçbir ilgisi yoktur. Bu kayıt, elektronik  ortamda hazırlanmış olup, bir ortam dinlemesi olmayıp, tamamen senaryodan ibarettir ( Radikal, 4 Eylül).” diyordu.

Savcılarımızın iş yüklerinin fazla olması ve yargının yavaş işlemesi gibi sebeplerle olacak ki Metiner, avukatını da yalanlayarak hakikati Ülke TV ana haber bülteninden itiraf ediyordu. 8 Eylül tarihli İnternet Haber bu itirafları şöyle sıralamıştı:

“2000’li yılların başında Hadep’te genel başkan yardımcısı olduğum dönemde, muhtemelen benimle yapılmış röportajda söylediğim sözler.”

“Ben orada Sayın Başbakan’ın şahsına karşı söylediğim sözlerden dolayı tabi ki pişmanım. Bin kez özür dilerim.”

“İllegal bir ortam dinlemesi değil bu. Ben o dönem Hadep genel başkan yardımcısıyım. Orada beni çok rahatsız eden Sayın Başbakan’ın şahsına yönelik sözlerimdir. Keşke o sözleri söylemeseydim. İnsan bazen nefsine yenik düşebilir.”

Sayın Metiner, velev ki bu ses kaydı 10 yıl öncesine ait olsun. Siz ki eleştirdiğiniz insanların beyin kıvrımlarını bile biliyormuşsunuz. İyi ya işte, ta o günlerden bugünlere dair haklı bir öngörüde bulunmuşsunuz. Hem 10 yıl önce Tayyip Erdoğan Kürt sorunu konusunda ön plana çıkmış siyasi bir aktör müydü?

Hem neden özür diliyorsunuz? Siz bir düşünce insanısınız(!). Her tartışmada siyasal terimleri güzelce kullanan entellektüel birisisiniz(!). İnsan; bir randevuya geciktiğinde, bir kabahat işlediğinde ya da birinin ayağına bastığında özür diler ama insanın çok iyi tanıdığı birine yönelik fikir ürettiği için yalvarırcasına “Bin kez özür dilerim” demesi pek abes görünüyor.

Ayrıca farkındayız, bazı AKP’li siyasetçiler Başbakan’ın gözüne girmek için Sayın Erdoğan’a dokunmanın ibadet olacağını söyleyebiliyor. Siz fikirlerinizi söylediniz diye günah işlediğinizi düşünüyor olmalısınız ki “insan nefsine yenik düşebilir” diye savunma yapıyorsunuz. Sanırım entelektüel birikimi olmadığını söylediğiniz Tayyip Erdoğan’la aydınlandığınızı düşünüyorsunuz ki ona yönelik eleştirinizi kendinizin cahiliye dönemine bağlı olduğunu söylüyorsunuz. Bir fikir adamı asla bu duruma düşmez; ama gördüğüm kadarıyla siz cahiliye dönemini geride bırakıp teslimiyetçi bir döneme girmişsiniz.

Metiner, iktidarın sadık kölesi olmak için verdiği çabada bu ses kaydıyla afallarken  yardımına hiç de ondan geri kalmayan Rasim Ozan Kütahyalı yetişti. Son bir yılın ateşli AKP savunucusu Rasim Ozan Kütahyalı da daha önce Kürtler ve Kürt sorunu için yazdığı cesur yazılarla biraz meşhur olup da iktidarın kanatları altına girince daha önce yazdıklarının tersini yazmaktan pek sıkılmışa benzemiyor. Şimdi de “Bu kalleşliği kim yaptı?” yazısında Metiner’i haklı çıkarmaya çalışırken onun ne kadar Tayyip Erdoğan’a sadık olduğunu anlatıyor ve Metiner için “Metiner bir ‘biat adamı’dır” diyerek övgüler yağdırıyor. Sanırım Başbakan Erdoğan’a biat edip onun fanatik taraftarı olunmasını Kütahyalı gurur vesilesi olarak görüyor. Siz sadakat yemini edip biat etmeye devam ediniz; ama unutmayın ki başta Adıyamanlılar, Kürtler olmak üzere tarih sizin asla unutmayacaktır.

Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
11 Yorum
İbrahim Genç Arşivi