Necip Çapraz

Necip Çapraz

Yargı tansiyonu düşürür

Yargı tansiyonu düşürür

Newroz sürecinde Hakkari ve Yüksekova'da yaşanan olaylar nedeniyle tansiyon yükseldi. Günlerce önce geldiği görülen kriz iyi yönetilemedi. Polisiye önlemlerle kriz atlatılmaya çalışıldı.Yaşanan gergin olaylarda bir kişi öldü, onlarca yaralı, onlarca tutuklu, trilyonlarca maddi hasar meydana geldi. Öyleki her görüşten dernek kişi, kurum ve kuruluş bu olaylardan etkilendi. Bu olaylardan çok sayıda kişi mağdur duruma düştü.Yaşanan gergin ortam nedeniyle tansiyon yükseldi. Yani bir veya birkaç deli bir kuyuya taş attı yüzlerce akıllı bu taşı çıkaramıyor.

 

Tansiyon yüksek, ilaç; yargı

 

Hakkari genelinde yaşanan tansiyonu ancak yargı düşürür, yargıdan beklenen suçlu kim olursa olsun ceza almasıdır.İlin yönetcileri de hesap vermesi gereken makama hesap vermelidir.Gerekirse değiştirilmelidir.

 

Akp döneminde olaylar çok arttı

 

İnsanlar bir çok hükümet döneminde çok acı çekti. Çok yürüdü, Kürt sorununun çözülmesi gerektiğini haykırdı, çok can verdi. Demokratik eylemler şiddete maruz kaldı, newrozlarda çok acı yaşandı. Doğu ve Güneydoğu insanı hiç bu kadar büyük bir şiddetle karşılaşmamıştı. Halk,AKP döneminde sorunların çözümünü beklerken hayalkırıklığı yaşadı.

 

Şiddetin artmasını sınır ötesi operasyonunda istediğini alamayan TSK'nın tutumuna bağlayanların yanında, Ergenekon Operasyonu sürecine bağlayanlar da var. Valiliklerin Newroz tarihlerini kabul etmemesi tüm bunların tuzu biberi oldu gibi...

 

Bugün Hakkari'de AKP hükümetinin yaşanan şiddet ortamından büyük eleştiriler aldığını söylememek haksızlık olur.

 

Kürt sorunu tekrar çözümsüzlüğe itiliyor.

 

Bunun yanında genelde doğuda özellikle Hakkari genelinde görev yapan bir çok yöneticinin Ergenekon ile bağlantısı olduğu iddia edilmektedir. Özellikle son günlerde Türkiye'yi sarsan “Ergenekon Operayonuna” eş zamanlı yaşanan şiddet ortamı da bunu doğrular nitelikte.

 

Ergenekon ve AKP arasında yaşanan gerginlik tüm ülkeyi sardı. Herkes "sağduyu"çağrısı yaparken,sağduyunun sırf çağrı yapmakla olacağını beklemek saflık olur.Bunun için toplumsal uzlaşma içinde insaların bir araya gelip "sorunları ve sorunluları" tespit edip adım atması lazım. Aynı zamanda yaşananları 'iktidardaki AKP hükümetini zor durumda bırakmak için sergilenen bir oyun' olduğunu söyleyen insanlara da rastlamak mümkün.

Tüm bunlar yaşanırken Kürt sorunu tekrar arka plana itildi.Demokratik açılımlar,AB giriş süreci neredeyse unutuldu.

 

AKP'nin güç kaybına uğradığını ve artık bölge sorunlarına cevap olamayacağını gösteren yüzlerce ciddi örneğe rastlamak mümkün. İnançlı olan bölge insanının dini duyguları üzerinde oynanan oyunlar ne bölge insanına nede bu ülkeye bişi kazandırmaz. Cemaatçi vakıf ve derneklerin çoğalması, bu görüşlerden yöneticilerin bölgeye idareci olarak atanması kendi politik kadrolaşması olarak değerlendiriliyor.

 

Öyle bir durum ki kafalarda, "Yöneticiler cemaatçi mi, Ergenekoncu mu?” şeklinde soru işaretleri yer alır oldu. Halbuki halk kendi kültür ve siyasi yapısına saygı duyan demokrat kişiliğe sahip yönetici özlemi duyuyor.Bölge insanın politik tercihine saygı duyulmuyor.Belediye başkanları "resmen" dışlanıyor.

 

Makarna ve kömür demokrasisi

 

Sorunları sadece ekonomik olarak görmek talihsizlik olur. Makarna ve kömür edebiyatı, bölgedeki sınır ötesi operasyon ve Newroz sürecinde yaşanan gerginlikler sorunun siyasi boyutunu gözler önüne seriyor.

 

Bu gün görüştüğüm AKP seçmenleri ve bir il encümeni kesinlikle AKP"ye umut bağlamayı bırakın bir kenara oy bile vermeyi düşünmediklerini söylemeleri bu konuda var olan düşüncemi daha da güçlendirdi. Hatta il encümeni olan kişinin mümkün olan en kısa zamanda AKP encümenliğinden istifa edeceğini söylemesi olayın vahametini ortaya koydu.

 

“Devletle inatlaşmak olmaz, milletle dalaşmak hiç olmaz.”

 

Bunu söyleyen Hakkari"de deneyimli bir vatandaş. Devlet güçlüdür inatlaşmak olmaz. Halk büyüktür devletin dalaşması olmaz. Devlet bizi, yasamayı, yürütmeyi, yargıyı, STK"ları, basını dolayısıyla Türkiye"de topyekün her şeyi kapsar.

 

Bağımsız yargı yaraları sarar, yüksek tansiyonu düşürür

 

Hakkari genelinde yaşanan Newroz gerginliği bir çok yara oluşturdu. Bir çok kişi mağdur oldu. Halkın halen yaşanan tansiyonu düşürmesi gerekir. Bunun için de hata yapan kim olursa olsun, hangi kurum olursa olsun yargılanmalıdır.

 

Halkın bağımsız ve adil bir yargı sürciyle tekrar yaşanan süreçten ders alması gerekir.

 

Halen belleklerde bulunan "Şemdinli olayları" dönemindeki adil yargılanma ve suçluların cezasını çekmediği yönündeki sürecin etkisinden halen kurtulamadığını söylemek mümkündür.

 

Bu nedenle ilimizde görev yapan hakim ve savcıları göreve çağırıyor, yaşanan şiddet ortamında “adaletlin kestiği parmak acımaz” mantığından kimsenin şüphe duymayacağı kararlar almalarını arzu ederim..

 

Adalet Bakanı gelecek mi?

 

Olaylarla ilgili bölgeye gelen Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin"in Hakkari"ye gelmesi bekleniyor. Şahin, geçmişte Refah Partisi vekili olarak gelmişti. Bu defa Adalet Bakanı olarak geliyor. Geçmişte söyledikleri halen gazetemizin arşivinde duruyor.

 

Özeti; daha önce muhalefet partisi vekili olarak geldiğinde hem geliş gidişlerdeki aramalar hem de yaşanan huzur ortamı konusunda sitem etmişti. Şimdi sitem etmeye hakkı yok. Doğuda yaşanan gerginliğini tansiyonunu düşürmesi gerekiyorsa adaletin işlemesi lazım. Çünkü herkesin mutlaka bir gün adalete ihtiyacı olacağını unutmamak gerekiyor.

 

Halk bildiğini ve gördüğünü ortaya koymalı

 

Newroz olaylarında çok şey yaşandı. Hastanelere gitmeyen yüzlerce yaralıdan söz etmek mümkün. Bir çok insanın elinde görüntü ve deliller var. Bu süreçten sonra Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin gelirse herkes delilleri ve iddiaları ortaya koymalıdır. Bakana sorunlar ve sıkıntılar bir bir anlatılmalıdır. Bunun için halkın olgunlukla sorunlarını dile getirmesini öneriyorum. Haklı iken haksız duruma düşmek kötü.

 

Bakan Şahin"in tüm sivil toplum örgütleri, siyasi parti ve halkla birebir görüşmesi için gereken çabayı göstermesini bekliyoruz.

 

Basına yapılan saldırıyı kınıyorum

 

Yüksekova"da olayların yaşandığı 23-24 Mart Tarihlerinde iki gün boyunca yerel basın üzerine uygulanan sindirme ve şiddet içerikli söylem ve darp olaylarını kınıyorum. Basına yapılan şiddeti hiçbir vicdan ve kanun kabul etmez. Biran önce ildeki yetkililerin basının rahat çalışması konusunda kamuoyuna açıklama ve ilgili yerlere resmi yazı ile bildirmesi geketiğine inanıyorum. Yaşadığımız şiddet olayları nedeniyle iş, siyaset, kamu yetkilileri ve basın kuruluşları tarafından geçmiş olsun dilekleri için arayan herkese teşekkür ediyoruz. Umarız bu tür şiddet ortamı bir daha yaşanmaz. Bu tutum devam ederse Hakkari"deki yerel medya  çalışanı arkadaşlarımızın yaygın medyaya çalışmayacağını buradan duyurmak istiyorum.

 

Vekillerin 1000 km uzakta Hakkari ile değerlendirme yapması etik değildi

 

AKP Hakkari milletvekillerinin Ankara'dan Hakkari'de yaşanan olayları değerlendirmesi doğru değildi. Yaşanan bu durumdan sonra halktan özür dilemeleri gerekiyor. Çünkü halkın içinden çıkan vekillerin halka bu kadar uzak olması kabul edilemez.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum
Necip Çapraz Arşivi