M. Latif Yıldız

M. Latif Yıldız

Türk ne demek istedi?

Türk ne demek istedi?

Mecliste ilk Kürtçe konuşma 1991"de Leyla Zana tarafından gerçekleştirilmişti. Zana"nın “kardeşlik için” sözleri onun ve arkadaşlarının Meclis"ten atılmasına ve de 10 yıl zindanlarda demir parmaklıkların arkasında kalmasına yol açmıştı.

 

18 yıl sonra ikincisi DTP eş başkanı Ahmet Türk"ün Grupta yaptığı konuşması ile gerçekleşti. Meclis TV yayını anında kesti. Meclis Başkanı “İç tüzük ve Anayasa” diyerek Türk"ün yanlış yaptığını söyledi. Allah"tan MHP"nin klasikleşmiş “vatana ihanet ve Milliyetçi hareket daha son sözünü söylemedi” gibi tehdit ve söylem ile Genelkurmay"ın savcıya adres göstermesi dışında bu satırların yazıldığı ana kadar önemli bir şey yaşanmadı.

 

Gerçekten Ahmet Türk grupta yasa dışı bir eylemde mi bulundu. Hayır diyenler de, evet diyenler de var. Hayır diyen iki kişinin ortak görüşünü sizlerle paylaşacağım. Taraf gazetesinde Her Taraf"a yazan Avukat Vedat Erten ve Star gazetesi köşe yazarı Mustafa Erdoğan"ın ortak savlarında diyorlar ki:

 

“Meseleyi “devlet” düzeyinden “siyaset”e çektiğimizde başka bir tuhaflık görüyoruz. İktidar partisi çoğunluğu bir yandan Kürtçe TV kanalını açmakla övünürken, öbür yandan DTP parti grubunda Kürtçe konuşulmasını eleştiriyor ve bu nedenle TBMM TV"yi susturuyor.

 

Gelelim meselenin hukuki yanına. İşin aslı şu ki, Ahmet Türk"ün çıkışı iddia edildiği gibi “yasadışı” olduğunun açık dayanaklarını ne Anayasa"da ne TBMM İçtüzüğü"nde ne de Siyasi Partiler Kanunu"nda bulabilirsiniz. Nitekim:

 

1-Anayasal olarak Devletin “resmi dil”inin Türkçe olması (m.3) siyasi partilerin gerektiğinde kendilerini bu dilden başka bir dille ifade etmelerine engel oluşturmaz. Çünkü, Türkçeden başka bir dil “ifade” yasağının genel olarak kalkmış olması bir yana, siyasi partiler devlet organı değildirler. Başka bir anlatımla, siyasi partiler devleti değil toplumu, toplumun farklı kesimlerini temsil ederler.

 

2- Ne TBMM İçtüzüğü"nde ne de Siyasi Partiler Kanunu"nda parti gruplarındaki “konuşma dil”ine ilişkin bir düzenleme vardır. Dolayısıyla, bu konuda partiler için serbestlik esastır. Kaldı ki, gurup konuşmaları partililere hitap ettiğinden, kendi aralarındaki iletişimin kolaylığı açısından, partililer kendi anadillerinde konuşmaya ihtiyaç duyabilirler.

 

3- Grup toplantısında birkaç kelime Kürtçe konuşmanın, SPK"nın parti yasaklarıyla ilgili 78/a maddesindeki “Anayasa"nın…(devletin) diline… dair hükümlerini… Değiştirme” amacı güttüğü veya “bu amaca yönelik faaliyette bulunma” niteliğinde olduğu savunulamaz. Öte yandan, aynı Kanun"un 81. maddesinin c bendinde geçen “kapalı salon toplantıları” ibaresi de Meclis dışında yapılan propaganda ile ilgili olup, grup toplantılarını kapsamaz.

 

Yürürlükteki mevzuattan “özgürlük karinesini” esas alan bir hukuki muhakeme ile ulaşılabilecek bu sonuçlara rağmen, mevcut Siyasi Partiler Kanunu"nun neredeyse silahlı kuvvetlerin İç Hizmet Kanunu"nu andıran disiplinci-otoriter özelliğinin benzer bir zihniyete sahip olanların elinde siyasi partilere karşı son derece baskıcı bir araç olarak kullanılmaya elverişli olduğu açıktır.”

 

Yukarıdaki yorumlara göre Ahmet Türk"ü Meclis çatısı altında “şov” yapmakla suçlamak, DTP"yi eleştirmek, Meclis Başkanının dediği gibi “yasadışı” ilan etmek ne kadar doğrudur. Devlet TV"si Kürtçe yayın yaparken, Kürt taleplerini dile getiren bir partinin kendi grup toplantısında Kürtçe konuşmasına karşı çıkmak çifte standart ve hukuk dışılık değil mi?

 

5132863as1367743189596231fe1350525Kürtlerin kendilerini ifade ettikleri, ana dilleri olan “Kürtçe” ile konuşmayıp hangi dili konuşacaklar? Özgün diliyle konuşan Türk, Kürtlerin kültürüne sahip çıkmıştır. Hani farklı dil ve kültürler Türkiye"nin zenginliğiydi?

 

Ahmet Türk tecrübeli, güngörmüş, saygın, kanaat önderi bir siyasetçidir. Verdiği mesajlar yerinde ve isabetlidir. Ahmet Türk, demek istiyor ki; Kürtler, Türkler ile birlikte mutlu bir şekilde yaşamak istiyor. Ama ana dilleri, kültürleri ile baskı ve tehdit görmeden. Türk, demek istiyor ki; Lozan anlaşması gereği Türkiye"de Türklerden başka Kürtler de yaşıyor. Kürtlerin kendi ana dilleri vardır. Bugün değil, bin yıldır bu iki halk birlikte yaşıyor. Demek istiyor ki, 85 yıldır yapılan yanlışlık artık düzeltilsin. Bunun adresi de Kürtçe konuşma yaptığım TBMM çatısı altında gerçekleşebilir. Kürtler artık “Öteki” değil, “Biz, siz onlar gibi” olmak istiyorlar.

Türk, 21 Şubat Birleşmiş Milletler “Ana Dil” gününde Türkiye ve Dünya"ya 24 Şubat 2009 tarihinde Meclis grubunda Kürtçe konuşarak “birlik, beraberlik ve kardeşlik” çağrısı yaparak son derece önemli bir görevi yerine getirmiştir.

Türk, Kürtçenin Meclis Genel Kurul salonunda da özgürce konuşulması için gerekli Anayasal değişiklik yapmanın zamanın geldiği mesajını da vermiştir. Ahmet Türk TRT- 6 (Şeş) yayın yaparken, Kürtçe konuştu diye Meclis TV yayını kesiyorsa Kürtçe dili üzerinde sansürcü, baskıcı ve yasakçı zihniyetin devam ettiğini belgeli olarak ortaya koymak istedi.

Türk, “TRT Şeş"ten sonra Kürdoloji enstitüleri açılacak, Kürtçe tam özgür olacak” sözlerinin seçim için bir aldatmaca olduğunu ifade etmek istedi. Nitekim yaptığı çıkış ile haklı olduğunu gösterdi.

Bu nasıl bir anlayıştır ki Kürtçe TV, Üniversite de Kürtçe bölüm olabilir, ama Kürtçe eğitim olmaz. Başbakan bilmediği Kürtçe diliyle mesaj verecek, Van"da Kürtçe ( o da yanlış yazılmıştı) pankart asacak; ama Kürt Ahmet ana dili ile konuşunca “Yasak” olacak.  Siyasi Partiler Kanunu 81. maddesinde olmayan bir söylemi, zorlamalı yorumla iddia edeceksiniz. AKP Kürtçe konuşunca serbest, DTP ye gelince yasak diyeceksiniz. Türk çok iyi bir şey yaptı. Bu anlamsız yaklaşıma neşter vurdu.

AKP samimiyse Kürtçe önündeki bütün siyasi yasaklar kalksın. Çünkü “Kürt” sorunu alenen “Kürtçe” sorunudur. Kürtçe hayatın her alanında kullanılınca sorun kendiliğinden çözülür.

Ahmet Türk Kürtçe konuşmayı seçim kaygısıyla yaptı diyorlar. Peki, Erdoğan seçim kaygısıyla Tunceli ve diğer Kürt illerinde Seçim Kurulunun ihtarına rağmen buzdolabı, çamaşır makinesi dağıtmıyor mu? Kira parası vermiyor mu? Neden yerel seçimler öncesi yasası olmadan TRT şeş"i açtırdı? Bu açılımlar da AKP"nin seçim hesabı değil mi? Kürtler Ahmet Türk"ün konuşmasını son derece olumlu karşılıyorlar.

Başbakan Erdoğan için samimiyet sınavı başlamıştır. Soyadı Türk olan bir Kürt 21 Şubat “anadil günü” münasebetiyle çok iyi bir açılım yaptı. AKP ve diğer partiler ittifakla bu girişime destek verirlerse bu sorun biter. Normalleşmeyi ancak diğer partilerin yaklaşımı gerçekleştirir. TRT Şeş varlığı inkâr edilmiş bir halkın kimliğini tanımanın ilk adımıdır. Bu adımın devamı getirilmelidir. Kürtçe Anayasada yasal ve meşru bir dil haline getirilmelidir. Bunu başarabilsek çözüm yolunu aralamış oluruz.

Türk herkesi samimiyet testine tabii tutmuş. Kimsenin Türkiye"yi bölmek istediği falan yok. Türk"ün derdi Kürtlere güvence verilmesidir. Kazanımları yeterli bulmamış; daha ne desin ki?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
M. Latif Yıldız Arşivi