M. Latif Yıldız

M. Latif Yıldız

Suruç Vahşetinin Neyini Yazacağım

Suruç Vahşetinin Neyini Yazacağım

Uzun bir tatil yapmayı planlamış ve siz okuyucularımdan izin istemiştim. Yazık ki gençlerin ölümünden beslenen ırkçı, faşist, saldırgan güruhun bulunduğu ülkede tatilde zehir oluyordu. Suruç katliamı ile derin bir acı yaşadım.

 Bu ülkede bilinçli, kasıtlı, planlı, programlı Kürd halkına ve onların yanında saf tutan yurtsever, demokrat insanlara karşı peş peşe toplu katliamlar ve cinayetler işleniyor. 34 Çocuğun Roboski’de hava bombardımanı ile katledildiği günden beri bilinçli cinayetler serisi Suruç ile devam etti.

Hatay’da, Adana’da, Mersin’de, Diyarbakır’da, Kobane’de, Sere Kaniye’de ve şimdi de Urfa Pirsüs (Suruç) da o güzel yürekli 31 genç katledildi, 100’lercesi yaralandı. Şimdi bu şoven, ırkçı, faşist, kan emici saldırganların neyini yazacağım.

Kan içici vampirler mi olduklarını, onların arkasında onlardan daha vahşi ruh hali içinde olan gençlerin bedenini vahşilerin saldırısından korumayan siyasileri mi yazacağım. İstanbul’dan yola çıkarak Kobaneli çocuklara oyuncak götüren gençleri fişleyen istihbaratın bu vahşi saldırganları, canileri gençlerin üzerine saldırırken haberleri olmadığını iddia eden zihniyetimi yazacağım?

IŞİD canavarını besledikleri yetmiyormuş gibi cinayet işbirlikçiliklerini gizlemek için mağdur ve mazlum Kürdlere, onların legal partisi HDP’ye ve lideri Selahaddin Demirtaş’a saldırarak çirkin yüzlerini saklayanlar mı yazacağım.

Terörist soran gazetecileri gözaltına alan AKP’nin İl başkanı gibi çalışan valileri mi yazacağım. Reyhanlı ve Cilvegözü katliamlarında görevli valiyi terfi ettiren; Roboski katliamında görevli Albay’ı Tümen komutanı yapan; Diyarbakır HDP Mitingi katliamında görevli asayiş, terör ve güvenlikten sorumlu iki müdür yardımcısını 1. Sınıf Emniyet Müdürü yapanların neyini yazacağım.

Hangi bombacıyı, hangi katliamcıyı, hangi işbirlikçiyi ortaya çıkardılar ki. Devleti dizayn eden asker, emniyet, savcı, hakim bu güne kadar hangi faili ortaya çıkardılar ki. Uğur Kaymaz’ın mı, Ceylan Önkol’un mu, Bekir Elvan’nın mı katillerini ortaya çıkardılar, canımızı, malımızı korudular da mı yazalım.   

Bunların yazılmayan, çizilmeyen, belgelenmeyen bir tarafları kalmadı ki. Sırtlarında oyuncak dolu çantaları, gençliğin bütün heyecanı, “barış” sloganları ile Suruç’a giden gencecik 10 u kadın 31 insanın havaya uçuranlara seyirci kaldılar.

İçim, içime sığmıyor. O gençler insani duygularla hiç tanımadıkları bir şehri yeniden imar etmek, o şehrin bilmedikleri çocuklarını oyuncaklarla sevindirmekten başka hiçbir niyetleri yoktu. Devlet o gençleri adım adım izlerken; peşlerinde olan, bellerine bombayla dolaşan canlı bombacı katilleri görmediğini mi sanıyorsunuz?  

Bu ülkenin insanları ( ben dâhil) deniz kıyısında günümüzü gün edip, keyif, sefa sürerken; siz IŞİD’e karşı Rojava devriminde yıkılan şehir, köy ve mezraların direncine güç; çığlıklarına ses vermek, yürekleri kazanmak için Suruç’a gittiniz.

Gidişinizden hoşlanmayan kirli beyinler, çirkin eller sizleri kan revan içinde paramparça ettiler. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı Suudi Kralı öldü diye tatilini yarıda bırakıp o ülkeye gidebiliyor; üç günlük yas ilan edebiliyordu. Ama sizlerin anne, babalarınıza başsağlığını bile çok görüyordu. Bunu yapanların neyini yazacağım.

Bu yazıyı yazarken duygularım o kadar kabarık, hislerim o kadar yüksek, hırsım o kadar dolu ki. O vahşeti yapanın ağabeyi çay bahçesinde IŞİD’e militan devşirirken adım başı o gençleri izleyen MİT, Polis, Jandarma ve askeri istihbarat neyle meşgullerdi? Yoksa o karanlık güçle işbirliği iddiaları doğru mudur?

Kimi yazacağız, neyin analizini yapacağız. Yazılanlar, çizilenler, söylenenler hepsi boş. Çünkü bildiklerini yapıyor, kafalarındaki karanlık projeleri uyguluyorlar. Kime neyi yazmanın ne anlamı var ki! Kendi yasımızı tutmaktan, gençlerimize ağıt yapmaktan başka elimizden ne geliyor ki.

Tam da seçim sonrası yıllardır ilk kez Kürdler kendilerine oy verip yüzde 10 barajını yerle bir etmişken. HDP destekli, AKP-CHP koalisyonu konuşulurken bunu neden yaptılar? Yaptılar çünkü Suruç’ta Türk, Kürd, Arap ve de ırk, din, dil, mezhep gözetilmeksizin halkların dayanışması o gençler Suruç’a gitmişlerdi.

Birlik oldukları, kardeşlik ve barış istedikleri için saldırıya uğradılar. Ülkeyi yönetenler, onların güdümünde olan karanlık örgütler; demokrasi, kardeşlik, barış gibi değerlerden nefret ettikleri için bunu yaptılar. Gülen, neşeli genç yüzleri soldurdular. Hayat vermeye gelenlerin hayatlarını söndürdüler. Bizlere çok ağır, çok acı gelse de onlar yaptıkları vahşetlerine sevindiler.

Bunun yazılacak neyi var ki. Onlar ancak vampirlikten, kan dökmekten, ırkçılıktan, savaştan, kargaşadan medet umarak iktidarlarını sürdürmek isterlerken; gençler Suruç’a iyi niyet elçisi olarak gitmişlerdi. Ama o elçileri katlettiler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Latif Yıldız Arşivi