M. Latif Yıldız

M. Latif Yıldız

PYD'ye tasfiye tuzağı mı?

PYD'ye tasfiye tuzağı mı?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “bizim için IŞİD neyse PKK de odur” sözü ile Kürd halkını şoke etti. Hızını alamadı “PYD de PKK gibi terörist örgüttür” dedi. ABD anında “Bizim için PKK ve PYD bir değildir ” dedi ve Türkiye koridor açmayınca havadan YPG güçlerine silah gönderdi. ABD’ye ses edemeyen Erdoğan “Türkiye’ye rağmen Amerika PYD’ ye silah gönderdi” diyerek ABD’yi Türk halkına şikayet etti. Ne zaman etti? Kürdler bin yıllık toprakları için Irak’ta, Rojava’da, Kobane’de IŞİD’e karşı savaşırken etti.

Kobane’ye Peşmerge gideceği gündeme bomba gibi düşünce Erdoğan: "Peşmergelerin Aynul Arab’a, (Arapça adını söylemeden edemiyor) yani Kobani’ye geçişiyle ilgili olarak Sayın Obama’yla yaptığımız görüşmede teklifi ben yaptım. PYD ve PKK gruplarına vereceğiniz destekler bizim için kabul edilemez” dedi.  Sonra Kobane savaşını sanki baştan beri kendisi yürütüyormuş gibi “ ÖSO bin 300, Peşmerge 150 asker gönderecek” dedi.

ÖSO komutanları ve Salih Müslim anında Erdoğan’ın açıklamaları doğru değil dediler. ilk günden IŞİD’e açık lojistik destek veren; tırları yakalayan askerler vatan haini ilan eden şimdi dünya Kobane’ye arka çıkınca IŞİD’e gizli moral verme politikası ile koalisyona isteksizliğini ÖSO ve Peşmerge üzerinden manipüle ediyor. Erdoğan Kürdlerin Kobane de vicdani dirilişini görmek istemediği gibi “barışı” sıkıntıya koyacak bir siyaset izliyor.

Bütün bu olup bitenlerin tefsiri Peşmerge’nin ve ÖSO’ sunun geçişine Kürd halkı için değil; Türk devletinin stratejisi için Kobane’ye koridor açılıyordu? Koridora şiddetle karşı çıkan Erdoğan “bunu biz önerdik” diye çark ediyordu. Niçin? Türk ve Dünya medyasına “Türkiye Kobane için IŞİD’e istihbarat veriyor” iddiaları ortaya atılırken bunlar oluyordu.

Mademki koridor açılacaktı aylardır Kürd gençleri IŞİD tarafından katledilmeden; yüz binlerle çocuk, yaşlı, kadın göç etmeden; köyleri, şehirleri yakılmadan, yıkılmadan koridoru niçin açmadınız? Açmayarak politikanızın çökmesine ve de Kürdlerin zulüm görmesine yol açtınız. Dünyanın gördüğü gerçeği hala görmüyor yanlışınızda inat ediyorsunuz.

Tek söz sahibi Erdoğan’a Soruyorlar; Türkiye’nin Orta Doğu Politikası nedir? Bu politika içinde Kürdlerin yeri nedir? Dün Şam, Bağdat iç meselenizken sınır komşusu ve de milyonlarca Kürd vatandaşının akrabası Kobane IŞİD saldırısı altındayken “Kobane’nin bizimle hiçbir ilgisi yok” sözünü milyonlarca Kürd vatandaşınız varken nasıl söyleyebildiniz?

Barbar IŞİD çeteleri Türk askeri ve tanklarının gözü önünde son teknoloji ağır silahlar Kobane’yi aylardır kuşatılıp imha ederlerken niçin seyretmekle yetindiğinizi Kürdlere nasıl izah edeceksiniz? Düne kadar “koridor” diye çığlık atan Kürdleri “vatan haini” ilan eden siz ve  tetikçi medyanız sıkışınca “kardeşlik koridoru” derken ne kadar insani ve samimisiniz?

Bunları söylemek için müneccim olup fala bakmaya ya da askeri uzman olmaya gerek yok. 180 derece görüş değiştiren Türkiye’nin gerekçelerini biliyoruz. Kürd’e duyulan kin ve nefret. Peki, düne kadar bizim için Kobane değil, Irak önceliklidir diyen ABD’ye çark ettiren neydi? ABD için stratejik olmayan Kobane niçin birden stratejik olmuştu.IŞİD ile savaş uzun yıllar alabilir diyen ABD’ye görüş değiştirten ve PYD’yi müttefik haline getiren neydi?

Olan şuydu, ABD’nin öngörülerini ters yüz eden Kobane Kürd silahlı gücü YPG’nin yenilmez diye bilinen, üstün teknolojik silahlarına rağmen IŞİD güçlerine karşı destansı bir kahramanlık örneği vererek direndiğini görmesi planları alt üst etti.

Pentagon sözcüsü Amiral John Kerby, Amerika’nın Arapça yayın yapan kanalı El-Hurra’ya yaptığı açıklamada: “Kobanê ve etrafı halen tehlike altında ancak YPG savaşçılarının yiğitçe savaştıkları ve direnişlerinin bizleri hayretler içinde bıraktı” demesi, IŞİD’in yenilmezlik öngörüsünün ABD savaş uzmanlarını gözünde boş bir endişe ve korku olduğunu YPG’li Kürdlerin Kaleşnikof’la yarattıkları kahramanlık ortaya çıkartıyordu.

IŞİD’in 2 bin savaşçısı ile Musul’u ABD’nin üstün teknolojik silahlarına sahip 30 bin kişilik Irak Ordusunu yenmesine karşılık kaleşnikof’lu Kürd direnişçileri YPG karşısında güç durumda kalması ABD yönetimine stratejisini ve planlarını değiştirmesine yol açtı.

ABD’nin plan değişikliğine Türkiye ayak direttiyse de başarılı olamayınca Erdoğan’ı yeni bir plan yapmak zorunda bıraktı.  Buna göre Davutoğlu, Hükümete ve danışmanlar Fiili “Başkan” Erdoğan’ın planını devreye koydular. Kobane Kantonunun özerk yönetimini devre dışı bırakmak, sınır dışındaki Kürdlerin dahi bir statü sahibi olmamaları için  Peşmerge ve “Özgür Suriye Ordusunu” devreye koyarak PYD’yi evinde zayıflatmak.

İyi de Kobane’de Özgür Suriye’nin esemesi yoktu ki. Erdoğan’ın kafasının arkasında yatan ne? İkisi de Kürd olmasına rağmen neden Peşmerge güçlerinin geçişini kabul ediyordu? Gizli plana göre IŞİD’in yok edemediği PYD’yi destek verdiği Barzani’nin Peşmerge’sini yardımına gönderdikten sonra “günü geldiğinde birlikte tasfiye ederiz” iddiaları ortalıkta dolaşıyordu. Biz demiyoruz. Tek lider Cumhurbaşkanı ve de onun açıklamasını tefsir eden yandaşı, tetikçi köşe yazarları “tasfiye” niyetlerini köşelerinde açıkça yazıp duruyorlar.

Sonuç yine tarihsel “böl, parçala, yönet” planı. Ortadoğu ülkelerindeki bütün liderlerde olan iktidar ve liderlik hırsına Barzani’yi de bulaştırmak istiyorlardı. Onun için Kobane’ye silah değil asker göndertiyorlar. Ancak baba Melle Mustafa Barzani’ni onurlu evladı Barzani bu tuzağa düşmez, düşmemeli. O Kobane’de Kürd halkını IŞİD canavarından kurtarmak; kardeş Kürd halkının imdadına gitmek için asker ve silah göndermeli. Peşmerge Kobane’ye iyi niyet ve kahramanlık destanına omuz vermek için gitmeli.

Yüz yıldır 4 parçada yaşayan Kürdler bu ülkelerin sivil, asker yöneticileri inkar, imha ve soykırımın her türünü uyguladılar. Halepçe’de bunu en acı şekilde yaşayan Barzani asla egemen ülkelerin liderlerinin tuzağa düşmeyecek kadar akıllı ve öngörülü bir liderdir.

Sayın Barzani’nin bizzat kendisinin dile getirdi “ IŞİD iki aydır hedef değiştirerek sadece Kürdlere saldırıyor” tespiti yeterince açık değil mi? Kürdlerin 100 yıl sonra ufukta beliren özgürlük, eşitlik ve demokrasiyi elde etmeleri istenmiyor. Sayın Barzani’nin Erdoğan’ın yakalandığı liderlik hastalığı tuzağına düşeceğine ihtimal verilmiyor. IŞİD Irak ve Suriye devletlerinden ele geçirdiği silahlar ile Kürd kazanımlarını yok etmek peşinde. Buna Barzani’de dahil. O yüzden Kürd halkı yeniden “böl, parçala” tuzağına düşmemeli. Nitekim bu fitneye cevap gibi 150 Peşmerge Barzani ve Talabani birliklerinden eşit güç oluşturuldu.

Kürdler artık hiçbir parti, örgüt arasında yanlış yapılmasına tahammül edemiyorlar. HüdaPar, PKK, Öcalan, Barzani, Müslim, Kandil veya diğer Kürd parti ve örgütlerinin bir biriyle siyasi veya askeri çekişme içine girmelerini şiddetle ret ediyorlar. Kürdlerin önce kendi aralarında barışmaları ve özgürlüğü yakalayana dek bu süreci güçlendirmelerini bekliyorlar.

NOT 1: Bir Kasım Dünya Kobane günü ilan edilmiş. Çok yerinde bir girişim. Kürdün yeniden diriliş ve destan simgesi olarak tarihe geçmelidir; ki geçti. Bu günü hak etti

2: Geçtiğimiz Cumartesi 500. si yapılan Cumartesi annelerinin değişmeyen adresleri olan İstiklal Caddesinde Galatasaray önünde yine eylemleri vardı. Aslında 27 Mayıs 1995’te başlayan bu eylemin bin 13. haftasıydı. Yani 7 bin 91. günüydü. Yani 20. yıla birkaç haftası vardı. Ama bunca hükümetler geldi geçti hiç biri yaraya merhem olmadı.

Peki 20 yıldır her Cumartesi o anneler ne mi istiyor? A) Bir daha kimse göz altında kaybedilmesin. B) Kayıpların akıbeti açıklansın. C) Kaybedilenler yargılansın İSTİYORLAR. Ey Devlet, ey hükümet Cumartesi annelerinin çığlığını duyuyor musunuz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Latif Yıldız Arşivi