İbrahim Genç

İbrahim Genç

Petrol Ola Getire Kürdistan'ı

Petrol Ola Getire Kürdistan'ı

Ortadoğu’da Kürtler; stratejik bir ortak, ekonomik istikrar ve bölge halkları için demokratik bir model gibi konularda biraz daha ön plana çıkmaya başladı. Özellikle Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY)’nde meydana gelen gelişmeler Kürtlerin bölgede rol edinmesini hızlandırdı. Bu anlamda IKB’nin etrafındaki ülkeler; IKBY’i ekonomik açıdan stratejik bir müttefik olarak kendilerine yedeklemeye çalışırken Avrupa ve ABD medyasında IKB’nin diğer halklar için demokratik bir model olup olmayacağı tartışılıyor. Çünkü IKB’nin son zamanlarda hem İran hem de Türkiye ile sürdürdüğü ekonomik müzakereler, kendi içinde yerleştirmeye çalıştığı demokrasi kültürü ve kentlerinde sağladığı güvenlik, çevre ve dünya ülkelerinin dikkatini çekiyor. Bu anlamda son haftalarda Bağdat-Erbil-Ankara-ABD hattında süren diplomatik temaslar ve en son IKBY Başkanı Mesut Barzani’nin Diyarbakır’da Başbakan Erdoğan’la 16 Kasım’da yaptığı görüşme de IKBY’nin rolünü arttırdığının somut göstergesi olarak ele alınabilir.

IKBY’nin özellikle 2007’den sonra bölgesinde etkin olmaya başlaması, 2011’de dünya petrol devleriyle anlaşmalar imzalaması ve 2012’de Türkiye ile petrol nakliyatı için boru hattı yapmaya başlaması birçok uzman tarafından iyi yönetilmiş bir petrol politikasına bağlanıyor. Tabii IKB’nin varlığını ve geleceğini sadece petrol kaynakları üzerinde kurup tarım ve hayvancılık vb. gibi diğer sektörlerin ihmal etmesi, kimi çevrelerce uzun vadeli iyi bir politika olarak görülmüyor. Yine IKB’nin Tabii Kaynaklar Bakanı Aşti Havrami’nin aktif çalışmalarıyla sürdüğü petrol politikası, bölgeyi yatırım anlamında bir çekim merkezine dönüştürürken bu politikayla birlikte IKBY’deki Kürtleri her gün biraz daha bağımsız bir Kürdistan’a inandırmaya başlıyor. Öyle ki geçenlerde Washington Post’ta yayımlanan bir raporda Erbil-Ankara arasındaki petrol anlaşmalarının yarattığı ekonomik kazanımın IKB’yi bağımsızlığa doğru götürdüğü dile getirilirken IKB’deki yeni nesil gençlerin Arapça konuşmadıklarını dile getirerek Kürtlerin bağımsızlık hayallerini gerçekleştirmeye yakın olduğunu yazıyordu.

IKB’deki Kürtlerin sahip olduğu petrol zenginliği şu anda dünyadaki petrol devlerinden Exxon Mobil, Gazprom, Total, Chevron, Genel Energy, DNO gibi şirketleri bölgeyi çekmeye başlamış ve bu şirketlerin etkisiyle IKB, birçok ülke tarafından muhatap alınmaya başlanmıştır. Öyle ki Erbil-Ankara arasında meydana gelen ekonomik işbirliğinin 2011’de Exxon Mobil’in IKB’de petrol aramaya başlamasıyla olduğu da dile getiriliyor. Hatta Exxon Mobil’in IKB ile yaptığı anlaşmada, petrol çıkaracağı bazı alanların Musul ve Kerkük gibi tartışmalı bölgelerde yer alması ve Türkiye’nin buna rağmen IKB ile hareket edip Exxon Mobil ile ortak olarak buralarda petrol araması, Türkiye’nin Musul ve Kerkük’ün IKB’ye bağlanmasına yeşil ışık yaktığı yönünde yorumlanabilir. Özellikle Kerkük’ün IKB’ye bağlanması, IKB’yi petrol üreten ülkeler içinde ilk üçe taşıyacağı için büyük önem taşırken önümüzdeki il meclis seçimlerinde Kerkük’ün IKB’ye bağlanması ön görülebilir. Bu anlamda Mayıs 2013 ve Haziran 2013’te Neçirvan Barzani ve Mesut Barzani’nin Bağdat’a yaptığı ziyaretler, Maliki’nin üçüncü dönem başbakan olunmasına verilen destek karşılığında Irak İl Meclisleri Seçim Yasası’nın 23. maddesinde yapılan değişiklik de Kerkük’ün IKB’ye bağlanmasını sağlayabilir.

Bugün her ne kadar IKB’de 18 ülkeden 55 yabancı şirket 16 bin kilometrekarelik petrol alanında çalışıyorsa da Kerkük’ün bu konudaki önemi bazı verilerle kolayca anlaşılabilir. Bugün Irak petrollerinin % 25’i, üretimin de %40’ı Kerkük’te gerçekleştiriliyor. Öyle ki 2000-2001 döneminde Irakta üretilen  2,5 milyon varil petrolün sadece 1 milyon varili Kerkük’ten çıkarılmıştır. Bunun yanında diğer bölgelerde çıkarılan petrolün maliyeti varil başına 15 dolar iken Kerkük’te bu, sadece 1,5 dolardır. Bu sebepledir ki Kerkük, maliyeti en düşük ve kalitesi en yüksek petrolün olduğu bölge olarak değerlendiriliyor. Bu sebeple de IKBY, hayallerindeki ideale ulaşmak için bazen PKK-PYD ile karşı karşıya gelmeyi göze alarak stratejik ortaklıklara yönelip petrollerini dünya pazarlarına sunmaya çalışıyor. Bugünlerde tamamlanacak olan  IKBY-Türkiye boru hattı, aynı zamanda Barzani-Erdoğan arasında bir müttefikliğe yol açarken karşılıklı olarak kazan-kazan politikasına dönülmüştür. Bu sebeple de Türkiye’nin kırmızı çizgiler siyasetinden pragmatik bir noktaya gelmesi, Ankara’nın büyüyen bir IKBY’yi destekleyeceğini göstermektedir. Çünkü işin özeti şudur: Barzani petrol verecek, Başbakan Erdoğan “Kürdistan”ı tanıyacak ve Öcalan’la başlatılan süreç de petrol boru hattını güvenceye alacak. Şimdi tarafların yapması gereken tek şey; Bağdat ve ABD’nin buna razı edilmesidir. Ki son zamanlardaki diplomasi trafiği de bu yönde bir çabaya işaret etmektedir. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
İbrahim Genç Arşivi