M. Latif Yıldız

M. Latif Yıldız

Mesaj: Kürt sorununu çözün!

Mesaj: Kürt sorununu çözün!

Türkiye"nin geleceği için 29 Mart Pazar günü oy atan seçmenler ülkenin geneli ve Kürt coğrafyası için son noktayı koydu. Seçmen AKP"ye “sakin ol, yola devam” dedikten sonra;  Türkiye geneli için kimseye “ananı alda git”; Kürt coğrafyası için “Ya sev, ya terk et, yani çek git” diyemezsin mesajını kuşkuya yer vermeyecek netlikte verdi.

 

Ancak Kürt coğrafyasında seçimde AKP ve DTP için çıkan en önemli mesaj çok açık ve nettir: Seçmen diyor ki “Kürt sorununu çözün.”

 

Yine seçmen Doğu ve Güneydoğu"da AKP"ye Kürt sorunu ekonomik değil, siyasi bir sorundur. Kürtlerin etnik kimliğini Anayasa güvencesi altına alınmalı demek istedi.

 

Son olarak seçmenler; AKP ve DTP"ye  “sorunların çaresi işbirliği içinde hareket etmenizden geçer” diyerek Meclisteki iki partinin sayısal durumuna işaret ediyor.

 

Seçmen başta AKP ve de Kürt sorununda muhatabı olan DTP"ye oyları ile açık seçik yaptığı çağrıda şu mesajlara yer veriyordu:

 

Sayın Başbakan R. Tayip Erdoğan vakit kaybetmeden, Diyarbakır"da TV kameraları karşısına geçen, barış için ılımlı mesajlar veren DTP Eş Başkanı Ahmet Türk ile diyaloga girmelidir. AKP, 2007 Genel Seçimleri"nden beri DTP"yi dışlayan tavrından vazgeçmeli. DTP"nin uzattığı barış elini tutmalıdır.

 

AKP ve DTP söz konusu yerel seçimler olsa bile ortaya çıkan tabloda seçmen olarak mesajımıza kulak vermeliler. AKP ve DTP Nisan ayını Türkiye tarihinde acıların son bulduğu bir tarih olması için gereken ortamı sağlamalılar. Genel Seçimlerden daha güçlü bir oy desteği ile ortaya çıkan DTP"nin siyasi varlığını AKP kabul etmeli; Kürt sorununu DTP ile Meclis çatısı altında çözmelidir.

 

AKP dostluk elini uzatacak ise DTP bu eli geri çevirmeyeceğini ilk günde yaptığı açıklama ile ortaya koymuştur. Tam da Ergenekon Terör Örgütünü Fırat"ın Doğusunu da yargı alanına girdiği bir konjonktürde bu işbirliği AKP içinde, DTP içinde hayati bir gelişme olarak iyi okunmalıdır.

 

2007 seçimlerinden sonra sessizliğe bürünen AKP yeniden özgürlükçü, demokrat ve de AB normları doğrultusunda ilerlemelidir. Oluşan gelişmeler ve halkın tercihi “derin devletin çöküşü” olarak algılanmalı. DTP ile işbirliği yapmanın tam da zamanı olduğunu AKP görmelidir. On binlerce kürdün hayatına kast eden, katliam gerçekleştiren, asit kuyuları oluşturan ETÖ zihniyetinin kökünün kazılması için AKP ve DTP iş birliği yapmalıdır.

 

Kürtleri işlediği cinayetler ile sindiren, AKP hükümetini de darbe ile felç ederek iktidardan düşürmek isteyen ETÖ"ne Adaletten önce AKP ve DTP"nin kuracakları diyalog ile darbe vurabilir. Diyalog gerçekleşmez ise bedelini yalnız AKP ve DTP değil, Türk- Kürt; bu ülkede yaşayan herkes öder. Seçimin böylesi hayati bir sonucu ortaya çıkardığı unutulmasın.

 

Türkiye"de şu an darbeciler yargılanıyor. Diğer taraftan da Kuzey Irak Kürt Konferansı ile Kürt sorununda çözümü yakalamak için önemli adımlar atılıyor. Son bir aydır meydana gelen gelişmelerden bir şeylerin olacağı gün gibi ortada. Belli ki “Kürd” sorununda yeni bir döneme girilmektedir. Türkiye, Irak, Irak Kürdistan"ı; ABD ve AB önemli bir adımın eşiğindedirler. Bu oluşuma akıllı bir şekilde DTP, hatta PKK dâhil edildiğinde koşullar herkesi tatmin etmese de ilk adım ile “Barış” ihtimali belirleneceği kaçınılmaz gözüküyor.

 

Bu ihtimal her şeyden önce kışla ve dağda gençlerin ölümünün önüne geçmiş olacak. Bu ihtimal 30 yıldır süregelen ölmek ve öldürmek sözcüğünü ortadan kaldıracak. Bu ihtimal Türk ve Kürt gençlerinin savaşarak ölmelerine engel olacak. Bu ihtimal Ergenekon zihniyeti için bir son olacak. Bu ihtimal şehirlerin göbeğinde patlatılan bombalar; ölen onlarca masum sivil için kâbus olmaktan çıkacak. Bu ihtimal ile yollarda, şehirlerde araçlar havaya uçmayacak, yakılmayacak, kundaklanmayacak. Bu ihtimalle artık ne Dağlıca, ne Aktütün, ne Güçlükonak, ne Şemdinli, ne de Susurluk olaylarının meydana gelmesine fırsat verilmeyecek. Bu ihtimal artık 33 erin ölümü, korucu minibüsünün cayır, cayır yanışını ortadan kaldıracak. Bu ihtimal devletin içinde yuvalanan ve insanları infaz eden örgütlenmeyi boğacak. Bu ihtimal “vatansever, darbeci” çeteleri ebedi tarihin derinliklerine gömecek.

 

29 Mart 2009 Yerel seçimler açık ve net olarak göstermiştir ki Kürd sorununda DTP"den başka bir muhatap yoktur. Seçimde görüldüğü gibi AKP batıda kendisiyle, Doğu ve Güneydoğu"da DTP ile yarıştı. AKP oy kaybetmişse bile Meclisteki çoğunluğu ile Kürt sorununda DTP ile birlikte çözüm bulabilir. Mecliste muhalefet olamayan muhalefet ve onun destekçisi medya ile Kürt sorunun çözülmediği görülmüştür. Anayasal temelde çözüm, demokrasi, özgürlük ve Türkiye"nin yeniden şekillenmesi Meclis çatısı altında AKP+DTP diyalogu ile gerçekleşebilir. İki partiyi yönetenler; alacakları kararlar ile Türkiye ve Dünya"da herkesi şaşırtmalılar. Bu seçim Türkiye"yi her alanda düze çıkartan bir seçim olmalıdır.

 

Dünyada her şeyin, ama her şeyin hızla değiştiği bir asırda yaşıyoruz. AKP ve DTP bu değişime ayak uydurmalı. Dünyada esen rüzgâra karşı durmamalılar. Artık dışardan birileri tarafından iteklenmek yerine kendi iradeleriyle yeni bir kulvara girmeliler. Ülkenin önünü kesmek, direncini kırmak isteyenlere yeniden toparlanma fırsatı vermemek için AKP ve DTP ortak noktada buluşmayı bilmeleri gerekiyor. AKP bu seçimlerde aldığı oy potansiyeli ile daha çok demokrasi, daha çok özgürlük ve Kürt sorunun çözmek için seçmenin kendisine verdiği görevi özgüveniyle buluşturarak sonucu algılamalıdır. Yeniden iktidar olmuş bir canlılık ve hevesle 2002 de başladığı reformları tamamlamaya soyunmalıdır.

 

AKP, işe parti kapatmayı zorlaştırmakla başlamalı. Seçim yasasını, yüzde 10 barajını hemen ele almalı. AB kriterlerinde eksik kalan bütün yasaları parlamento önüne getirmeli. Seçim öncesi dile getirdiği gibi özel TV"lerde Kürtçe yayın, Kürtçe Eğitim, Üniversitelerde Kürd Dili ve Edebiyatı bölümleri, Kürtçe yer adlarının orijinal iadesi ve Diyarbakır Cezaevi"nin müze haline getirilmesi projeleri DTP"nin desteği ile hemen devreye sokulmalı.

 

Doğudaki seçimler gösterdi ki bu bölgede seçime giren 19 parti içinde sadece iki parti var. Onlar da AKP ve DTP. AKP, artık geçmişin derin statükocu kulvarından sıyrılmalı. Kürt sorununda çağın gerektiği politik açılımdan korkmamalı. Kürtler arasında zayıflanan imajı yeniden canlandırmalı. TRT Şeş ile elde edilen kazanımı yukarıda sıraladığım adımlar ile ileriye götürmeli. AKP ve DTP bölgenin önemli sorununda ortaya çıkan boşluğu doldurmak için adım atmazlar ise bu boşluğu başkaları doldurur. Başkaları doldurdu mu iş işten geçer.

 

Uzmanlar söz konusu gelişmelerin bir fizik kanunu olarak işaret etmekte. Kürt halkı adına AKP ve DTP ortak paydada buluşmazlar ise adım, adım başka aktörlerin ortaya çıkacağı kaçınılmaz olacağını ileri sürmektedirler. Nitekim bölgede uzun süre iş birliği halinde hareket eden Ergenekon ve “Kürd Hizbullah”ının yeniden etkin olabileceği iddia edilmektedir. İş o noktaya geldiğinde AKP ve DTP çok geç kalmış olacak diyorlar.

 

Evet, ben seçmenin attığı oydan: verdiği mesajdan ve yaptığı tercihten bunu anladım. AKP ve DTP ne anlam çıkartırlar, nasıl hareket ederler bilemiyorum. Bir köşe yazarı olarak görevim, seçmenin talebini ilgili adreslere iletmekte aracılık görevini yerine getirmektir. Dilerim parti yöneticileri bu mesajı benim gibi algılamışlardır. Kürt halkını ve ona destek olan her ırk, din ve dildeki seçmene çözüm için yaptığı katkı ve tercihten dolayı kutluyorum.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
10 Yorum
M. Latif Yıldız Arşivi