Mustafa Acar

Mustafa Acar

Kürtler Ortadoğu’da artık model

Kürtler Ortadoğu’da artık model

Dünyanın en iyi Uluslararası politik bilimlerini bünyesinde bulunduran Amerikan Üniversitesi (Washington) 29-30 Mart 2012 tarihlerinde Arap  Devrimi’ni konu alan bir brifinge ev sahipliği yaptı. Brifingin ana konusu,  diktatorlüklerin düşmesinden  sonra demokratik bir yapının nasıl oluşturulması gerektiği ile ilgiliydi.

Bahreyn, Suriye, Mısır,Ürdün,Yemen, Tunus veLibyagibi ülkelerden bir çok gözlemci ve gazetecinin katıldığı brifingde, model olarak Kürdistan Federal Yönetimi seçildi.

Şiddetsiz gücün geliştirilmesi (Reclaiming the Power of  Nonviolence) adlı brifingin ilk gününde Arap ülkelerinden katılan profesyonel aktivistler(eylemci), gazeteciler ve gözlemciler deneyimlerini paylaşıp, izlenebilecek  politikaları degerlendirdiler.

Amerikan Üniversitesi, Ortadogu`da sosyal, kültürel ve ekonomik dönüşümünü hızlı bir şekilde geliştirip, demokratik bir yapı oluşturmaya çalışan Kürdistan Federal Yönetimi’ni Ortadoğu ülkeleri için model seçti.

Brifingin ikinci gününde katılımcılara, demokratik bir yapının nasıl şekillendirilmesi gerektiği konusunda düşüncelerini aktaran konuşmacılar arasında bulunan Kürdistan Bölgesel Yönetimi Washington Sorumlusu Qubat TALABANİ(Kürdistan Regional Government to the US,KRG), Kurdistan İnsan Hakları İzleme Komisyonu başkanı Parry KARADAGHI (Kurdish Human Rights Watch)  ve Mustafa BARZANİ üzerine yapmış olduğu calışmalarla Kürt kültür, tarih ve siyasetini Amerika’da ilk defa bilim konusu haline getirip üniversitelerde ders olarak  veren;  ayrıca  “Kürt Milliyetçi Hareketi”, “Irak`ta Kürt Sorunu”  adlı kitapların da yazarı Profesör Edmund GHAREED ( Ortadoğu analisti-Middle East Analyst), Kürdistan Federal Bölgesi’nin model olarak seçilmesinden memnuniyet duyduklarını belirttiler ve Kürdistan halkının isteklerine  göre şekillenmiş yönetimin demokratik yapısını nasıl oluşturdukları konusunda ayrı ayrı  bilgi verdiler.

Demokratik bir yapıyı oluşturmanın en önemli adımlarından birinin azınlık hakları olduğunu belirten Qubat Talabani: Kürdistan’da bulunan etnik ve dini farklılıkların zenginlik olarakkabuledip, azınlıkların sosyal, kültürel ve ekonomik  haklarını Kürt vatandaşların hakları kadar önemsediklerini ve azınlıkların eğitim haklarının Kürdistan yönetiminin garantisi altında olduğunu belirtti.

Yaklaşık 4 saat süren bilgilendirme brifinginde Edmund GHAREED, Kürdistan`nın tarihi ve kültürel dokusundan örnekler verip, Arap gözlemcileri ve gazetecileri  demokratik bir yapının nasıl hızla kurulduğunu yerinde görmeleri için Kürdistan’a davet etti.

Amerikan Üniversitesi’nde koltuğuma oturmuş, bu muaazzam ana tanıklıkedenbir kaç Kürt’ten biriydim. Ortadoğu`da antidemokratik uygulamalara en fazla maruz kalan bir halkın, Ortadoğu`nun diğer milletlerine demokrasi ve insan hakları dersi vermesi inanılmaz bir manzaraydı.

Salondaki gazetecilerden birinin; Kürdistan yönetiminden ve halkından radikal dincilere  destek olunmamasını neye baglıyorsunuz, sorusuna Qubat Talabani, Kürt`ler dini duygularını siyasete malzeme etmeyecek kadar akıllılar ama en büyük sebebi, Kürtlerde milli kimliğin dini kimlikten daha baskın olmasıdır, diye  yanıtladı. Kürtlerin ulusal kimliklerine sıkı sıkı bağlı olmaları radikal islamın cevap bulamamasına ve Taliban gibi örgütlerin destek bulamamasına sebep olmaktadır.

Yeni Dünya düzeninde, Ortadoğu’nun dinamik güçlerinden olan Kürt’lerin en büyük özelliği uyum sağlamadaki esneklikleri. Çevresindeki milletlere göre daha hoşgörülü bir yapıya sahipler. Bu yüzden çevresinde bulunan milletlerin bulaşıcı antidemokratik  hastalıklarından kendini koruyabilmiş, içindeki farklılıkları (azınlıklar,  dini guruplar  v.b.) zenginlik olarakkabuletmiştir.

Ortadoğu bataklığında yüzlerce yıldır varlık mücadelesini veren bir halkın bu kadar demokrasiye düşkün olmalarının sebebi;  antidemokratik uygulamaların paratiğini sistematik olarak, yıllarca yaşamaları  ve bunları hala yaşamaya devam etmelerindendir. 

Ortadoğu’da insanlığın onur  tarihine hiçbirşey kazandıramamış siyasi yapıların, antidemokratik devletlerin ve  diktatörlüklerin sonu geldikçe, Kürt’ler kendi kaderleriyle beraber diğer miletlerin de kaderini değiştirecektir; çünkü bugün ‘’Özgür Kürdistan’da’’  Kürt’ler , insanlık değerlerinin vücut bulduğu bir yapının inşaası için var güçleriyle çalışmaktadırlar. Ne etnik bir ayırım, ne dini bir ayırıştırma, ne de asimilasyon bulunmamaktadır.

Ölümsüz lider Molla Mustafa BARZANİ’nin yıllar önce attığı bu temeller sayesinde Kürt’ler,Dünya milletler ailesinde hak ettiği onurlu yeri alacaktır.

Yazımı bitirmeden, Mem û Zin destanının yazarı Ehmedê

 Xanî’nin şu sözünü paylaşmak isterim. ‘’Bir sahibimiz olsaydı eğer, ‘edebiyatın bayrağını’ Dünya’nın damına dikerdim’’. Evet, artık bir sahibimiz var ve demokrasinin bayrağını Ortadoğu’nun en yüksek tepesine dikmeye adayız.

Geleceğin bize sunacağı  bu mutluluğu doyasıya yaşamak dileğiyle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
22 Yorum
Mustafa Acar Arşivi