M. Latif Yıldız

M. Latif Yıldız

Kürtler; Gül, Çiçek ve Medya

Kürtler; Gül, Çiçek ve Medya

Seçim öncesi Kürt sorununda olgunlaşan hava, DTP"nin çıkışı, Cumhurbaşkanı Gül ve Medyanın belirginleşen açılım ümidini Cemil Çiçek"in provokasyonu ile iş zora sokuldu.

 

Neden mi?

 

Türk yaygın medyasından iki portre; Diyarbakır AKP Milletvekili Aslan"ın söylemi ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül"ün “Kürdistan” ifadesi (Söylemedim dese de ), seçimler öncesi Kürt sorununda 30 yıldır gelinmeyen bir noktayı işaret ediyordu. Ne var ki seçimler sonunda Cemil Çiçek “DTP"yi” düşman gibi gösteren açıklaması gündeme bomba gibi düştü.

 

Oysa önce Doğan Grubunun amiral gemisi Hürriyet"in Genel Yayın Yönetmeni,  Ertuğrul Özkök PKK önemli bir aktör dedi. Ülkü Ocakları Derneğinin 1978 yılında yapılan kongresinde Abdullah Çatlı ile aynı listede seçime geren; Muhsin Yazıcıoğlu"nun ölümü üzerine yazdığı yazısında “ Ne güzel solcuları döverdik” diyen; MHP kökenli, bugün Fethullahcı medyanın amiral gemisi Zaman"ın Köşe yazarı, eşi AKP"den milletvekili Mümtaz"er Türköne; gerekirse PKK"nın siyasallaşması iyi bir şeydir demişti.

 

Söz konusu iki yazar 30 yıllık geçmişleriyle yüzde yüz, aykırı, olamaz dedirten, düşünceleri ile uyuşmayan zıt görüş belirtiyorlardı. Tam da, Özkök, Türköne ve Cumhurbaşkanı Gül"ün demek istediklerini Kürtler doğru okumak ve doğru anlamaya çalışıyorlardı ki: Hükümet sözcüsü Cemil Çiçek, Ergenekon"un kabine içindeki temsilcisiymiş gibi ortaya çıktı ve:

 

“Türkiye"nin belirli bir bölgesinde DTP"den başka parti kalmadı. Iğdır"ı aldılar, yani Ermenistan sınırındalar. AKP o bölgede sadece Mardin"i kazandı. Tamam, Ankara"yı aldık diye sevinebiliriz. CHP de İzmir"i aldık diye övünebilir. Ama bu kutlamanın Türkiye"nin güvenlik açısından sorunlu bölgesine yardımı olmaz. Oraya ayrıca dikkatle bir bakmak gerekir.” Diyerek bombasını patlatıyordu. Cemil Çiçek, Mecliste legal bir parti olan DTP"yi düşman ilan ediyordu. “Ermenistan sınırına dayandılar. Bu bölgede DTP"den başka parti kalmadı, haritaya bir bakınız. 2004"te güney delerken, şimdi kuzeydeler.” diye illegal örgütten söz ediyormuş gibi bir tavır sergileyebiliyordu. Başbakan Erdoğan “Böyle şey olmaz, tavrı hoş değil.." dese de; Çiçek geri adım atmıyor ve görüşünü yanına aldığı haritalar ile TV"leri dolaşarak ispatlamaya çalışıyordu. 

 

Biliyorsunuz bir süre önce Özkök görüşlerini köşesinde; Türköne de Akşam gazetesinde Nagehan Alçı"ya verdiği röportaj da PKK ile ilgili görüşlerini şöyle dile getiriyorlardı.

 

PKK KÜRT SORUNUNDA ÖNEMLİ BİR AKTÖR

 

Özkök, “Sanacaksınız ki karşı çıkacağım” başlıklı makalesinde:

 “… Üç Amerikalı, Türkiye"de, Kürt hareketinin önde gelen isimleriyle özel görüşüyor.

Bu kişiler, Şerafettin Elçi, Esat Canan ve Orhan Miroğlu.

 

Ne görüşüyor bu kişiler?

 

Kulislere yansıyanlara bakılırsa, “PKK"yı dağdan indirecek bir Kürt Planı…”

 

Orhan Miroğlu köşesinde  “ … PKK ve Kürt sorununa ilişkin bir Amerikan planı var. …AKP"yi yönetenler, eş zamanlı tarih okumasından yoksun. Filistin konusunda arabulucu olmak istiyorlar, kendi Kürt sorunlarında "sair efrad" olmaya razı oldular:”

 

Nitekim Abdullah Öcalan İmralı"dan sorunun çözümü sürecine destek vereceğini açıkladı ve “Ben bu konuda üzerime düşen sorumluluğu yerine getireceğim”

 

Peki, bu durumda ne diyeceğiz? PKK"yı muhatap kabul etmeyen Türkiye, şimdi bundan vaz mı geçiyor? Buraya kadar yazdıklarıma bakıp, bu gelişmelere karşı çıktığımı düşünebilirsiniz. Hayır, tam aksine ben bu süreci, bütün ayrıntıları ile destekliyorum. Türkiye"nin geleceğini düşünen herkes de bu sürece destek vermeli. İsten kızalım, ister isyan edelim.

 

Geldiğimiz nokta, PKK, Türkiye"nin Kürt sorununda önemli bir aktördür.

…Öcalan, kanın durdurulması ve Kürt sorununun çözümüne gerçekten yardımcı olabilecekse, onun eli de itilmemeli.”

 

KİMSE PKK VE ABDULLAH ÖCALAN"I GÖRMEZDEN GELEMEZ

 

Evet, Özkök köşesinde bunları yansıtırken, Türköne de Akşam gazetesindeki röportajda şunları söylüyordu: “Çok açık bir şekilde ifade etmek lazım. Kürt Ulusal Hareketi diye bir hareket var. PKK Kuzey Irak Kongre"sine silah bırakması için davet edilecek. PKK yı muhatap almak bize itici geliyor ama aslında PKK"yı DTP ile zaten muhatap alıyoruz. Askeri kanadı HPG, PKK ise siyasi partidir. PKK"nın dağdaki kadroları ve DTP de katılarak temsil edilebilir. Bu toplantıda PKK"ya genel af gibi teminat verilerek karar altına alınacak.  Bu güne kadar izlenen politikaların devamı demek, 40 bin insanın daha canı ve 100 milyar dolar daha bütçe demek. Biz bunları yaptık ve tükettik. PKK"nın siyasallaşması iyi bir şeydir. Sonunda PKK"nın siyasallaşması demek şiddet yönteminden uzaklaşmak demektir. Öcalan"ın şikâyet ettiği şartlardan kurtarılması fikrine sıcak bakıyorum. Sonuçta akan kanın durması için elimizdeki tüm araçlar kullanılmalı, hiç biri kutsal şeyler değil. Öcalan"ın serbest bırakılması fikrine cevap verdiğim zaman anti-Kürt kanat "işte görüyor musunuz?" diyecekler. Ama bence her şeyin konuşulması lazım.”

 

Cumhurbaşkanı ve Medyanın söylemlerinden cesaret alan AKP Diyarbakır Milletvekili İhsan Arslan, Diyarbakır"da yayın yapan Can TV"de “ Kürt sorununu çözmek isteyen hiç kimse DTP"yi, PKK"yı ve Abdullah Öcalan"ı görmezden gelemez ve yok sayamaz” diyordu. Söylemi seçimde puan ve oy almaya yönelik olsa da bir realiteyi dile getiriyordu.

 

Sayın Özkök ifade ettiği gibi kendi payına ne söylenmesi ve yazılması gerekirse söylemiş ve yazmıştı.  Mumtaz"er Türköne"nin söyledikleri Özkök"ün söylemi ile örtüşüyordu. Milletvekili Arsal bir adım daha ileriye gidiyordu. Bu açıklamalara birde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül"ün Irak ziyaretinde yıllardır ifade ettiği “Kuzey Irak Yönetimi” yerine ilk defa “Kürdistan Bölgesi Yönetimi” ifadesi kullanması (demedim dese de ) Kürt sorununun önemli gelişmelerin arifesinde miyiz diye 75 milyonu ve Orta Doğuyu ümitlendiriyordu.

 

KÜRTLER BİZİ DÜŞMAN GİBİ GÖRMEYİN

 

Hükümet sözcüsü Cemil Çiçek ise, Mecliste legal bir parti olan DTP için Yukarıdaki üçlünün aksine siyasetin baş aktörü Kürtleri çekinmeden düşman gibi gösteriyor, tehlikeye dikkat çekiyordu. Oysa seçimler öncesi AKP, TRT Şeş ve benzeri açılımları, Cumhurbaşkanı “Kürdistan” demişti. Her ne kadar bütün bunlardan “Kürt meselesini çözersek biz çözeriz. Kürtlere TV lazımsa biz veririz. Kuzey Irak"ta bir konferans düzenlenirse biz karar veririz. Kürdistan denilecek ise biz deriz. PKK"ya af ya da silah bıraktırılacaksa biz yaparız” der gibiydiyse yine de bir adımdı.  

 

Hani Nevzat Tandoğan, hem CHP"nin Ankara İl Başkanı; hem de Valisidir. İşte bu Nevzat Tan Doğan"ın; 1944"te Nihal Atsız ve Alparsal Türkeş ile birlikte tutuklanan Osman Yüksel Serdengeçti"ye “ulan öküz Anadolulu, sizin milliyetçilikle, komünizmle ne işiniz var? Milliyetçilik lazımsa bunu biz yaparız. Komünizm gerekirse onu da biz getiririz” dediği gibi.

 

Kürtler hala yok varsayıldıkları endişesi ile seçimde DTP için var güçleri ile engelleri aşarak beklenenin üzerinde bir başarı elde ederek herkesi şoke ettiler. Nitekim Cemil Çiçek"in endişesi ve açıklaması bu şokun sonunda söylenmiş sözlerden başka bir şey değildi.

 

Kürtler yerel seçimlerde DTP"ye oy vererek tavırlarını resmileştirdiler.  

Kürtler bu tercih ve gelişmelerden son derece memnun olarak şu çağrıda bulunuyorlar: Türk aydınları, AKP, özellikle bu partideki Kürt Milletvekilleri, muhalefet partileri ve Türk medyasının daha cesur olmalı. TRT Şeş, Kürtçe mevlit, Diyarbakır"dan Newroz şöleninin Roj TV" de canlı yayınlanmasının engellenmemesi. Irak"ta Kürt Konferansı"nın toplanması girişimleri, Cumhurbaşkanı"nın “Kürt sorununda iyi şeyler olacak sözünü Kürdistan” sözü ile tamamlaması (Her ne kadar yerel seçim endişesiyle geri adım attıysa da, alıştıra, alıştıra sindirmeyi düşünüyor gibi) Kürt sorununun çözümü için güzel işaretler. Arslan"ın çıkışı Kürtler arasında kabul gördü.

 

Akan kanın durması için söylemler fiiliyata dönüştüren adımların atılmalı. Sandıkta çıkan mesajımızı açık ve net olarak okunmalı. AKP, 2007 gibi Kürt seçmenden ilgi görmemektedir. Seçim öncesi yapılan adımlar Anayasal güvence ile güçlendirilmeli. Aş ve işten önce Kürtlerin kimliğine saygı gösterilmeli. DTP"ye verilen oyu Çiçek gibi kimse bizi “onlar” olarak nitelendirmemeli.  Sorunu doğru okuyarak 30 yıllık bölgedeki savaşı bitiren politikalar üretilmeli.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
M. Latif Yıldız Arşivi