Fikret Yaşar

Fikret Yaşar

Kansız darbe olur mu?

Kansız darbe olur mu?

Darbelerin en kötü yanı göstermelik millet iradesinin meclis çatısı altına hapsedilmesi ve kullanılmasıdır.

Demokrasiden korkan askerlerin kendi egemenliklerini devam ettirmek için illegal yöntemlerle muhaliflerini bertaraf etmek için her dönemde başvurdukları çaredir darbe.

Demokratik güçler toplum sahnesinde yer almaya başladıkları zaman, darbeci anlayış kendine özgü düzeni sağlamak için, vatan elden gidiyor yaygarası ile darbeye ortam hazırlar..

Her darbe kendi meclisini oluşturur

Yine her darbe kendini sağlama almak için, anayasasını hazırlar ve dayatır.

Her oluşturulan meclisin askerlere selama durması ve askerlerin dokunulmazlığının kabullenilmesi ve ayrıca darbecilerin meclis tarafından devlet başkanı olarak ödüllendirilmesi en kahredici olandır.

“Egemenlik kayıtsız şartsız askerlerindir”

82 darbesinden sonra meclisin sivilleştirilmesi için bir takım çabalar sarf edilmiştir Ancak, kafayı bölünme sendromuna yediren ulusalcı sağ ve solcular her defasında örtülü örfi idarenin yürümesine destek sağlamışlardır.

Ulusalcılar her darbe ile kızıl elma projesinin biraz daha geliştiğini sanarak askerlere arka çıktılar, ama ergenekoncuların iktidar ve cepçi oldukları anlaşılınca hüsrana uğradılar.

Takke düştü kel göründü!

BBP genel başkanı M. Yazıcıoğlu,  bu düzenin böyle gitmeyeceğini, kafasının karıştığını ve kızıl elma projesinin AB ve BOP uşaklığı olmaması gerektiğini belirterek, hayalindeki projenin Türkistan medeniyeti olduğunu Söke"deki konuşmasında dile getirdi.

Ergenekoncular iktidar ve cep derdinde, Turancılar ise Türkistan derdinde, vay Kürtlerin haline!

Kahredici olan bir başka durum ise; "din-iman, gök-mintan" diyerek inançlı halkı galeyana getiren ve din adına halkın icazetini alıp iktidara gelenlerin askerler karşısında robot kesilmeleridir.

Öyle ki, askere duyulan korku karşısında Allaha olan korkuları kaybolmuştur.

İçerde asker karşısında kedi kesilen Erdoğan, Davos'ta Peres'e karşı aslan kesilmiştir.  

Diplomaside bazen restleşme olabilir ama arkan güçlü ve inandırıcı olmalı.

Halkın yaşam hakkı ve huzurunu meclis çoğunluğu ile koruyamayacaksın, sonra da  Peres"e karşı posta koyarak takdir toplayacaksın…

İnandırıcı olur mu?

Nitekim; İsrail Kara kuvvetleri komutanı uluslararası bir toplantıda: “Erdoğan aynaya baksın, Ermenilere dünyanın en büyük katliamlarından birisini yaptınız, bugün de aynı politikayı Kürtler üzerinden yürütmektesiniz.” diye karşılık verdi.

Burada Başbakan"a seslenmek isterim:

Gönül isterdi ki aynı resti; 1- Demokrasiyi postal altında ezmeye çalışan, yargıya müdahale eden ve parlamenterlerin meclisi boykot etmesine varıncaya kadar toplum hayatına müdahale eden generallere karşı da –içerde- yapabilesin.

2- Ülkeyi korku imparatorluğuna dönüştüren derin devletin ve piyonlarının işledikleri cinayetlerin yanlarında kar kalmaması için, kapalı kapılar ardında ellerini ovuşturarak “zamanaşımını” bekleyenleri, yargıyı taraflı hale getirerek halkın adalet duygularını zedeleyen yargıçları, Çilleri, Ağarı, ilgili valileri ve tüm sorumluları adil mahkemelere sevk edebilesin.

Eğer inancınızda samimi iseniz, size inanarak oy veren mazlumları derin devletin insafına terk etmezsiniz.

Kısacası; Ergenekon olayını adil bir sona erdirip, generallerin sultasına son verebilirseniz halk nezrinde kabul görürsünüz.

Bunu yapabiliyorsanız samimiyetiniz tescil edilir.

Çünkü, Egemenlik kayıtsız şartsız halkın olmalıdır.

Aksi taktirde siz de işbirlikçi bir başbakan olarak tarihteki yerinizi alacaksınız.

Özellikle Kürtler açısından bu dava önem arz etmektedir, çünkü bu tür kanun dışı oluşumların esas nedeni Kürtlerle iktidarı paylaşmama esasına dayanmıştır / dayanmaktadır.

Cezaevindeki son görüşmesinde PKK lideri A.Öcalan, önümüzdeki seçimlerin önemine vurgu yaparak: “Baharla beraber kansız bir çözüm yolunun açılmasını diliyorum…Eğer barış olmazsa Kürtler zaten cehennemi yaşıyorlar, o zaman her kes kendi kaderini tayin eder…” diyor.

Erdoğan da Nisan ayından sonra yeni bir sivil anayasa yapacaklarını dile getirdi.

Dolayısıyla önümüzdeki yerel seçimler Türk halkı için sivil bir yaşam, Kürtler için de özgürlük ve demokrasi umudu taşımaktadır.

Demokrasi için Erdoğan'dan militarizme karşı da bir rest bekliyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
16 Yorum
Fikret Yaşar Arşivi