14 Temmuz’da Amed’te neler olup bittiğini, nasıl bir vahşet yaşandığını hepiniz az çok gördünüz. Söyleyecek yeni bir şey yok. Halk ve vekillerin cevabının yanına bir bükle Sartre eklemek istiyorum sadece. Fanon’unünlü "Yeryüzünün Lanetlileri" kitabına yazdığı uzunca önsüzde der ki: "Sömürgecinin onlara yük hayvanı muamelesi edişini haklı kılmak için, ilhak edilmiş toprakların insanlarını gelişmiş maymunlar düzeyine indirgemek emri verilmiştir. Sömürgelerdeki şiddet bu köleleştirilmiş halkı sindirmeyi amaçlamakla kalmaz, aynı zamanda onları insanlıktan çıkarmayı da amaçlar…

Hah işte! Sömürgecilik çok kötü, kaka bişi. Değil mi devlet?

Esnafın beleş limon dağıttığı 14 Temmuz Amed mitinginde akıllarında kalan ve çokça konuşulan bir iki kare de, o çıplak işkence fotosuile birlikte, Özdal Uçer’in Sn. Demirtaş’ın kafasına ulu orta döktüğü sudur. Sanırım Demirtaş "La ne oliii" dedi içinden. Konuşmasının en sert yerinde resmen iflahını kesti… 

Diğer durum ise Osman Baydemir’in tokatladığı, yumruk ileyetinmeyip daha sonra pet şişe ile dadandığı TOMA aracı. Toma’da hasar var mı bilmiyorum ama Baydemir’in sağında bir abê vardı. Tek başına ofsayta düştü resmen. Hani bazen slogan atılır ya. Tam o sırada biri yeni bir slogan atar vekimse tekrar etmez, ortada kalır. Onun gibi bir yalnızlık yaşadı ve Baydemir’in yüzüne bir bakışı vardı ki, 5 bin yıllık neolitik çağı eritti…

Sanırım devlet denen mekanizmanın heywanlığı bakidir. Roboskî’de "insansız hava uçağı" ile yaptığı başarılı teknolojik manevra sonucu 34 Kürdü katleden AKP, şimdi ne yapsa iyidir?

Haber şöyle: "ABD'den kiralanan "King Air" marka yüksek teknoloji donanımlı insanlı uçak göreve başladı. King Air, sınır boyunca teröristlerin hareketlerini adım adım takip edecek. Uçak, çektiği görüntüleri kriptolu olarak kontrol istasyonuna iletecek."…

Erê erê… êle güzel uçaktır ki, koldaki saati de görecekmiş. O değil de her şeyi gören, tespit eden bilmem neresine kadar inen alet erdavatınız varda, kendi pisliklerinizi gösterecek bir bok daha icat edemedikya, buda bize dert olsun vallahi. Gerçi her şey ulu orta ama işte Goebbels’ın dediği gibi "vicdansız medya"nız saolsun. Neyse ben ana konuya döneyim.

Şimdi bu uçaklar var ya bu uçaklar! İnsanlı olacakmış. İnsansız uçaklardan bişi elde edemeyenler, kendi uçaklarına kara sularında sahip çıkamayanlar şimdi tekrar isanlı king air’e sarıldılar. Îca king air (havakralı) imiş. Welle havada karada êle zavallisiz, ne desem az yani.

Kül kedisi bile sizin yanınızda İngiliz kraliyet sarayının Elizaabeth’i gibi duruyor…

Mayıs ayının son haftasında Başbakan Erdoğan Türk Telekom Arena Stadı’ndaki Ak Parti İstanbul İl Kongresi’nde ‘Uludere sonrasında ziltakıp basın toplantısı düzenleyen, kahkahalar atan istismarcılarn ekrofillerdir. Yani ölü sevicilerdir’ dedi…

Daha önce de yanılmıyorsam 1-2 kez BDP için "ölü sevici, ölümden bilmem ne eden" parti demişti. Kurban olduğum zaman öyle bir şeydir ki,bişi etmene gerek yok. O şey edi yani…

Geçtiğimiz günlerde, içinde seçilmiş iradenin bırakmadığı Van’a gitti ve "sokaklar kirli yaaee" dedi. Yani "ileride suç işleyebilir" diyerek içeri tıktığı Bekir Kaya’ya saydırmaktan da geri kalmadı. Oysa hani kendisi de bilir, mertlik işi değildir böyle arkadan dır dır etmek…

Neyse efenim, üzerinize afiyet; ultra zeka AKP Van il başkanı elinde bir tablo ile sahnede.

Bu il başkanın zekası o kadar "ileri demokrasiden" etkilenmiş ki, ilerisi gerisi artık kalmamış ona. Bu açık ve net yani…

Görender Van’da geçici olarak Oxford açılmış, bunu eğitmişler ve insanlığa musallat olsun diye orada unutup geri gitmişler.

Yoksa bu parlak tablo hediye etme fikrinasıl doğabilir arkadaş! Nasıl?

Tablonun içinde depremin simgesi Yunus var. Hani deprem olduktan saatler sonra sağ kurtulan ve tedavi edilirken de hayata gözlerini yuman Yunus .Kurban ettikleri o ipe sapa gelmez binaların bir adsız gideni aslında Yunus. Vegel gör ki, Yunus şimdi hediye ediliyor.

Bunun adı "ölü sevicilik" değil nedir? Nasıl bir ahlak (bu kelimeyi öylesine kullandım, yoksa nokta nokta diye boş bıraksam daha manidar olacak) anlayışı bu, nasıl bir zihniyet? (Yuhh bana! Zihniyet dedim ya, atayım kendimi bari bir yerden. Güleyim ahaha kendime…Özdal abê ne olur kafama su dök)