Yıllar önce Doğan Öz “şiddet eylemlerini kışkırtan bir örgütün devlet aygıtını kendi amacına uygun bir şekilde dönüştürmeye çalıştığını"  belirleyen  aydın ve demokrat  bir savcı idi.

Merhum kontrgerilla"yı keşfettikten iki ay sonra karanlık bir güç tarafından öldürülmüştü. Bir başka önemli husus şu ki, Şemdinli olaylarını hukuken aydınlatmaya çalışmak isteyen eski Van savcısı Ferhat Sarıkaya ise haksız olarak hukuk mesleğinden aforoz edildi. İnşallaah bu ülkede Doğan Öz ve Ferhat Sarıkaya´nın başına gelenler, Zekeriya Öz´ün başına gelmez.

Şimdi ise adı Ergenekon olan bir örgütün varlığından daha doğrusu  ortada olduğundan uzun bir süredir bahsediliyor. Bu  örgütle ilgili soruşturma ta Ümraniye"de el bombalarının bulunmasıyla başladı. Bu örgütünün içinde değişik kesimlerden bazı isimlerin olduğunu yetkililer açıkladılar. Önemli bir ceza soruşturması. Hatta bu konuda İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Ergenekon operasyonunda´ki iki orgeneralin gözaltına alınma işleminin askeri yetkililerle işbirliği halinde yapıldığını belirterek, "Başka türlüsü söz konusu olmazdı" dedi.

Bilinen o ki Türkiye"de demokrasi, giderek artan bir biçimde kötü bir güç mücadelesine kırılgan gözüküyor. Kendilerini laikliğin koruyucusu sanan bazı elitlerle, dindar muhafazakar orta sınıf arasında, kötü bir güç mücadelesi var. Ergenekon Operasyonun'da  nitel bir sıçrama yaşandı, “Dokunulmazlar”a dokunulmuşoldu,  çünkü ilk kez, darbecilere uzandı yargının eli. Dolyısıyla Türkiye"nin önünde yeni bir şans var.

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök bu şansın iyi kullanılabilmesi için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile ülkenin durumu hakkında dün bir ufuk turu yapmış. Aynı zamanda kendisinin akil adam olmadığını. Sadece fikir ve gözlemlerini ve  bazı düşüncelerini Sayın Gül´e arz ettiğini gazetecilere belirtmiş. Peki sormak gerekiyor, Şemdinli olayları aydınlığa kavuşmadan “Ergenekon soruşturmasında "dağ fare doğurursa" ne olur? Kendileri Şemdinli ve Susurluk olaylarının aydınlığa kavuşması için acaba ne gibi adımlar atmışlardır?

Gönül  isterdi ki Hilmi Paşa bu ortamda Şemdinli ve Susurluk olaylarıyla ilgili bildiklerini de Sayın Fikri Bila aracılığıyla bizlere aktarsa, biz de gerçekleri eski bir Genelkurmay Başkanı"nın ağzından duyarak aydınlanabilsek.

Diğer taraftan Nokta dergisinin geçen yıl ortaya çıkardığı, daha sonra gerçek olduğu da kanıtlanan Sarıkız ve Ayışığı darbe planları konusunda da görüş belirten Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Ora. Özden Örnek'e itibar edilmesi gerektiğini, Özden Paşanın doğruyu söylediğini Fikret Bila'a vasıtasıyla basınıda kullanarak vurguluyor. Bence Hilmi Paşa"nın bu açıklaması çok erken. Ve bana onun bu tavrı ünlü Filizof Sokrates"in eşinin haykırışını hatırlattı.

Sokrates"e birgün eşi seslenmiş: “Seni haksız yere mahkûm ediyorlar!” Sokrates karşılık vermiş: “İyi ya… Ya haklı yere mahkûm etselerdi!” Yani Hilmi Paşa Fikri Bila aracılığıyla halka  diyor ki Özden Paşa sucsuzdur, “amirale itibar etmek lazım”. Bunu Hilmi Paşa yerine bağımsız yargının belirlemesi bence daha doğru ve uygun olur.  

Sorunlar yumağına cevaplar üretmek yerine, kamplaşarak derinleşen bir surecin tam ortasında yol almaya calışıyoruz.

Bugün Türkiye'de AK-Parti hükümetini düşürmeyi amaçlayan bir komplonun delilleri, ülkede habis bir elit kesimin hıncını açık açık gözler önüne sergiledi. Hakikaten "Ergenekon" sanıkları arasında demokratik secimle iktidar olmuş olan Erdoğan hükümetini darbe yoluyla devirmeye kalkan, yani açık açık demokrasiyi ihlale kalkarak, suç işleyen varsa, cezalandırmalıdır, çünkü darbeler demokrasiye uymaz ve bu ülkeye herzaman acı, zulüm ve felaket getirmişyir. Unutulmamalıdırki “egemenlik kayıtsız şartsız milletindir”...

Ergenekon Soruşturması'nı yürüten Savcı Zekeriya Öz, çok yakında açıklayacağı iddianamesinin son rötuşlarını tamamlamaya çalışırken, bu örgütün Avrupa ayağı hiçbir şüphe ve imaya meydan vermeden ortaya çıkarılmalıdır.

Son söz:

Kanaatimce Merhum Hırat Dink cinayeti, Şemdinli ve Susurluk olayları, aydınlığa kavuşturulmadan, ergenekon soruşturmasında hukuken başarıya ulaşmak çok zor. Ülke için bu davadan bir hayrın çıkmasını umuyorum. Bu vesileyle Ergenekon-2 için soruşturmaya  başlanmalı. Soruşturma genişletilerek örgütün Almanya'daki ve Avrupa"daki faaliyetleri derinden incelenmelidir. Hilmi Özkök"ün bildiği gibi, olayları değerlendirirken bizlerin, akil adam olmaya, vicdan sahibi olmaya, adil olmaya, ne kadar çok ihtiyacimiz olduğunun farkında olmalıyız.