İbrahim Genç

İbrahim Genç

Asimilasyon ve Kürtler (2)

Asimilasyon ve Kürtler (2)

Cumhuriyetin temellerini sağlamlaştırmak için yer ve hayvan adları değiştirilir de kişi adları değiştirilmez mi hiç! Daha geçen yıl gazetelerde Diyarbakır’da Kayapınar belediyesinin yaptığı parklara vermek istediği Nefel(yonca), Daraşin(yeşil ağaç), Berfin (kardelen, kar tanesi) ve Beybun (papatya) isimlerinin İl Valisi Hüseyin Avni Mutlu tarafından Adres ve Numaralamaya İlişkin Yönetmeliğin 24. maddesinde belirtilen ‘genel ahlaka aykırı, ayrımcılığa, ve bölücülüğe yol açabilecek nitelikte’ gibi nedenlerle yasaklandığını okuduk. İşin tuhafı Berfin isminin 2005 yılında Yenişehir belediyesinin bir parka verilmesine dönemin İl Diyarbakır Valisi Efkan Ala tarafından onay verilmesiydi. Burada devlet çelişki mi yaşıyor yoksa valiler kafalarına estiği gibi mi davranıyor sorgulanabilir.

Bunun yanında 2003’te dönemin İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu tarafından bütün illere gönderilen genelgede ‘genel ahlak kurallarına aykırı olmamak, kamuoyunu incitici yanı bulunmamak ve Türk alfabesine uygun olma koşulu’ deniliyordu. Durum böyleyken bu isimlerin yasaklanması, bölgede kendini devlet sanıp kafasına estiği gibi uygulamalar yapanların hala denetim altına alınmadığının göstergesiydi. Buna paralel bir olay da yakın zamanda Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde yaşanmıştı. Suruç belediyesi tarafından bazı sokak ve caddelere verilmek istenen bazı Kürtçe isimlerin kaymakamlık tarafından iptal edildiğini görmüştük. İşin tuhafı da Suruç’ta Kürtçe isimler yasaklanırken, devletin açtığı TRT Şeş‘in sunucusunun adının Kürtçe olması ve devletin Kürt halkına yasakladığı W,Q,X gibi harfleri kendisiyle çelişerek kullanmasıydı o günlerde. Devletin bu çelişkilerinin yanı sıra bölge valilerinin orada yaşayan insanların ihtiyaçlarını değil de kendi ideolojik yaklaşımını dayattığı ortaya çıkmaktadır. Ki sayın vali dışarı çıkıp da halkın arasında dolaşsaydı orada Berfin isminin çocuklara verilen en yaygın isim olduğunu görecekti.

Biraz daha gerilere gittiğimizde de çocuklarına Rojhad, Rujin ya da Berivan ismi verdikleri için davalık olan nice ailenin olduğunu görüyoruz. İşin tuhafı bir Kürt’ün çocuğuna Berivan ismi vermesi yasakken televizyonda Sibel Can’ın seslendirdiği Berivan şarkısının çok dinleniyor olmasıydı.Yine o bölgede savcıların da adının Şirvan(sütçü), Serhad olması da ayrı bir trajik durum ortaya çıkarıyordu.

Durum böyleyken ara sıra köylere Kürtçe isimlerin tekrar geri verilmesi gündeme geliyor; çünkü yapılan araştırmaya göre Kürtlerin asimilasyonu için en çok Doğu ve Güneydoğu’da köy isimleri Türkleştirilmiş. Tabi devlet nezdinde böyle dillendirmeler varken devletin kaymakamları ve valileri parklara verilmek istenen Rojda, Şilan vb. Kürtçe isimleri yasaklayabiliyorlar(radikal, 14.05.2009). 

Bütün bu anlamsız yasaklar Türkiye’ye yakışmıyor. Gerçek bir demokrasi ve empati kültürü içinde bu sorunları çözmek için büyük bir refleks gerekiyor. Hükümetlerin Avrupa’ya şirin görünmek amacıyla yaptığı düzenlemeler samimiyetten uzak olduğu için çözüme katkı sunamıyor. Ahmet Altan’ın büyük bir empatiyle dediği gibi ‘Teoman, Cengiz, Attila, Osman gibi isimler almamız yasaklansaydı, Berfin, Beruj, Tiroj, Newroz gibi isimler almak zorunda kalsaydık’ ne yapardık? Yine geçen yıllarda kaybettiğimiz Kürt edebiyatının öncülerinden Mehmet Uzun’un “çocuğunuza kendi dilinizle istediğiniz ismi veremezseniz kendinizi nasıl hissedersiniz? Baba ve atalarınızdan öğrendiğiniz yer ve mekan isimleri, sırf dilinizle oldukları için değiştirilir ve kültürel miras olarak hiçbir şey ifade etmeyen yabancı bir dilde yeni isimlerle sıfatlandırılırsa ne yaparsınız? (Zincirlenmiş Zamanlar, Zincirlenmiş Sözcükler, s. 64)” dediği gibi Kürtlere yönelik bu asimilasyon politikası size uygulansaydı nasıl bir ruh ikliminde yaşardınız? Bütün bunları düşünüp bütün Türkiye olarak güzel bir ülke için bir empati kültürü oluşturarak demokratik bir algılamayla Kürt sorununu çözebiliriz. Empatiyle oluşacak bu algılamanın oluşabilmesi için de geçmişte yaşanan bütün saçmalıkların, vicdansızlıkların, çarpıtmaların ve sorumsuzlukların Türk gençleri tarafından bilinmesi büyük önem arz ediyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum
İbrahim Genç Arşivi