Ümit Yazıcıoğlu

Ümit Yazıcıoğlu

'Alman derin devleti' olabilir!

'Alman derin devleti' olabilir!

Hepimizin bildiği gibi, Naziler birçok Yahudiyi insafsızca katlettikleri gibi, diğer pek çok etnik grubu da hedef almıştır. Bilakis Yahudilerin katliamıyla ilgili olarak Gestapo şefi Himler imzalı eski bir bildiride, insanlık ve Yahudi düşmanı faşist Adolf Hitler"in verdiği bir talimat gereği “1952 yılına kadar Avrupa"da yaşayan bütün Yahudi ırkını elimine etme planında Türkiye"ye daha savaş ilan etmediklerini, ama ağırlıklı olarak İstanbul olmak üzere 110 bin Yahudi"nin de bu proje kapsamına girmesi için SS bölümünde ufak bir grup oluşturulmasına izin verilmiştir” ifadesi kullanılmıştır. Daha sonra faşist Hitler"in bir talimatıyla Nazi"lerin ikinci dünya savaşında, Tarabya"da Alman misafirhanesinin bulunduğu yerde kurdukları bir krematoryumda Yahudi katliamı gerçekleştirmiş olduğunu hepimiz biliyoruz.

***

Almanya'da yangın facialarının ardı arkası kesilmiyor. Ludwigshafen'de dokuz Türkizelinin öldüğü yangın faciasının ardından. Aldingen'den gelen kötü haberle sarsılan Almanya, önceki akşam da Gelsenkirchen kentinde yeni bir şok daha yaşadı.

Almanya'da yabancılara karşı yıllardır yapılan bu olaylar “Alman derin devleti” tarafindan yönlendirilmekte ve yapılmaktadır, kanaatindeyim. Zira bugün sözde  demokrasiyle idare edilen almanyada karanlık bir güç var. Bu kirli güç birilerinden aldığı talimatlar vasıtasıyla, Türkiyelilerin yaşadıkları evleri yakmakta, Yahudilerin mezarlıklarındaki mezar taşlarını kırmakta, mültecilerin yaşamakta oldukları yurtaları yakmakta ve heryerde yabancılara karşı düşmanca tavırbelirlemektedir.

Bu kirli gücü Alman Derin Devleti olarak tanımlayanlar mevcut. Çünkü her ne hikmetse bu kirli çeteyle Almanya başa çıkamamaktadır ve başa çıkmakta bir türlü istememektedir.

Neden?

Çünkü hemen hemen Almanya"nın politikasını belirleyen siyasi oluşumlar seçim dönemlerinde yabancı düşmanlığını körükleyen açıklamalar yaparak, oy avcılığına çıkmaktadırlar. Hadiseye ilkesel bakmak lazım. Hessen eyalet seçimlerinin yapıldığı 2008 yılında CDU"lu Koch´un yürüttüğü yabancı düşmalığı kokan iğrenç politika bundan ibaretti. Ve sivil örümcek ağları Koch´a bu politikasında yardımcı olmuşlardır. Hessende secimleri CDU kaybettikten sonra, Hessen eyaletine çok yakın olan Ludwigshafen"de dokuz Türkiyeli vatandaşımız diri diri yandı. İşte bu tip kiriminal suçları işleyen çeteyi yönlendiren bir güç var. İşte bu oluşumu Alman Derin Devleti olarak isimlendirenler kanatimce hiç de yanılmıyorlar. Ayrıca belirttiğim gibi bu kirli gücü idare eden bazı sivil örümcek ağlarının varlığı da mevcuttur.

Bugün her ülkenin başka ülkelerde faaliyet gösteren ve milli çıkarları doğrultusunda faaliyetler yapan değişik istihbarat örgütleri var. Bunlar bir nevi çete gibi hareket ederler. İstedikleri kimselere kefen biçerler, istediklerini zehirlerler ve dilediklerinin yaşam hakkına tecavüz ederler.

Dolayısıyla Almanya"da son yirmi yıl içerisinde gelişen olayları değerlendirdiğimizde ilk önce enazından STASİ"yi irdelememiz gerekir.

Bilindiği gibi Doğu Almanya İstihbarat Servisi STASİ"nin Doğu Berlin"in Normanan Caddesi"ndeki merkezi, 1991 yılının Mart ayında takriben 15 bin kişilik bir halk kitlesinin umulmadık saldırısına uğradı. Özellikle STASİ merkezdeki ajanlar o gün çareyi kaçmakta buldu. Ama bunun yanında hangi belgeleri kimlerin almak istediğini bilmek isteyen STASİ ajanları, istihbarat merkezini terk etmeden önce bütün odalara gizli kamera yerleştirmişti.

Kamera görüntüleri daha sonra kırimoloğlarca izlendiğinde bu kalabalığın ilk önce Batı Almanya ve ABD odalarına dalarak bütün dosyaları imha ettiği görüldü. “Aynı kalabalığın içindeki küçük bir grup ise belgeleri imha etmek yerine dışarıya kaçırıyordu. Bunlar başka ülkelerin ajanlarıydı. Türkiye, Yunanistan ve İran odalarında ise hiçbir aktivite yoktu” Mit Doğu Berlin"de o gün derin derin uyuyordu. Oysa bizim Türk ajanların o gün ilgi duymadığı Türkiye odasında 1970-1990 yıllarına ait 9 bin 822 Türk"ün dosyası bulunuyordu. Cebinde Türkiye Cumhuriyeti kimliğini taşıyıp STASİ hesabına çalışan Doğu Alman köstebekleriydi bunlar. Bunların bir kısmı daha sonra dokunulmazlık zırhına bile malik oldu. Halen bunlardan bazıları mekik dokuyorlar.

Durum şimdide çok vahim. Sadece 1970 ile 2007 yılları arasında batı Almanya için toplam 52 bin 644 kişi köstebeklik, ajanlık, muhbirlik yapmış. Örneğin adam sadece amcasının oğlunun vizesinin uzatılması veya sosyal yardım dairesinden problemsiz sosyal yardım alabilmek karşılığında bile alman istihbarat birimlerine bilgi sızdıran Türkiyeli vatandaşlarımız olmuş ve halende var.

*

Bu arada Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu meselesinede bir insanhakları savunucusu olarak değinmek istiyorum.

Necip Hablemitoğlu'nu öldürme emrini kim verdi?

Alman vakıfları ile Avrupa Birliği uyum yasaları içinde yer alan vakıflar yasası konularında çeşitli araştırmaları bulunan Hablemitoğlu, çalışma alanına ilişkin Türkiye'de ve yabancı ülkelerde sempozyum, panel gibi toplantılarda sayısız konferanslar verdi, çeşitli televizyon ve radyo programlarına katıldı. Kendisinin MİT"in genel başkanlığına getirilmesini arzu edenler vardı. Bu gelişmeden ise Turbo Kapitalist bir güç, çok çekiniyordu, çünkü Hablemitoğlu´nun MİT in genelbaşkanlığına gelmesi onların Türkiye"yle ilgili çıkarlarına uygun düşmüyordu. Zira O güçlü bilgiler sayesinde önemli yazılar yazmıştı.

Siyasi görüşlerim kendisiyle çok konuda ayrı. Örneğin Kürt meselesinde, çok ayrı. Buna nazaran belirtmek isterimki Hablemitoğlu tek başına, turbo kabitalits bir devletin Sivil Örümcek Ağlarının yaptıkları bazı kirli işleri bütün dünyanın gözleri önünde belgelerle dile getirdi. Sivil Örümcek Ağları ise köstebekleri vasıtasıyla Hablemitoğlu"nu fiziken imha ettiler.

Türkiye"deki istihbarat kuruluşları, “Almanya"nın Türkiye içindeki “Beşinci Kol” faaliyetlerinin farkında mıdırlar? Farkında olmaları gerekir. Hablemitoğlu mücadele eden bir bilim adamıydı. 18 Aralık 2002'de evinin önünde öldürüldü. Cinayetin üzerinden altı yıl geçmiş olmasına karşın, olayda en küçük bir aydınlanma işareti yok. Bu meş'um olayı, cürüm dünyasının karanlıklarına terk edmemek gerekir.

Necip Hablemitoğlu'nu öldürme emrini kim verdi, sorusuna cevap bulabilmek içinde bu olayda “Almanya"nın Türkiye içindeki “Beşinci Kol” faaliyetleri ve Sivil Örümcek Ağlarının yaptıkları hukuken araştırılmalıdır, diye düşünüyorum.”

Sonuç

Nazi Almanyası tarihin gördüğü en zalim ve acımasız rejimlerden biridir. Bu rejimi ortaya çıkaran ırkçı ve faşist ideolojinin bir kez daha hortlamaması, insanlığa tekrar felaketler getirmemesi için dünya çapında mücadele yürütülmelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum
Ümit Yazıcıoğlu Arşivi