M. Latif Yıldız

M. Latif Yıldız

Alevilerin CHP ile karşılıksız aşkı

Alevilerin CHP ile karşılıksız aşkı

Bir süre önce Karadeniz’in o harika sahil kasabasına iki kızımı ve torunumu yanıma alarak, şöyle kafamıza göre dört dörtlük bir on gün geçirmek için tatile gitmiştik.

Kasabanın küçük limanında gazete manşetlerine çıkmış ünlü bir balık lokantası vardı. İsmini şimdi hatırlayamadığım iş yeri sahibi bizim her akşam baba, iki kız ve bir torunun kilolarca balık ısmarlayarak aç kurtlar gibi yemesi, hele torunumun tek başına bir kilo tava hamsi bitirmesi bir hayli ilgisini çekmişti. Kısa zamanda samimi olduk. Artık soframıza oturup benimle sohbet etmeye, torunumla ilgi göstermeye başlayınca sohbetin boyutu ve içeriği değişmeye başladı.

Lokanta sahibi “Kürt” olduğumu anlayınca ve sohbetimizde ortak sorunlarımızı karşılıklı dile getirince bana açılmaya başladı. Kendisinin de Trabzonlu olduğunu, ama ırkçı kesimden olmadığını; Alevi bir Trabzonlu olduğunu ifade ettikten sonra dedesi, babası, şahsı, ailesi, çocuklarının yıllar yılı Alevilik kimliğini saklayarak nasıl korku dolu yıllar geçirerek kendilerini gizlediklerini anlattı.

Bana niçin açılıyorsun dediğimde “Galiba olgunlaşan demokratik havadan, bir Kürt olarak size güvendiğimden. Belki de yılların birikimini boşaltma ihtiyacından olsa. Belki de bu ülkede Kürtler ve Türkler aynı inkâr ve imha çemberi içinde olduğumuz için” dedi.

Bir ara şöyle bir soruyu sordum: “Peki 1937-1938 yıllarında Tunceli’de erkek, kadın, çocuk, yaşlı, hasta, genç demeden on binleri öldüren onlar değil miydi? Mağaralara sığınmış insanları fare gibi zehirleyen, bölgeyi havadan bombalayarak haritadan silmeye çalışan, öksüz ve yetim kalan kız çocuklarınızı beraberlerine İstanbul’a götüren subayları teşvik eden o gün iktidardaki CHP’yi ve Kemalizm’i neden sahipleniyorsunuz?” Dediğimde, şunları söylemişti.

“ Türklerden, özellikle Türk Sünnilerden çok korktuğumuz için. O yıllarda zorla iktidarlarını pekiştirenlere boyun eğdik. Korku ve panik 1950 sonrası zaman içinde hayran olmak paranoya olarak desteğe dönüştü. Cem evlerindeki resim ve bayrakta korkuya karşı kullanılan bir kalkandır. Trabzonluyum ya, Trabzon Atatürk köşkündeki dersim harekât planı hep kafamızın içinde bir lekedir.”

Oysa Alevilerin asıl korkmaları gereken CHP ve onun Sünni taifesi ve Genel Başkan Yardımcı Onur Öymen’in Dersim tenkili ve tehciri; yani katliamını savunanlardı. Yani kan, gözyaşı, aldatma, hile ve ihanetle iç içe ilerlediği yıllarda özde Kürt ve ailevilerin büyük oyunlar ve büyük ihanetler sonucu olanlardı. Babalar, oğullar, kadınlar, kızlar, gençler, yaşlılar ve de hastalar hayvanları, barınakları ve tüm eşyaları ile topluca yok edilen köylüler hatırlanmalı. Kurşunlanmış binlerce insanın bedeninden akan kanla kızıla boyanan dereler ve ele geçmemek için kendilerini uçurumlardan atan genç gelinler için 72 yıl sonra Öymen’in Mecliste 72 milyonun gözünün içine bakarak TV ekranlarından “ne yani öldürmeyip beslese miydik” diyerek vahşeti yapanları savunanlardan korkmalıydılar.

Onur Öymen, vahşeti savunmakla kalmadı, bugün de uygulanmasını istedi. Bunu isteyen Öymen’e Genel Başkanı ve partisi de sahip çıktı. Şimdi de birçok aydın, yazar, gazeteci, kelli felli okumuşlar çıkıp ( Özellikle Hürriyet’te Yavuz Özdil gibiler) tek bir ağızdan “ o karıncaezmez, o centilmen, o diplomat, o dil bilen, o kibar ve de uygar adam katliamlara, cinayetlere arka çıkabilir mi” demeleri ne kadar gülünç ve ibret verici duruma düşüyorlar biliyor musunuz? Özdil’in arka sayfasında aynı gazetede yazan Ahmet Hakan bile Özdil’in olaya yaklaşımını içine sindiremediği için eleştirisel bir yazı yazmıştı.  

Prof. Mithat Sincar bu konuda bir öneride bulunuyor, diyor ki : “ … Nazi döneminde ‘Beyefendilikleri’ ile ünlenenlerin neler yaptıklarını Weltkamp’ın 2008’ de yayınlanan Braune Diplomaten ( Kahverengi Diplomatlar) adlı çarpıcı kitabı okumalarını öneriyorum.” 

Bugün Kürt sorununda akan kanı durdurmak için sağlanmak istenen barışı engellemek isteyen Öymen’in “ Dersim Katliamı yapılırken kimsenin anaların gözyaşına aldırılmadığını” söylemesi. Sonra “ beni eleştirmek istiyorsanız önce Atatürk’e faşist deyin de görelim!” diyerek Atatürk’ün arkasına saklanması ve son olarak “ Ben bu defteri kapattım” diyebiliyor.  Genel Başkanı Baykal’da konuyla ilgili gazetecilerin sorularına “Siz daha orada mısınız?” Diye dalga geçmesi sanırım Alevilere karşı CHP’nin yüzündeki makyajını yeterince akıttı. Aslında Öymen söyleminin arkasında dimdik duruyor. Çünkü bu kafaya göre uygulanan yöntem ne kadar vahşi yaratılan acılar ne kadar büyük olursa olsun bu yöntemin bugünde sürdürülmesini istiyor. Nitekim ilk gün ses veren Kılıçdaroğlu postun pahalı olduğunu görünce çark ediyordu.

Dersim Katliamı’nı Kemalizm’in yaptığını, planları bizzat hazırladığını bilen Aleviler ve de ÇHP’ nin “ne yapılmışsa doğru yapılmıştır” gerçeğinden yola çıkarsak son tabloya rağmen Aleviler neden CHP’yi Kâbe gibi kıble olarak görüyorlar sorusunu sorduğunuzu biliyorum. Aynı soruyu ben de Alevilere sordum ve yukarıda balık lokantası sahibinden çok net bir cevap aldım.

Kitlesel olarak CHP’ye oy veren Alevilerin göz ardı ettiğimiz bir gerçeği var.

Aleviler CHP, kurucu lideri ve Ordu’ya mecburlarda onun için. Bunu o balık lokantasındaki adam o kadar açık yüreklilikle anlatmıştı ki; Lokantada asılı kocaman posteri göstererek “Havadan köylerimizi bombalayan, mağaralarda çoluk, çocuk, yaşlı fare gibi zehirleyen, bizi sürgüne gönderenleri çok iyi biliyor ve tanıyoruz” dedi.  Ama arkasından “Sünnilere güvenmediğimiz için CHP, kurucu lideri, asker ve Laiklik anlayışı tek sığınağımız oldu” demişti.

Siyasette DP, AP, MHP, ANAP, DYP, MSP türevleri partiler Sünni dindarların çizgisinde dinsel öğeleri temsil ettiler. Bugün de AKP aynı konumda. Alevi açılımını samimi bulmadıkları için CHP’yi tercih ediyorlar. Cumhuriyet tarihine bir bakınız Alevilerin Sünnilere ve onları temsil eden siyasi partilere güvenmemekte çok mu haksızlar? Çorum, Kahraman Maraş ve Sivas olayları ve sonuçları yetmez mi?

1950’lere kadar Alevi Kürtler Türkleştirilmek için katliam yapıldı. Son 59 yıldır da Sünnileştirmek için katliam yapanlara karşılık Aleviler CHP, kurucu lideri ve Ordu’nun “Laiklik” kanatları altına girmeye kendilerini mecbur hissediyorlar. Çünkü sığınacakları başka bir liman yok. Hala AKP’ye kuşku ile bakıyorlar. AKP, Alevilerin bu kuşkusunu ortadan kaldıracak ciddi adımlar atarsa kimsenin şüphesi olmasın Aleviler sırtlarında 86 yıldır taşıdıkları CHP’yi bir çırpıda silkeleyip atarlar.

Aleviler CHP’ den ayrılıp DTP ve AKP’ye giderler mi? Son gelişmeler bunu bize böyle okutmuyor. AKP son 7 yıldır icraatları ile umut vermediği için tamda şimdi orta ve batı Anadolu’da AKP, Doğu ve Güneydoğu’da DTP’nin Aleviler için devreye girmesi gerekiyor.  Ve “bütün inançlar birlikte özgürleşir” gerçeğinden yola çıkarlarsa Alevileri CHP’nin çemberinden çıkartabilir. Özellikle Alevilerle ırkdaş ve belli kesimlerde dindaş (Alevi Kürtler)  olan Kürtlere ve DTP’ ye güvenmelidirler. Aleviler unutmamalı ki hiçbir etnik unsur, hiçbir inanç, hiçbir mezhep tek başına mücadele ederek istediğini elde edemez. Birlik olmak her zaman sonuca gitmenin tek yoludur.

Alevilerin inanç özgürlüğü, Alevi ve Sünni Kürtlerin etnik kimliğinin özgürlüğünden geçeceğini anlamalılar. Kürtlerin CHP’nin gerçeği ile yüzleştikten sonra tek oy vermedikleri gibi Alevilerin de CHP gerçeği ile yüzleşmesinden geçiyor.

Alevi Dernekleri meydanlarda yalnız Öymen’e yükleniyorlar. Yanlış yapıyorlar. Çünkü Öymen CHP modelinin iç yüzünü ifşa etti o kadar.  Dersim modelini öneren zihniyet bu hakareti kol kanat gererek onaylayan Genel Başkan ve CHP zihniyeti olduğunu görmüyorlar mı?  Öymen CHP’nin resmi görüşünü, egemen devletin bilinçaltını yansıtmıştır. Öymen’in istifası Alevilerin CHP ile sorunlarını çözmez.

Aleviler CHP ile olan karşılıksız aşkı gözden geçirmeliler. Sığındıkları CHP’de yıllardır aşağılanan, Kürt ve Alevi Milletvekili sayısı Meclis’te bugün CHP safında 6’yı bulmazken, AKP ve DTP ile yapacakları bir seçim ittifakında en az 20 Alevinin meclise girmesi içten bile değil. Tabii bu konuda AKP, DTP ve Alevi önderler ve siyasetçiler de samimi olacaklarsa. Cin şişeden çıktı. AKP, DTP ve Demokratik Cumhuriyetten yana olan bütün partiler 2009 yılında yaşanan gelişmeleri çok iyi değerlendirirlerse başarılı olurlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum
M. Latif Yıldız Arşivi