PKK’nin sustuğu vakit

İrfan Sarı

Diyelim ki PKK silahları bıraktı ve sözüm ona eve dönüş yasasına gerek duyulmadı. Bırakın dağlarda bir merminin patlaması, insan ayağının altında ezilen tek bir karınca bile kalmadı.

 

Hani annelerin yüreğine kor gibi saplanan o hasret sancısı bir su gibi akıp gitti.

 

Dünya güzelleşti. Nehir kıyılarından seyrana durdu insanlar.

 

Şu çatışmasızlık süreci yok, ateşkes süreci diye bir şey aslen duyulmadı.

 

Diyelim ki zindanlarda ömür saymaya başlayıp hüküm giydiler.

 

Devletin adaleti adına her şey ve her yer…

 

PKK'lilerin anneleri ve babaları Kürt ve Kürdistan"dan hiç mi hiç söz etmediler.

 

Her kes işinde gücünde.

 

Çocuklar panzerlere taş atmıyor artık.

 

Esnaf kepenk indirmiyor.

 

DTP basın açıklaması yapmıyor.

 

Kürtçe yazılar yazılmıyor, şiirler okunmuyor.

 

Anneler faili meçhul cinayetlerde katledilen/ kaybedilen çocuklarını aramıyor/ sormuyor.

 

Öldürülen babaların ve annelerin çocukları öksüzlüğü ve yetimliği yaşamıyor.

 

Kürtçe yer isimleri diye bir mesele kalmıyor.

 

Çocuklara Arapça ve öz Türkçe isimler konuyor.

 

Doğu ve Güneydoğu'ya bir tek fabrika istenmiyor.

 

Süt veren inekler, keçiler ve koyunlar lazım görmüyor.

 

Bir dilim ekmek ve bir yudum suya oruç herkes ve razı.

 

Bu bitimsiz coğrafyanın doğal güzellikleri arzulanmıyor.

 

Dağlara taşlara yazılan “tek vatan, tek millet ve tek dil” yazılarına kimse tepki vermiyor. Hatta Ağrı dağının doruğuna ve Cilo buzullarına ışıklandırmalı “ne mutlu türküm diyene” yazıları yazılıyor.

 

Bütün akarsuların yüzeyine “Türkiye Türklerindir” yansıması yapılıyor.

 

Bütün düğünlerde dev boyutlu bayraklar açılıyor. Yol boylarında güvenlik gerekçeli aramalar en üst boyuta çıkarılıyor.

 

Ve bir tek tepki duyulmuyor bunlara.

 

O zaman devlet Kürt meselesini çözecek mi?

 

Kürtlere bu senin anadilin konuş.

 

Bu senin kimliğin diyebilecek mi?

 

Bu işin, bu da aşın...

 

Ya da şöyle diyelim; devlet Kürt meselesini çözmek için hangi projeyi uygulayacak?

 

Acaba konuşulmayınca Kürt meselesi kendiliğinden mi çözülecek.

 

Yoksa devlet demokratik yollardan meseleye el atacak mı?

 

Diyelim ki Kürtler ne istediğini bilmiyor.

 

Peki devlet ne istiyor bunu biliyor muyuz?

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (57)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.