Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Hakkâri Şubesi ile Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAYDER), Yüksekova Zagros İş Merkezi önünde hasta tutuklulara özgürlük talebiyle ortak bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya Yüksekova Belediye Eş Başkanları Şadiye Kırmızıgül ve Şoreş Diri, DEM Parti İlçe Eş Başkanı Ercan Sevmez ile ilçe örgütü, Hakkari Barosu Başkanı Ergün Canan, Hakkari Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Muharrem Tekin, İHD, ÖHD, TUHAYDER, Barış Anneleri ve KESK bileşenleri katıldı.
Basın açıklamasını Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Hakkari Şube Hapishane Komisyonu Sözcüsü Av. Ümid Savaşan yaptı. Savaşan, Türkiye’de cezaevlerinde hasta mahpuslara yönelik ağır hak ihlallerinin yaşandığını ifade ederek, “Türkiye’deki hapishanelerde uygulanan ağır tecrit, keyfi infaz uygulamaları, hasta mahpusların sağlığa erişim ve yaşam hakkının ihlali ve özellikle ağırlaştırılmış müebbet hapis rejimiyle sürdürülen insanlık dışı uygulamalar, insan haklarına dayalı hukuk devletinin temel ilkeleriyle bağdaşmamaktadır” dedi.
Savaşan, Adli Tıp Kurumu’nun tek otorite haline getirildiğini belirterek, “Adli Tıp Kurumu, tarafsız ve bağımsız karar vermeye elverişli olmadığı gibi, hasta mahpuslara aylarca zaman kaybettirmektedir. Bu yaklaşım, AİHM kararlarında işkence ve insanlık dışı muamele olarak değerlendirilmektedir” ifadelerini kullandı.
"Tanı süreçleri tamamlanamamaktadır"
Hapishanelerde 60 hasta mahpusun bulunduğunu açıklayan Savaşan, “Bu mahpuslardan 21’inin durumu ağırdır. Ancak hasta dosyalarına erişilememesi, sevklerin geciktirilmesi ve kelepçeli muayene gibi insanlık dışı dayatmalar nedeniyle tanı süreçleri tamamlanamamaktadır” dedi.
Ağır hasta mahpusların tahliye edilmemesinin yaşam hakkının ihlali anlamına geldiğini vurgulayan Savaşan, “Gecikmeden tahliye edilmeli ve tedavilerinin dışarıda tamamlanması sağlanmalıdır. Adli Tıp Kurumu’nun tek otorite olması uygulamasına son verilmeli, bilimsel ve tarafsız kurulların görüşleri esas alınmalıdır” diye konuştu.
İnfazı dolmuş olmasına rağmen tahliye edilmeyen mahpusların sayısına da dikkat çeken Savaşan, “Van, Trabzon, Rize ve Giresun’daki hapishanelerde toplam 18 mahpusun şartlı tahliyesi engellenmiştir. Kurul kararlarında pişmanlık dayatması yapılarak tüm mahpusların tahliyeleri reddedilmektedir” dedi.
İnfaz sürelerinin belirsizleşmesinin hem özgürlük hem de adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini belirten Savaşan, “Devletin cezalandırma gücü sınırsız bir şekilde kullanılmakta, bu da temel hak ve özgürlüklerin gasp edilmesi anlamına gelmektedir” ifadelerini kullandı.