Yüksekovalı Rojhat ve Gabar Er kardeşler, Kültür Sanat Caddesi üzerinde açtıkları “Hewler Yöresel Giyim” adlı iş yerinde, Kürt kadınlarının geleneksel kıyafetlerinde kullanılan kumaşları Irak ve Dubai’den getirerek satışa sunuyor.
Irak’ın Hewlêr kentinde de yaşamlarını sürdüren kardeşler, yaklaşık 12 yıldır babalarından devraldıkları bu mesleği devam ettiriyor.
“Kumaşlarımızı dışardan getiriyoruz”
İş yerinde farklı desen, renk ve dokuda birçok kumaşın satışını yapan Rojhat Er, Türkiye’de bu kumaşların üretilememesinden dolayı çeşitli zorluklar yaşadıklarını belirterek, “Kumaşlarımızı dışardan getiriyoruz. Bu da hem maliyetli hem zaman alıcı bir süreç. Türkiye’de bu kumaşlar üretilseydi hem bizim işimiz kolaylaşırdı hem müşteriler beklemek zorunda kalmazdı” dedi.
“Koyu renkler, özellikle siyah, çok tercih ediliyor”
Er, kumaşların sezonlara göre değiştiğini, taşlı ve sade gibi birçok modelin olduğunu ifade ederek, “Fiyatlarımız 2 bin TL’den başlıyor, 10 bin TL’ye kadar çıkabiliyor. Desenler yoğunlaştığında fiyatlar da artıyor. Koyu renkler, özellikle siyah, çok tercih ediliyor. Ama kumaşların gelmesi zaman alıyor, bazen müşterilere yetiştiremiyoruz” diye konuştu.
“Keşke kültürümüzü sadece düğünlerde değil, gündelik hayatta da yaşatabilsek”
Er, yöresel kıyafetlerin kullanım biçiminde Irak ile Yüksekova arasında dikkat çeken bir fark olduğunu belirterek, “Irak’ta insanlar bu kıyafetleri sadece özel günlerde değil, günlük yaşamda da giyiyor. Sokakta, çarşıda, evde rahatlıkla kullanılıyor. Ama Yüksekova’da bir kadın bir kıyafet diktiriyor, onu en fazla iki ya da üç düğünde giyiyor, sonra dolaba kaldırılıyor. O kıyafet bir daha pek kullanılmıyor. Bu da ekonomik olarak zorlayıcı oluyor. Keşke kültürümüzü sadece düğünlerde değil, gündelik hayatta da yaşatabilsek” ifadelerini kullandı.
“Türkiye’de bu kumaşlar üretilirse hem esnaf rahat eder hem de kültürümüz daha görünür olur”
Türkiye’de yöresel kıyafet kumaşlarının üretilmesinin kültürel süreklilik ve ekonomik fayda sağlayacağını vurgulayan Er, “Bizim kültürümüz zengin, kumaşlarımız da öyle. Ama dışa bağımlıyız. Yöresel kıyafet kumaşları Türkiye’de üretilmeli. Türkiye’de bu kumaşlar üretilirse hem esnaf rahat eder hem de kültürümüz daha görünür olur” şeklinde konuştu.
”Her kumaş bir geçmişi, bir dili, bir coğrafyayı temsil ediyor“
Gabar Er ise, yöresel kıyafetlerin sadece giyim değil, aynı zamanda kimlik ve aidiyet göstergesi olduğunu belirterek, “Her kumaş bir geçmişi, bir dili, bir coğrafyayı temsil ediyor. Bu kıyafetler unutulmamalı, gündelik hayatın içinde de yaşamalı. Kültürümüzü korumak istiyorsak önce onu günlük yaşamda taşımaktan çekinmemeliyiz” ifadelerini kullandı.