Yüksekova’ya bağlı Akpınar (Soryan) köyünde berivanlık yapan kadınlar, yaz aylarında aile bütçesine katkı sağlamak için sabah saatlerinden öğleden sonraya kadar zorlu bir mesai yürütüyor.
Koyun sağımı, süt kaynatma, tandırda ekmek pişirme ve çobanlara yemek hazırlama gibi birçok işi üstlenen kadınlar bu şartlarda çalışmanın kolay olmadığını aktardılar. Berivanlar, su temini, gölgelik alan eksikliği ve güvenli çalışma koşulları gibi temel ihtiyaçların karşılanmasını talep ettiler.
“Yoruluyoruz ama çocuklarımız için bu işe devam etmek zorundayız”
Berivanlık yapan 45 yaşındaki Nazime Durmaz, 8 çocuk annesi. Her gün sabah saatlerinde başladıkları mesainin, yalnızca fiziksel değil, duygusal olarak da yorucu olduğunu ifade ederek, “Her gün sabah saat 10.30’da geliyoruz, öğleden sonra saat 4’e kadar buradayız. Burada sadece koyun sağmıyoruz; ekmek pişiriyoruz, çobanlara yemek hazırlıyoruz, süt kaynatıyoruz. Şartlar elbette zor ama başka çaremiz yok. Eşim serbest meslekle uğraşıyor, köyde ne iş bulursa onu yapıyor. Geçimimiz bu işten, ama şartlar ağır. Yoruluyoruz ama çocuklarımız için bu işe devam etmek zorundayız” dedi.
“Yerimiz çok kötü, çalışırken düşüp bir yerimizi kırdığımız oldu”
Dört çocuk annesi olan Özlem Kerman ise, taşlık ve eğimli arazide çalışmanın birçok riski beraberinde getirdiğini belirtti. Çalışma alanlarının elverişsizliğine ve altyapı yetersizliklerine dikkat çeken Kerman, “Berivanlık, sabır ve güç isteyen bir iş. Ailemizi bu işle geçindiriyoruz. Ama yerimiz çok kötü, çalışırken düşüp bir yerimizi kırdığımız oldu. Su yok, bazen kilometrelerce uzaklıktan su taşımak zorunda kalıyoruz. Her şeye rağmen bu işi seviyorum. Doğayla iç içeyiz, emeğimizle yaşıyoruz. Ama burada imkanlar iyileştirilse hem daha verimli çalışırız hem de sağlığımızı tehlikeye atmamış oluruz” ifadelerini kullandı.
“Kadın kadına bir aradayız, bazen güleriz, bazen dertleşiriz”
Beş çocuk annesi Baran Baki de yaz aylarında berivanlık yapan kadınlardan biri. Hayvancılıkla geçimlerini sağladıklarını belirten Baki, köy yaşamının zorlukları kadar güzelliklerine de vurgu yaparak, “Yaz boyunca buradayım. Yaklaşık 30 koyunumuz var. Sabah gelip sağım yapıyoruz, sütü kaynatıyoruz. Eşim de serbest meslekle uğraşıyor ama esas geçimimiz hayvancılıktan. Köy hayatını seviyorum çünkü burada her şey doğal. Bazen buraya geldiğimizde sadece çalışmaya değil, sohbet etmeye de gelmiş gibi hissediyoruz. Kadın kadına bir aradayız, bazen güleriz, bazen dertleşiriz. Bu dayanışma bizi ayakta tutuyor” şeklinde konuştu.