Kardiyoloji Uzmanı Dr. Cegerğun Polat, göğüste sıkışma hissi, yanma, hazımsızlık, nefes darlığı, solgunluk, terleme ve yorgunluğun kalp krizinin ilk belirtileri olarak göze çarptığını belirterek, kalp krizlerinin dörtte birinin herhangi bir belirti vermeden ortaya çıkabildiğini ve kalp krizine benzer şikayetlerin de ciddiye alınması gerektiğini vurguladı.
Memorial Dicle Hastanesi Kardiyoloji Bölümü'nden Uzm. Dr. Cegerğun Polat, kalp krizi belirtileri yaşandığı sırada alınması gereken 8 önlem hakkında bilgi verdi. Kalp krizini işaret eden ağrının, göğüste ağrı, yanma, sıkışma şeklinde başlayıp sol kola ve serçe parmağına doğru indiğini ve boyun bölgesine doğru yayıldığını belirten Polat, "Alında soğuk terler birikir. Bazen kalp krizi çok ani ve şiddetli bulgular ile başlar ve kolayca tanı konabilir. Ancak pek çok kişide olay yavaş ve hafif bir ağrı veya rahatsızlık hissi ile başlar, ne olduğu anlaşıldığında ise hasta için geç kalınmış olabilir. Ağrı hareket etmekle artar, dinlenirken azalır fakat geçmez ve yarım saatten uzun sürer. Ağrıyla birlikte soğuk soğuk terleme ve mide bulantısı da olabilir. Bazı kişilerde belirtiler çok gizli olabilir. Özelikle ileri yaşlı hastalar, diyabet hastaları hemen hemen hiç ağrı duymayabilir, sadece nefes darlığı ve soğuk terleme şikayetleri ile kalp krizi geçirebilir. Bazı hastalarda da mide ülseri veya pankreatit ağrısıyla kalp krizi ağrısı karıştırılabilir" dedi.
"Kriz esnasında saniyeler çok değerli"
"Tütün kullanma alışkanlıkları terk edilmeli"
Polat, ikinci bir kalp krizi yaşamamak için de şu önerilerde bulundu:
"Sigara, puro, pipo ve nargile gibi tütün kullanma alışkanlıklar terk edilmelidir. Kalp krizi geçiren bir kişinin tütüne devam etmesi, ikinci bir kriz riskini en az 2-3 kat arttırır. Daha hareketli olmaya özen gösterilmelidir. Düzenli egzersiz programları stres ve depresyonu azaltacağı, kiloyu, kolesterolü ve tansiyonu dengede tutmaya yardımcı olacaktır. İlaçlar doktor kontrolünde ve düzenli olarak alınmalıdır. Oluşabilecek en küçük bir sorunda mutlaka doktorla iletişime geçilmelidir. Sağlıklı beslenmeye özen gösterilmelidir. Bu sayede kişi hem daha çabuk iyileşir, hem de kilosunu kontrol altında tutar ve kan kolesterol düzeyi ile tansiyonun yükselmesini önlemiş olur. "Ben nasılsa ilaç kullanıyorum, bana bir şey olmaz" yanılgısına asla düşülmemelidir. Çünkü yaşam tarzı değişiklikleri, kalp sağlığı açısından en az ilaçlar kadar önemlidir."