İnsan Hakları Derneği Hakkari Şubesi ve kayıp yakınları, Yüksekova Sanat Sokağı’nda 201. haftada devam eden adalet arayışını sürdürdü. Basın açıklamasına İHD Hakkâri şubesi üyeleri ve kayıp yakınları katıldı. Basın açıklamasını İHD Hakkâri şubesi üyesi Musa Bor okudu.
Bor, açıklamasına 40 yıl önce katledilen Hamza Tutan için adalet talep ederek başlayarak “Bizler, 201 haftadır burada bir araya gelen Cumartesi İnsanları ve hak savunucuları olarak, bu topraklarda gözaltında kaybedilenlerin akıbeti açıklanana, failler yargı önüne çıkarılana dek susmayacağımızı bir kez daha yineliyoruz” dedi.
Devam eden Bor, Hamza Tutan’ın hikâyesini şöyle anlattı:
“Bugün burada, 8 Kasım 1985’te gözaltında katledilen 22 yaşındaki Hamza Tutan’ın hikâyesini, bir annenin, bir ailenin, bir halkın bitmeyen adalet arayışını hatırlatmak için toplandık. Hamza, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi öğrencisiydi ve yaz tatillerinde Yüksekova’da babasına ait Doğu Palas Oteli’ni işletiyordu.”
Bor, gözaltı sürecini ise şöyle aktardı:
“8 Kasım 1985 sabahı, Yüksekova Emniyet Amirliği’ne bağlı polisler, otelinde yaptığı bir operasyon sırasında herkesin gözleri önünde Hamza’yı gözaltına aldı. Henüz birkaç saat sonra polisler, Hamza’nın annesinin kapısını çaldı ve kadını evinden alarak karakola götürdüler. Orada, bir odada yerde yatan bir bedenin kendisine ait olup olmadığını sormak üzere içeri aldılar. Anne, yerde oğlunun cansız bedenini görünce baygınlık geçirdi.”
Cenazenin teslim edilme sürecini anlatan Bor, “Kısa bir süre sonra, Hamza Tutan’ın cenazesi ailesine ‘kalp krizi geçirdi’ denilerek teslim edildi. Ancak ailenin yaptığı incelemede, vücudunda ağır darp ve işkence izleri olduğu görüldü. Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan başvuru üzerine cenaze İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Adli Tıp raporunda, kollar ve bacaklarda yüksek voltajlı elektrik akımına bağlı yanıklar tespit edildi; ancak ölüm sebebinin ‘verilen elektrik akımı olup olmadığının tespit edilemediği’ ifadesi kullanıldı” şeklinde konuştu.
Bor, devamında “Kısa bir süre sonra dönemin Hakkari Sıkıyönetim Komutanlığı, açığa alınan polisler için ‘kolaylık gösterilmesi’ talebinde bulundu. Böylece tüm sanıklar başka illerde görevlerine iade edildi. Yıllar süren başvurulara rağmen Hamza Tutan davası ‘kovuşturmaya yer olmadığına’ dair bir kararla kapatıldı. Ailesinin adalet arayışı, cezasızlık duvarına çarptı.” diye belirtti.
Açıklamasını adalet talebini yineler şekilde sürdüren Bor, “Adalet talebi zaman aşımına uğramaz. Hamza Tutan’ın, gözaltında kaybedilenlerin, işkenceyle katledilenlerin isimleri bu topraklarda yankılanmaya devam edecek. Bugün, 201. haftamızda bir kez daha haykırıyoruz: Hamza Tutan’ın akıbeti açıklansın! Failler koruma altından çıkarılsın, adil yargılanma süreci başlatılsın! Cezasızlık politikalarına son verilsin!” diye ifade etti.
Bor, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:
“Biz, her hafta burada toplanan annelerin, babaların, kardeşlerin, insan hakları savunucularının sesiyle yineliyoruz: Sevdiklerimizi unutmadık, unutturmayacağız! Hakikat ve adalet için mücadelemiz sürecek!”