İHD ve Kayıp Yakınları Yüksekova'da öldürülen Abdulkerim Vardar’ın akıbetini sordu

İHD ve kayıp yakınlarının 110’uncu hafta eyleminde, 1993 yılında Yüksekova'da öldürülen Abdulkerim Vardar’ın akıbeti soruldu.

İHD Hakkari Şubesi ve kayıp yakınları “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” talebiyle sürdürdükleri eylemlerinin 110’uncu haftasında Yüksekova ilçesi Sanat Sokağı’nda basın açıklaması düzenledi. Açıklama metnini İHD Hakkari Şube Sekreteri Pınar Şen okudu.

'İLÇE MERKEZİ BOŞALTILMAK İSTENDİ'

Şen, “14 ağustos 1993’te Yüksekova’nın Oremar bölgesinde yaşanan çatışmalar sonrasında Yüksekova merkeze bağlı ilçelerde büyük bir operasyon başlatıldı. İlçe merkezi boşaltılmak istendi. İnsan hakları kavramının rafa kaldırıldığı 15 Ağustos 1993 tarihinde şehir merkezinden geçen zırhlı araçlar rastgele ateş açıyor, keyfi gözaltılar yapıyor ve buna itiraz edenleri de işkence ile göz altına alıyordu.” dedi.

'AİLESİNİN GÖZÜ ÖNÜNDE KATLEDİLDİ'

Askerlerin Esentepe Mahallesi'ndeki evlere bildiri dağıtarak evlerin bir an önce boşaltılmasını istediğini belirten Şen, şunları kaydetti, “Çoğu mahalleli köylerdeki akrabalarının yanına kaçmak zorunda kaldı. Akabinde gidecek herhangi bir yeri olmayan Abdulkerim Vardar olay günü çocukları ile beraber ışıklarını kapattığı evinde beklemeye başladı. Gidecek yeri olmayanları tespit eden askerler, Abdulkerim Vardar’ın evinin önüne geldi ve dış camı kırarak Vardar’ın dışarı çıkmasını istedi. Yanında küçük oğlu Zahir ile kapıya çıkan Baba Vardar askerlerin yere yat emrine uymadı ve gidecek yeri olmadığı için evde kaldığını belirtmesine rağmen gözaltına alınmak istendi. Askerlerin sert müdahalesine direnen Baba Vardar çıkan tartışma sonucunda kendi evinin kapsında kurşunların hedefi oldu ve oğlunun, ailesinin gözü önünde katledildi.”

'YAPILAN TÜM İTİRAZLAR REDDEDİLDİ VE DOSYA KAPATILDI'

Olay yerinde hayatını kaybeden Abdulkerim Vardar’ın cenazesinin aile bireylerinin kendi çabası ile Yüksekova Devlet Hastanesi'ne getirildiğini vurgulayan Şen, “Durumu ilgililere anlatan aile bireylerinin cenazesi hastane içine alınmadı, otopsi yapılmadı ve herhangi bir rapor düzenlenmeden cenaze aileye tekrar geri verildi. Hiçbir zaman Abdulkerim Vardar için bir giriş kaydı açılamadı. Yine aile kendi imkanları ile cenazesini alıp Suüstü Köyü'nde defnetti. Hemen akabinde tüm aile bireyleri Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığı'na giderek şikayette bulundu. Yer, zaman, askerlerin eşkalleri, mermi çekirdekleri, zırhlı araç tarifleri olmasına rağmen herhangi bir dava açılmadığı gibi kovuşturmaya yer yoktur kararı verildi. Yapılan tüm itirazlar reddedildi ve dosya kapatıldı.” dedi.

'MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ'

Şen, şöyle devam etti, "Buradan yetkinlere sesleniyoruz; Çocuklarının gözleri önünde katledilen Abdulkerim Vardar için etkili bir soruşturma açılarak sorumluların bir an önce adil bir yargı düzeninde gereken cezayı almalarını talep ediyoruz. Adalet olgusundan çok uzak bir biçimde faili meçhul bırakılmaya çalışılan sevdiklerimizin akıbetini her yerde sormaya; ‘bana hiçbir şey olmaz’ diyerek insanların yaşam hakkına müdahaleyi meşru gösteren bu zihniyet ile mücadeleyi her platformda sürdüreceğimizi 110. haftamızda tekrar etmek istiyoruz. Son kaybın akıbeti ortaya çıkana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz.” 

Açıklamanın ardından bir dakikalık oturma eylemi yapıldı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

GÜNDEM Haberleri