İHD Hakkari Şubesi ile kayıp yakınları, Şengül ve Öztürk için adalet istedi

İHD Hakkari ve kayıp yakınları, 1994’te gözaltında kaybedilen Naci Şengül, Salih Şengül, Hayrettin Öztürk ve diğer köylüler için adalet çağrısında bulundu.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Hakkari Şubesi ve kayıp yakınları, 185 haftadır sürdürdükleri adalet arayışlarını Yüksekova Sanat Sokağı’nda düzenledikleri açıklama ile sürdürdü. Basın açıklamasına Yüksekova DEM Parti ilçe teşkilatı , ÖHD, DBP Yüksekova ilçe teşkilatı ,Dem parti Şemdinli ilçe teşkilatı , Cumartesi Anneleri ve kayıp yakınları katıldı. Bu haftaki açıklamayı İHD Hakkari Eş Başkanı Ozan Akbaş okudu.

Ozan Akbaş yaptığı açıklamada, geçtiğimiz gün hayatını kaybeden Cumartesi Anneleri’nden Emine Ocak’a dikkat çekerek, “Türkiye’nin ve dünyanın en uzun soluklu sivil itaatsizlik eylemini sürdüren Cumartesi Anneleri oluşumunun simge isimlerinden Emine Annemizi kaybettik. Oğlu Hasan Ocak’ın akıbeti için 27 Mayıs 1995’te Galatasaray Meydanı’na çıktı. Tıpkı kendi gibi gözaltında kaybedilenlerin aileleriyle meydandan insanlığın ve yetkililerin vicdanlarına seslendi” dedi.

Akbaş, “Vermiş olduğu mücadele ile gözaltında katledilen evladının cenazesini buldu ve ona etrafını çiçeklerle donatacağı bir mezar yeri inşa etti. O artık sadece Hasan Ocak’ın değil, tüm kayıpların annesiydi” diyerek, “Buradan sana söz veriyoruz Emine Anne; son kaybımızın akıbeti ortaya çıkana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Zorla kaybetmelerin cezasızlıkla devam ettiğini belirten Akbaş, “185 haftadır Hakkari’den gözaltında kaybetme suçunun cezasız bırakılmasına itiraz ediyoruz. Hükümeti ve adli makamları kaybedilenlerin varlığının inkârı ve kaybedenlerin cezasız bırakılmalarından ibaret olan gözaltında kayıplar politikasından vazgeçmeye çağırıyoruz” dedi.

Açıklamasında 1994 yılında Şemdinli’nin Ortaklar Köyü Ormancık mezrasında yaşanan olaylara değinen Akbaş, şunları ifade etti:

“24 Temmuz 1994’te Yarbay Ali Çamurcu’nun başında bulunduğu jandarma ekibi köye baskın düzenledi. İnsanları evlerinden çıkarıp köy meydanına toplayan kolluk kuvvetleri, erkekleri çırılçıplak soydu, köylülere ağır işkenceler yaptı. Kadınlar şiddet gördü, evler yakıldı, hayvanlar telef edildi. Naci Şengül ve beraberindeki 6 kişi gözaltına alındı. Daha sonra olay duyulunca köye gelen Salih Şengül, Hayrullah Öztürk ve 5 köylü daha gözaltına alındı. Gözaltına direnen bir kişi ise köy meydanında katledildi.”

Olayın ardından kayıplara ilişkin yapılan başvuruların sonuçsuz kaldığını belirten Akbaş, “Aileler cumhuriyet savcılığına başvuruda bulundu fakat resmi kurumlar olayları inkâr etti ve takipsizlik kararı verildi. Büyük baskılar nedeniyle köylüler göç etmek zorunda kaldı” dedi.

2011 yılında bir erin gönderdiği mektuba da değinen Akbaş, “Askerlik görevini olayın yaşandığı dönemde yapan bir er, köylülerin beş gün boyunca ağır işkencelere maruz kaldığını, sakallı ve jitemci olduklarını söyleyen kişiler tarafından çukura götürülüp tarandıklarını belirtti. Ancak olayla ilgili yapılan başvurular sonuçsuz kaldı. Yarbay Ali Çamurcu ve Astsubay Fatih Akça hakkında soruşturma izni dahi verilmedi” ifadelerini kullandı.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Türkiye’nin yaşam hakkı, işkence yasağı ve güvenlik hakkı ihlallerine karar verdiğini belirten Akbaş, “Bu katliam AİHM tarafından kayıt altına alındı. 31 yıldır Naci Şengül, Salih Şengül, Hayrullah Öztürk ve diğer köylüler için adalet arıyoruz” diye kaydetti.

Açıklamasının sonunda Akbaş, “Gözaltında işkence ile katledilen insanlarımızın hayatları, insanlığa karşı işlenmiş suçlar kapsamında değerlendirilmelidir. Sorumlular bir an önce adil bir yargı önüne çıkarılmalıdır. Buradan yetkililere bir kez daha sesleniyoruz; Naci Şengül, Salih Şengül, Hayrettin Öztürk ve diğer köylülerin akıbeti açıklansın, sorumlular yargılansın” diye belirtti.

Basın açıklamasının ardından konuşan Hayrettin Öztürk’ün kardeşi Emrullah Öztürk ise şunları söyledi:

“Gerçekten biz de isteriz ki… 31 yıldır ‘faili meçhul’ diyoruz ama değil; adalet meçhul, yargı meçhul. Olayı yapanlar belli, neden meçhul diyelim? Biz de istiyoruz ki mezar taşımız olsun. Burada olacağımıza gider mezarında bir dua okurduk. İHD Şubesinin bugünü bize ayırdığı için teşekkür ederim”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

GÜNDEM Haberleri