Hakkari ve ilçelerinde yaşanan su krizi Meclis gündeminde

DEM Parti Hakkari Milletvekili Öznur Bartın, Hakkâri’de özellikle Şemdinli’nin Yaylapınar köyünde yaşanan su kirliliği, susuzluk ve buna bağlı sağlık sorunlarını Meclis gündemine taşıdı.

DEM Parti Hakkari Milletvekili Öznur Bartın, Hakkâri ili ve ilçelerinde yurttaşların yaşadığı su temini ve su kalitesi sorunlarını Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne taşıdı. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na sunduğu yazılı soru önergesinde Bartın, su sorunlarının temel hizmetlere erişimi, günlük yaşamın sürdürülebilirliğini ve kamu sağlığını ciddi biçimde tehdit ettiğine dikkat çekti.

Önergede özellikle Şemdinli ilçesine bağlı Yaylapınar (Salaran) köyündeki durumun, bu sorunların somutlaştığı örneklerden biri olduğu belirtildi. Yurttaş beyanlarına göre, söz konusu köyde musluklardan kirli su aktığı, yaklaşık yetmiş hanede su temininde ciddi aksamalar yaşandığı ve bölgede böbrek yetmezliği nedeniyle diyaliz tedavisi gören yurttaşların bulunduğuna dair iddiaların ifade edildiği aktarıldı. Bu iddiaların doğruluğunun ancak saha verileri, su analizleri ve sağlık kayıtlarının birlikte değerlendirilmesiyle ortaya konabileceği vurgulandı.

Bartın, Hakkâri’de su sorunlarının çözülememesinin arkasında çok boyutlu ve birbirini besleyen yapısal etkenlerin bulunduğunu belirtti. Bu etkenlerin başında kurumlar arası yetki paylaşımının çok aktörlü olması nedeniyle görev ve sorumlulukların netleşmemesi geldiği, bunun da koordinasyon eksikliği, görev boşlukları ve veri akışında kopukluklara neden olduğu ifade edildi. Ayrıca yatırım ve bakım finansmanının yetersizliği, tahsis edilen kaynakların zamanında kullanılmaması ve proje öncesi yeterli hidrojeolojik etütlerin yapılmaması gibi faktörlerin de yapılan altyapı müdahalelerinin uzun vadeli çözüm üretmesini engellediği kaydedildi.

Bölgenin coğrafi yapısının engebeli ve yüksek rakımlı olması, ulaşım zorlukları ve iklim değişikliğinin etkileri nedeniyle teknik çözümlerin de karmaşık hale geldiğine dikkat çekilen önergede, güvenlik ve idari izin süreçlerindeki aksaklıkların, kamulaştırma ve arazi temini sorunlarının ve lojistik kısıtların uygulama aşamasında gecikmelere yol açtığı vurgulandı. Bunun yanında, proje seçiminde şeffaf kriterlerin eksikliği, yatırım performansının düzenli ve bağımsız şekilde denetlenmemesi, ihale süreçlerinde yaşanan gecikmeler veya iptaller ile bakım-onarım için sürdürülebilir modellerin kurulmamış olması da kırsal ve ulaşımı zor yerleşimlerde yaşayan yurttaşların suya erişimini istikrarlı biçimde engellediği ifade edildi.

Önergede, içme suyuna ilişkin her türlü iddianın — ister kirli su, ister toksik kirlilik ya da mikrobiyolojik bulaşma şeklinde olsun — halk sağlığı açısından ciddi riskler barındırdığı hatırlatıldı. Yaylapınar özelinde dile getirilen böbrek hastalığı ve diyaliz tedavisi iddialarının, içme suyuyla doğrudan ilişkili olup olmadığının ancak tarihsel sağlık kayıtlarının analizi, saha temelli epidemiyolojik çalışmalar ve kimyasal-mikrobiyolojik su analizlerinin karşılaştırılması ile anlaşılabileceği belirtildi.

Bu çerçevede su analizlerinin düzenli yapılmasının, kullanılan laboratuvarların akreditasyonunun sağlanmasının, elde edilen verilerin şeffaf şekilde paylaşılmasının ve sağlık ile su kalitesi verilerinin entegre analizinin hayati önemde olduğu vurgulandı. Sorunun teknik bir altyapı eksikliğinden ibaret olmadığına işaret eden Bartın, bu meselenin sosyal devletin temel yükümlülüğü ve yurttaşın insani hakkının korunması açısından değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.

Bartın, Hakkâri gibi su kaynakları açısından zengin bir coğrafyada yurttaşların neden susuz bırakıldığının ancak idari koordinasyon eksikliklerinin giderilmesi, finansman ve yatırım akışının düzenlenmesi, saha etütlerinin ve düzenli izlemenin kurumsallaştırılması, güvenlik ve erişim engellerinin kaldırılması, süreçlerde şeffaflık ve hesap verebilirliğin sağlanmasıyla açıklanabileceğini belirtti.

Bartın’ın önergesinde sorular sorular şöyle:

1. Hakkâri il merkezi ve ilçelerine bağlı yerleşimlerde son beş yılda kaydedilen, suyla ilişkilendirilebilecek hastalık vakalarının (enterik enfeksiyonlar, akut gastroenterit, suyla ilişkili zoonotik hastalıklar, kronik böbrek hastalığı olguları vb.) ilçe/yerleşim düzeyindeki istatistiksel dökümü nedir? Veriler; tanı kriterleri, kayıt yöntemleri ve doğrulama süreçleri açıklanarak sunulacak mıdır? (Yaylapınar özelinde ayrı belirtilmelidir.)

2. Yaylapınar (Salaran) özelinde bildirilen kronik böbrek hastalığı/diyaliz artışı iddialarına ilişkin Bakanlığınız veya İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yapılmış epidemiyolojik inceleme, saha taraması veya araştırma var mıdır? Varsa metodoloji, örneklem, bulgular ve öneriler nelerdir; yoksa bu tür bir incelemenin kapsamı, maliyet gereksinimi ve zaman çizelgesi ne olacaktır?

3. İçme suyu kalitesi nedeniyle sağlık riski tespit edilen yerleşimlere uygulanacak acil müdahale protokolleri nelerdir? (Geçici temiz su temini, su dezenfeksiyonu yöntemleri, mobil sağlık taramaları, enfeksiyon izleme ve izole etme protokolleri, halkın bilgilendirilmesi vb.) Hakkâri özelinde daha önce uygulanmış örnek uygulamalar varsa bunların etkinlik değerlendirmesi nedir?

4. Sağlık Bakanlığının su kalite verileri ile sağlık kayıtlarını entegre ederek erken uyarı/araştırma mekanizması kurma kapasitesi nedir? DSİ ve Çevre Bakanlığı ile veri paylaşımına ilişkin mevcut uygulama ve geliştirme planları nelerdir?

5. Yaylapınar (Salaran) köyünde içme suyu kirliliğine bağlı olarak tespit edilen bulaşıcı veya kronik hastalık vakaları var mıdır? Varsa bunların yıllara göre dağılımı ve yurttaşlarımız üzerindeki etkileri nedir? Bu sorunların önlenmesi için Bakanlığınızca hangi sağlık müdahaleleri ve koruyucu tedbirler alınmaktadır?

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

GÜNDEM Haberleri